17 Şub 2016 12:24 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:21

AYM raportörü: Can Dündar ve Erdem Gül hak ihlaline uğradı

Dündar ve Gül’ün başvuruları AYM Genel Kurulu’na sevk edildi... Kararı 17 üyeli AYM Genel Kurulu verecek

Anayasa Mahkemesi, MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün yaptığı bireysel başvuruları görüştü.

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, başvuruyu esastan görüşüp karar vermek yerine dosyayı tüm üyelerin olacağı genel kurula havale etti.

CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL NEDEN TUTUKLANDI?

Can Dündar ve Erdem Gül, MİT TIR’larına ilişkin yaptıkları haberler nedeniyle 26 Kasım 2015’te “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme”, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme” ve “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama” suçlarından tutuklandı.

Dündar ve Gül’ün avukatları, 3 Aralık 2015’te Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Dilekçede, tutuklama kararı ile Dündar ve Gül’ün anayasanın 19’uncu ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5’inci ve 10’uncu maddelerinde yazılı “kişi güvenliği ve özgürlüğü” ile “ifade özgürlüğü”, anayasanın ise 26’ncı ve 28’inci maddelerinde düzenlenen “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü” ile “basın özgürlüğü” haklarının ihlal edildiğinin altı çizildi.

RAPORTÖR RAPORUNDA "İHLAL VAR" DEDİ
Bu arada, başvuruyla ilgili heyete sunulan raportörün raporunda, "Gül ve Erdem'in haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi" görüşünün yer aldığı öğrenildi.
Raporda, "Dündar ve Gül'ün, gazetecilik faaliyetinde bulunduğu, basın ve ifade özgürlüğü haklarının yanı sıra kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının ihlal edildiği" belirtilerek "İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi" istendi.
"Gül ve Erdem'in tutukluluğunun hukuki olmadığı" görüşünün de savunulduğu raporda, tutukluluğun devamına ilişkin mahkeme kararlarındaki gerekçelerin açık ve yeterli olmadığı ileri sürüldü.