AYKUT IŞIKLAR'DAN ACUN ILICALI'YA AÇIK MEKTUP!
Son günlerin en büyük magazin bombasının baş aktörü Aykut Işıklar'dan Acun Ilıcalı'ya şok itiraf!
Bunlara ne gerek vardı.
Hukuk büroları, arkadaşlar ve danışmanlar ile toplantılar, noterler, açıkça kellemi isteyen hakaret dolu şikayet mektupları... Özetle yaz sıcağında bu kadar uğraşmak zaman ve para kaybı.
Bana bir telefon edip, 'Aykut Ağabey bu yazında kimden söz ediyorsun? Kim bu A.I. ismindeki adam' diye sorsaydın ya... İsim yok, adres yok, bilgi yok. Neden üzerine böyle atladın? İnternet sitelerindeki düşmanlarının eline koz verdin? Bu dünyada ismi A.I. olan sadece sen mi varsın? Neden gocundun böyle? Benim bildiğim asistanı ile yasak aşk yaşayan pek çok yapımcı var. 'Yalan' diyenler çıksın ortaya...
Şimdi sıkı dur. Tarihi gerçeği itiraf ediyorum, o yazıda anlatılan A.I. bizzat benim. Kendi başımdan geçenleri anlattım. O asistan kız da benim sevgilim. Evli olduğum için hafif şaşırtarak yazdım. Lütfen bunlar aramızda kalsın, kimseye söyleme. Yuvam yıkılırsa senden bilirim.
Nasıl rahatladın mı şimdi?
Seni neden üzeyim, zor duruma düşüreyim. Alıp veremediğimiz ne olabilir? Yemin ederim, dediklerini aynen yazardım. Hatta ihbarcılara, senin namına küfürler bile ederdim.
Ama beni bir kez olsun aramadın. Tam tersi ne kadar gizli düşmanın varsa onlara gidip dert yandın. Şuna emin ol, seni sevmeyen-kıskanan, yerinde gözü olan pek çok meslektaşın ve yalancı arkadaşın var. O dünyanın bir ucuna götürüp, yedirip içirdiğin kişilere de sakın güvenme. Onlar top-aç gibi. Devamlı dönerler. Yarın müdürü kulağını çekince bak neler yazarlar. Daha önce dediğim gibi beni kullanıp seni yıkmaya çalışıyor bu sevgili (!) arkadaşların. İstediklerini de yaptılar. Binlerce internet sitesinde gençlerin hakkındaki yorumunu okuyorsun herhalde...
Seninle alıp veremediğim en küçük bir şey yok. Olamaz da. Belki de babanın yaşındayım. Sen doğmadan çok önce gazeteci idim. Sen benim gözümde hâlâ iyi bir Televole muhabirisin. Senin gazetecilikteki hocan Şansal Büyüka'dan bile kıdemli... Ben Şansal ile Kalamış'ta dolaşırken bilmiyorum sen ne yapıyordun?
Sadece görevimi yapıyorum. Sen nasıl TV programında güzel kızları yakın plan ekrana getirerek, halka para dağıtarak, ağlatarak, bağırtarak 'heyecan yapıyorsan' ben de yazılarımda topluma faydalı mesajlar vererek bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Bu ülkede senin yaptığın daha geçerli olduğu için, Coca Cola reklamında bile oynuyorsun. Ne kazandığın parada, ne şöhretinde gözüm yok. Sana karşı kişisel bir derdim de asla yok. Olsa böyle abidik gubidik ihbarı değil, başka şeyler yazardım. 'Var mısın Yok musun' hakkında gelen ihbarları ciddiye alıp araştırdım. Parasını alamayan yarışmacılar ortalarda dolaşıyor. Oyuncu ajansından seçilen yarışmacılar da!.. Onlarla yapılan özel iş anlaşmaları da anlatılıyor.
Yıllar önce Tanju Çolak-Hülya Avşar arkadaşlığını da ilk ben yazmıştım. Herkes o zaman da 'sen yeni mi duydun' diye dalga geçmişti. Ama Hülya da Tanju da ne inkâr etmiş ne de beni suçlamıştı. Delikanlı gibi aşklarının arkasında durmuşlardı.
Çevrendekilere benzemediğim kesin. Biraz araştırsaydın daha iyi tanırdın çünkü ortak pek çok dostumuz var. TV'ciden tut, casino sahiplerine dek. Sadece halka doğruları yazmak için çırpınan, halkı kullanıp köşeyi dönen uyanıklar ile savaşan bir salak gazeteci olduğumu anlardın. O zaman eminim... Böyle tekzipler göndermek yerine telefonla ricada bulunurdun. Bir formülünü mutlaka bulurduk. Yaşım olmuş 61... Seni üzerek ne daha büyük gazeteci olurum ne de daha kötü gazeteci...
Unutma sadece Allah'ıma can borcum var.
Aykut IŞIKLAR / BUGÜN