Aydın Engin'den 'Can Dündar' düzeltmesi: Kusur bendeyse sorumluluğu üstleniyorum
Dündar'ın can güvenliği nedeniyle yurtdışında olduğuna yönelik habere kaynak gösterilen Engin, konuya açıklık getirdi.
DW Türkçe'nin haberine göre; Alman Gazeteciler Birliği (DJV)
Başkanı Frank Überall'in, Alman haber ajansı dpa'ya Can Dündar ile
ilgili yaptığı açıklama tartışma yarattı. Überall dpa'ya verdiği
demeçte Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın can
güvenliği nedeniyle yurtdışında olduğunu söylemişti. Überall,
İstanbul'da gazeteye yaptığı dayanışma ziyareti sırasında
Cumhuriyet'in geçici olarak genel yayın yönetmenliği görevini
sürdüren gazeteci Aydın Engin ile görüştüğünü belirtmişti.
DJV Başkanı Überall, Aydın Engin'in kendisine 'Can Dündar'ın can
güvenliği nedeniyle yurtdışında bulunduğunu, İstanbul emniyet
müdürünün ellerindeki bilgilere dayalı uyarısı ve iki aylığına
yurtdışına çıkması yönündeki tavsiyesi üzerine Dündar'ın yurtdışına
gittiğini' söylediğini aktarmıştı.
Can Dündar haberle ilgili olarak Twitter hesabından “Haber yanlış.
Emniyet, koruma önlemlerini alıyor. Devlet, “Seni koruyamayız,
dışarı çık” der mi? Dese de buna uyulur mu?” açıklaması yaptı.
Überall'in bilgiyi kendisine verdiğini belirttiği Aydın Engin de
Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yaparak, konunun Dündar'ın
iki aylık izin kullanması ve güvenliği olmak üzere iki boyutu
olduğunu söyledi. Can Dündar'ın Ağustos sonunda yeniden masasında
ve görevinin başında olacağını belirten Aydın Engin, konunun
Dündar'ın can güvenliğiyle ilgili boyutu ile ilgili ise şu
paylaşımda bulundu:
"İstanbul Emniyeti Dündar'ın güvenliğinin çok ciddi risk taşıdığını
belirtti. Nitekim yakın korumalarının sayısı artırıldı. Bu riskin
yüksekliğini Adliye Sarayı önündeki silahlı saldırı zaten
kanıtlıyor. Gelen tehdit mesajlarını saymaya bile gerek yok...
Ancak bu güvenlk riski tesbiti ve uyarısı "Yurtdışına gitsin" gibi
bir öneriye yol açmaz. Kesinlikle böyle bir öneri sözkonusu değil.
Böyle bir uyarı gelseydi ne Can Dündar'ın, ne Cumhuriyet'in bunu
talimat belleyip uyması da zaten ve asla söz konusu olamazdı.
Anlaşılan iki ayrı konunun birbirine karışması ya bir çeviri
kusurundan ya da benim savruk kurulmuş, özensiz cümlelerimden
kaynaklandı. Kusur bendeyse sorumluluğu üstleniyor, çeviri
kusurundansa bu twittlerle düzeltmiş oluyorum. Sanırım ve umarım
konu aydınlandı..."