04 Şub 2015 11:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:01

Aydın Engin, Mahçupyan'a yüklendi; Kılıf bulmakta zorlanıyor

BugünTV'de yayınlanan Erkam Tufan'la Analiz programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin'den Etyen Mahcupyan kritiği.

BugünTV'de yayınlanan Erkam Tufanla Analiz programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Aydın Engin'den bir zamanlar beraber çalıştığı Etyen Mahcupyan eleştirisi geldi.

Engin, Mahçupyan için

"MAHÇUPYAN KILIF BULMAKTA ZORLANIYOR"

"Ben Etyen Mahcupyan ile Agos genel yayın yönetmeniyken de çalıştım. Benim için açıklanması çok kolay değil. Tamam bir avanta, bir çıkar elde etme gibi onu onursuz kılacak işlere tenezzül etiğine asla inanmıyorum. Ama o da tıpkı Cumhurbaşkanı gibi kendi doğrularının kesin doğru olduğuna inanan bir arkadaşımızdır.

Burada da bir görev üstlendi. Arada bir ben Davutoğlu'nun danışmanıyım, Erdoğan'ın değil mesajı veriyor. Ama bir yandan da AKP'li bir Başbakanın danışmanı olduğu için de bir şeylere kılıf bulmak zorunda.

Orada Etyen Mahcupyan arkadaşımızın durumuna pek özenmiyorum. Şunda dolayı; kılıf bulmak çok zorlaştı, mızrağın çuvala sığmadığı noktalara geldik. Nitekim bence entelektüel birikimi hatta zekası çok elverişli olan Mahcupyan kılıf bulmakta ister istemez elinden fazla bir şey gelmez. Çok zorlanıyor, hatta sık sık ta beceremiyor"


UGANDA'DA BAKAN BENDEN TORPİL İSTEDİ

Cumhuriyet yazarı Aydın Engin, Hizmet Hareketinin okulları için de ilginç bir anısını anlattı:
"Beni en çok etkileyen Uganda'daki okullar oldu, Hizmet Hareketinin müfettişlerinden uzak oradaki öğretmenlerle uzunca konuşma, gözleme imkânım oldu.

Devlet el mi koyacak, devletleştirecek mi? Ajansa mı bağlayacak, neresinden bakarsanız bakın devlet memurları yerleştirilecek demektir. O iş yürümez. Çünkü bu okulların kuruluş nedeni, misyonu ne olursa olsun orada çalışanların ne kadar misyoner ruhuyla yani Türkiye'nin herhangi bir yerinde elde edebilecekleri maaşları, hatta çok daha az maaşlarla, tam bir izolasyon içerisinde, sahiden fedakarca çalıştıklarının ben dolaysız tanığıyım.

O yoksulluk ülkesinde kaliteli eğitimin ne olabileceği konusunda şaşırtıcı gözlemlerim oldu. Örneğin fizik ve kimya laboratuvarlarında her çocuğun önünde bir labtop vardı.

Orada Türk Uganda İşadamları Derneği de var. Derneğin bir yemeği oldu. O yemekte denk geldi oranın Ahlak Bakanı karşımda oturdu. Kendisi ile sohbet ettik. Artık yaşımdan mı bilemem beni Hizmet Hareketi'ni önde gelenlerinden biri olduğumu sandı. Fısıltı tonunda sizden bir ricam var dedi. Lisede kontenjan dolmuş, yeğeni için omuz verseniz de okula kaydettirelim dedi. Ülkenin bakanının o kadar kaliteli Hristiyan misyoner okulu varken Hizmet Hareketinin okuluna yeğenini sokmak için torpil araması bence iyi bir göstergedir.

Oradaki öğretmenler bir şeye alet mi oluyorlar ben onu tartışmıyorum. Oradaki öğretmenler alkışlanacak özveri ile fedakarlıkla, komünist partilerin çelik çekirdeği disiplini ile değil gönüllü olarak ve şikayet etmeden görevlerini iyi yerine getirmeye çalışan gençcecik arkadaşlardı."