AYDIN DOĞAN'IN HÜRRİYET'İ SATIN ALDIĞI YER KAPANIYOR!!!...

O restoranın ismi, Les Ambassadeurs´dür...

Fransızca "Büyükelçiler" anlamına gelen Les Ambassadeurs restoran kurulduğundan beri Bebek Oteli´nin alt katında faaliyet gösterirdi...

Denizin üzerinde demek yanlış olurdu gizli görüşmelerin yapıldığı restoran için...

Denizin bitişiğinde neredeyse akvaryum gibi seyrederdiniz denizi...

Otelin girişinden bir kat aşağı inildiğinden gözlerden iyice uzaktı...

Medya patronları, yabancı işadamları bütün gizli görüşmelerini burada yapar, gazeteler bu restoranda el değiştirirdi...

Hürriyet´in eski Murahhas Azası Yaşar Eroğlu, gazetenin sahibi Erol Simavi´nin temsilcisi olarak Aydın Doğan´a Hürriyet gazetesini burada satmıştı...

Aydın Doğan Hürriyet´in fiyat ve ödeme koşullarını Les Ambassadeurs restoranının kağıt peçetesinin üzerine yazarak anlaşmayı yapmıştı...

Dinç Bilgin Yeni Yüyzyıl gazetesini işadamı Korkmaz Yiğit´e burada satmıştı...

Hürriyet ve Sabah gazetelerinin patron ve 1 numaralı yöneticilerinin her türlü kararı aldıkları restoran bu restorandı...

Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Zafer Mutlu ve Mehmet Ali Yalçındağ dörtlüsü yıllarca bu restoranda buluşup basının kaderini belirleyecek anlaşmaları yaptılar...

Basındaki büyük kavgalara da büyük birleşmelere de bu restoranın masaları tanıklık etti...

Bugün kansere karşı müthiş bir mücadele vererek, Amerika´daki doktorların ağzını açık bırakan, sevgili kardeşim Habertürk´ün sahibi Ufuk Güldemir, Sabah gazetesine bu restoranda Genel Yayın Müdürü olmuştu...

Benim de bulunduğum Beşiktaş Yönetim´inin medya patronlarıyla ilk yemeği de burada gerçekleşmişti...

Zafer Mutlu´yla birlikte Hüsnü Güreli´yi bu restoranda ikna etmeye çalışmıştım, Yıldırım Demirören Beşiktaş´ın futbol şubesi sorumlusu olarak kalsın diye...

Hüsnü Güreli kabul etmemişti...

Sonra o ayrıldı, Yıldırım Demirören Beşiktaş´a Başkan oldu...

Les Ambassadeurs bir tarihti...

Türkiye´nin kaderini belirleyen bir tarih...

Hırsın, gücün, iktidarın buluştuğu masalardan, gücün bir aura olarak bütün mekana yayılıp Boğaz´ın lacivert sularına aktığı bir tarih...

İlk zamanlar şef garson Osman Bey konukları kapıda ellerini ovuşturarak karşılardı...

Osman Bey´in ellerini kavuşturduğunu görünce, medya patronları takılırlardı:

"Yine paraları cukkalayacaksın... Onun için ellerini kavuşturuyorsan, değil mi Osman?.."

Osman Bey bir süre sonra Hakkın rahmetine kavuştu...

Şimdi de tarihi restoran kapanıyor...

Bodrum Türkbükü´nün ünlü Mey restoranının güzel ve alımlı sahibesi Şebnem Gökgöz´ü gördüm önceki gün...

"Bodrum Mey restoranın bütün kalitesini buraya taşıyacağız. Görüşmeler son noktaya geldi" dedi...

Medya tarihinin yazıldığı yer kapanıyor...

Benim de kişisel tarihimdeki çok önemli bir dönemeç noktası sona eriyor...

Yerine Ege´nin cıvıltılı lezzeti Bodrum Mey restoran açılıyor...

Biliyorum yeni yer çok güzel olacak ama...

Nedense içim buruk...

Yüreğimi bir sis kapladı ki, dağılmak bilmiyor...

Reha Muhtar/Vatanhttp://