27 Mar 2009 07:45 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:36

AYDIN DOĞAN'IN GÜNLÜKLERİ YAYINLANMALI,ARTIK ZAMANI GELMİŞTİR! ERTUĞRUL ÖZKÖK NEDEN BU KANAATE VARDI?

Altı gün boyunca bir otel odasında çalıştık. Konu, Aydın Doğan´ın hatıralarıydı. Aydın Bey, bir yıldan beri hatıralarını yazıyor.

Aydın Bey'in hatıralarını yayınlama zamanı


GEÇEN ay Frankfurt´ta bir otelde Aydın Doğan ve ona yakın dört kişi bir araya geldik.


Altı gün boyunca bir otel odasında çalıştık.


Konu, Aydın Doğan´ın hatıralarıydı.


Aydın Bey, bir yıldan beri hatıralarını yazıyor.


Yazımı bitti.


Çok yakınındaki beş altı kişiye ve kızlarına bunu verdi.


Bizler de okuduk ve görüşlerimizi aktardık.


Frankfurt´ta bir kere daha okuduk ve o günlere ait bazı belgelerin bulunması için yardımcı arşiv çalışması yaptık.


Önceki akşam, ikinci Ergenekon iddianamesini okurken Aydın Doğan´ın hatıraları aklıma geldi.


Nedenini anlatayım.


* * *


İddianamenin 247´nci sayfasında şöyle bir ifade var:


"Aydın Doğan´ın çizgisini değiştirmesi için baskı yapılması, aksi halde ´İşlem´ yapılması, planlanmıştır. Doğan medyanın başlangıçta hükümet destekçisi olmasına rağmen sonradan tamamen hükümet karşıtı bir çizgi benimsemesi bu planlama açısından bakıldığında oldukça anlamlı görülmektedir."


Ben hukukçu değilim.


Söyler misiniz bu ne anlama geliyor?


İddianamede Doğan Grubu ve mensupları ile ilgili bütün cümleleri tek tek okudum.


Önüme çıkan tablo şu:


Darbe yapmayı planladığı iddia edilen sivil ve askeri kişilerin hiçbirinin bizim hakkımızda olumlu bir düşüncesi yok.


İddianamenin hemen her bölümünde, "Doğan Grubu´nun çizgisinin değiştirilmesi ve desteğinin alınması gerektiği" söyleniyor.


Ama söz konusu dönemde bu desteğin alındığına dair bir belirti yok.


Tam aksine, destek vermediğimiz açıkça ifade ediliyor.


O zaman, insanın aklına şu soru geliyor:


Telefon dinlemeleri, yazışmalar, demeçler bu kadar açık şekilde ortadayken, iddianameye böyle bir ifade neden konmuş?


* * *


Önceki gün iddianameyi hızla okurken, bu ifadenin savcıya ait olduğu izlenimi aldım ve çok yadırgadım.


Ancak biraz daha dikkatle okuyunca, bu ifadenin savcıya ait olmadığı, Şener Eruygur´un evinde bulunan ve kime yazıldığı belli olmayan bir raporda yer aldığını anladım.


Ancak bu bölüm iddianamede öyle belirsiz ve özensiz şekilde kaleme alınmış ki, dikkatsiz bir okuyucu bunu, "savcının iddianamesi" olarak algılıyor.


Nitekim dünkü bir gazetede haber bu şekilde yer almıştı.


Ben de savcının bu tutumunu eleştiren bir yazı yazmayı planlarken, arkadaşların uyarısı üzerine, iddianameyi dikkatle okudum ve yazıyı değiştirdim.


Çünkü, savcı veya savcıların böyle bir ifadeyi, şüphe yaratacak şekilde iddianameye koymalarını aklım almamıştı.


Yine de belge iddianameye konduğuna göre, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak görüşlerimi yazayım.


Bir:


Biz hiçbir zaman hükümet yanlısı falan olmadık.


"Hükümet karşıtı" diye bir siyasetimiz de olmadı.


Bazı konularda AKP hükümetinin icraatını olumlu bulduk ve destekledik.


Bazı konularda da karşısına çıktık.


Bu sadece 2002 sonrası için geçerli değil.


Ondan önce de mesela rahmetli Özal´ın birçok icraatını destekledik.


Bazılarına da karşı çıktık.


Bir kadın başbakan olarak Tansu Çiller´in gelişine sevindik.


Ama sonradan eleştirdiğimiz icraatı nedeniyle karşı düştük.


Dünyanın her yerinde bağımsız medyanın kaderi budur.


2007 yılından sonra karşı çıktığımız şeye gelince.


Başbakan seçimlerde Cumhurbaşkanı´nın uzlaşmayla seçileceğini söyledi.


Biz de Cumhurbaşkanı´nın uzlaşmayla seçilmesini savunduk.


Burası AB ile tam üyelik müzakereleri yapan demokratik bir ülkeyse, bir siyasi partinin sözünü tutmasını istemek hakkımız olmayacak mı?


* * *


Bu imzasız raporu kim yazmışsa halt etmiş.


"Hükümet yanlısı çizgi izlemeyi" anlamsız, buna karşılık "hükümet karşıtı çizgi izlemeyi" anlamlı bir davranış olarak görüyor.


O nedenle savcının bu bölümü, belirsiz ve özensiz bir ifadeyle iddianameye koymasını yadırgadım.


Bir kere daha anladım ki, artık Aydın Bey´in hatıratını yayınlama zamanı geldi.


ERTUĞRUL ÖZKÖK / HÜRRİYET