Aydın Doğan'dan 'Penguen belgeseli' bombası: Tam bir şapşallık!
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Gezi Parkı olayları başladığı sırada Doğan grubu yayınlarından CNNTürk'te penguenlerle ilgili belgesel gösterilmesi konusunda ilk kez konuştu.
Aydın Doğan, Gezi Parkı olayları başladığı sırada Doğan grubu
yayınlarından CNNTürk'te penguenlerle ilgili belgesel gösterilmesi
konusunda ilk kez konuştu.
Doğan, "O tamamen bir şapşallık. Yani bir kasıt falan değil" dedi.
Doğan, protestolara neden olan belgesel yayını konusunda Doğan
Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan kızı Begümhan Doğan
Faralyalı'nın "Ne yapıyorsunuz siz? Belgesel yayınlıyorsunuz"
diyerek kendisini uyardığını söyledi.
Aydın Doğan bu açıklamayı, görüşleri nedeniyle işsiz bırakılan
gazetecileri ve bu bağlamda medyaya yapılan baskıları ele
alan "Persona Non Grata" adlı belgeselde dile getirdi.
Belgeselde, görüş, haber ve yazıları nedeniyle işsiz bırakılan
gazetecilerin hikâyeleri, kendi anlatımlarıyla dile
getiriliyor.
Hasan Cemal'in Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığı P24'ün hayata
geçirdiği projede sırasıyla şu isimlerin anlatımlarına yer
verildi:
Can Dündar, Fatih Yağmur, Uluç Özcü, Sibel Oral, Ahmet Şık, Murat
Aksoy, Hasan Cemal, Derya Sazak, Fatih Altaylı, Bekir Coşkun,
Ayşenur Arslan, Gürkan Hacır, Sevim Özay, Rıdvan Akar, Aydın Doğan,
Doğan Ertuğrul, Yekta Kılıç, Tuğçe Tatari, Mustafa Kuleli.
İşte Aydın Doğan'ın penguen belgeseli, Doğan Grubu'na kesilen
milyarlık vergi cezası ve sansür iddialarına dönük o
açıklamaları:
"PENGUEN BELGESELİ YAYINI TAM BİR ŞAPŞALLIK!"
Aydın Doğan / Doğan Holding Onursal Başkanı: (Gezi olayları
sırasında CNN Türk'te penguen belgeseli gösterilmesini
değerlendiriyor) O tamamen bir şapşallık. Yani bir kasıt falan
değil. Gece 12’den sonra yahut gece yarısından sonra tam saati
bilmiyorum, otomatiğe bağlıyorlar. Geceye bir kişi kalıyor.
Ötekiler programı otomatiğe bağlamış gitmişler. Sabahleyin benim en
küçük kızım holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan da geldi "Ne
yapıyorsunuz siz" dedi, "Ne yapıyoruz" dedim. "Belgesel
yayınlıyorsunuz" dedi. Ondan sonra, erken saatte bunu söyledi. Biz
oradan fark ettik. Meslek kazası olmuştur. Hiçbir kasıt yoktur.
Hükümet bunu o dönemde kasten yaptılar dediler. Hayır biz öyle
şeyde değil, tamamen mesleki bir hatadır.
"KİMSEYİ BASKIYLA ATMADIM"
36 yıldır gazete sahipliği yapıyorum. Ne 28 Şubat döneminde, ne de
bu siyasi iktidar döneminde, ne de bundan önceki siyasi iktidarlar
döneminde ben grubumdan hiçbir gazeteciyi baskıyla ya da
başkalarının isteğiyle kurumumdan atmadım. 2007 yılından sonra
bizim grubumuz, hepinizin bildiği gibi o konuda fazla şey
yapmayacağım, bir vergi belasıyla fazla haksız yere, hiç olmadık
yere fazla sıkıştırıldı. Biz de küçülelim diye başladık ve
gazetelerimi satmak istedim. Milliyet ile Vatan’ı ve Star’ı sattım.
Zamanın ruhu diyeyim buna.
Bir önemli ölçüde yandaş diyorlar ama ben onu sevmiyorum.
Hükümet yanlısı yayın organları çıktı. Reklamların bizim gruplar
tarafından alınmasını mesele etmeye başladılar. Biz bu endişeyle
ekonomiye gidelim malesef gazetelerde ve televizyonlarda ekominin
birinci yolu da insan tasrrufundan geçiyor. Biz de o bakımdan
epeyce arkadaşımızla istemeyerek yollarımızı ayırdık. Zaman zaman
bağrımıza taş basarak kırgınlıklar küskünlükler oluyor. Çok
sevdiğimiz arkadaşlarla yollarımızı ayırmak durumunda kalıyoruz. Bu
da bizi üzüyor ama ne yapalım. Çoğunluğun geleceği için bazı
azınlıklardan fedakârlık ediyoruz. Bütün bunların sonunda ben 36
yıldır hiç hata yapmadım demiyorum. Ben de sütten çıkmış ak kaşık
değilim. Ne hataları yaptık. Gazetelerimde de ne hatalar vardır.
Mutlaka.
'VERGİ CEZASI İÇİN HİÇ BİR ŞART ALDINDA HAKLI
DEMEM'
Vergiyi hiçbir şart altında bana haklıdır dedirttiremezsiniz ama
vergiyi de daha fazla konuşmak istemiyorum. Çünkü yine ah çekeceğim
o zaman bütün her şey dökülecek, onu yapmak istemiyorum. Şu an
ister kes, ister kesme. Sen de beni bu vergi işinde fazla
sıkıştırma. Tuluhan şekerim sen de beni çok sıkıştırıyorsun. Hadi
git. (Gülüyor)