Aydın Doğan'dan İrfan Değirmenci ve Hande Fırat açıklaması
Aydın Doğan, referandumda "Hayır" dediği için işten çıkardığı İrfan Değirmenci, Hande Fırat'ın "Karargah rahatsız" haberi ve Hollanda krizi hakkında açıklama yaptı.
Doğan Medya patronu Aydın Doğan basın toplantısı düzenledi. Hilton
Oteli'nde düzenlenen toplantıya kurul üyelerinin yanı sıra medya
grubu yönetici ve temsilcileri katıldı.
Aydın Doğan'ın açıklamaları şöyle:
YAYIN YÖNETMENİ DEĞİŞİKLİĞİ
“Genel Yayın Yönetmenliği görevine Fikret Bila arkadaşımız geldi.
Ben hem Sedat Ergin’i hem de Fikret Bila’yı çeyrek yüzyıldır
tanıyorum. İkisi de çok takdir ettiğim kendilerini mesleklerine
adamış, dürüst, ilkeli gazeteci arkadaşlarımdır. Bu değişim, sadece
bir bayrak değişiminden ibarettir. Hürriyet’in yayın çizgisi ile
ilgili değildir. Hürriyet, ilkelerine bağlı, bağımsız objektif
yayıncılığı sürdürecektedir. Sedat Ergin arkadaşımız sevdiği işe
köşe yazarlığına yeniden başladı. Fikret Bila’yı de yeni görevinden
dolayı kutluyorum, başarılarının devamını diliyorum.
Bu bayrak değişiminin, editöryal bir yanlışlığın hemen arkasından
gelmesi arzu etmediğimiz bir talihsizlik oldu. Özellikle sosyal
medyadaki spekülasyonu önlemek adına bu açıklamayı daha fazla
geciktirmeden yapmak istedik. Şunu anlatmak istiyorum. Fikret
Bila’nın Genel Yayın Yönetmenliği’ne gelmesi çok daha önceden
planlanmıştı ama bazı seyahatler dolayısıyla bir türlü
uygulanamadı. Fakat hemen bu talihsiz olayın peşine Fikret’i
atamamız sanki bu olayın devamıymış gibi algılandı. Böyle bir şey
yoktur. Sosyal medya böyle algıladı. Biz de fazla geciktirmeden
açıkladık. Mutlaka tanıyorsunuz ama bugün sizlere Fikret Bila’yı
tanıştırmaktan memnuniyet duyuyorum. Zannediyorum ki hemen hemen
herkes de Fikret’i tanıyor. O da meslekte bayağı eskidir. Ankara
Temsilciliği ve Genel Yayın Yönetmenliği tecrübelerinden sonra
şimdi Hürriyet’in başında önemli işlere imza atacağına
inanıyorum.
İRFAN DEĞİRMENCİ
Kanal D’de sabah haberlerini sunan bir arkadaş çok seri, çok
keskin, sert twettler atarak referandum için ‘hayır’ kampanyası
yaptı. Yazar ve yorumcularımızın görüşleri eğer hakaret ve
aşağılama gibi unsurları taşımıyorsa bizi ilgilendirmez. Neticede
kendi kişisel görüşleridir ve kurumu bağlamaz. Ancak haber
sunanların konumu biraz farklıdır. Onlar haberin tarafsızlığını
korumak mecburiyetindedir. Aksi halde kurumun tarafsızlığını ve
objektif haber verme ilkelerine gölge düşürürler. Bu nedenle bu
arkadaş ile yollarımızı ayırmak mecburiyetinde kaldık. Sosyal medya
elbette faydalıdır. Biz de yayıncı olarak sosyal medyadan istifade
ediyoruz. Ancak bunun sorumlulukla kullanılması gerek. Nitekim bu
konuyu koruyan yayın ilkelerimizde yer vermiştir. Yetmedi grubumuz
gazetecilerine zaman zaman genelgeler yayınlayarak sosyal medya
kullanımlarına dikkat etmeleri hususunda yazılı ve sözlü uyarılar
yaptık. Yaptırımlar uyguladık.
'KARARGAH RAHATSIZ' HABERİ
25 Şubat’ta Ankara Temsilcimiz Hande Fırat bir habere imza attı. Bu
haber, Genelkurmay Başkanlığı’nın verdiği kurumsal bilgi notuna
dayanıyordu. Genelkurmay, Hulusi Akar paşa şahsında orduya yönelik
suçlama ve itiraflara cevap verme gereği duymuş ve bunları bir not
halinde bunları Fırat’a iletmişti. Nitekim Genelkurmay Başkanlığı
bu haberin içeriğinin sorumluluğunu resmi sitesinde üstlendi. Bu
noktada benim de çok üzüldüğüm editöryal bir hata yapıldı. Haberin
iç sayfadaki devamında başlık olarak ‘Karargah Rahatsız’ denmesi
istismara müsait bir çağrışım olarak algılandı. Oysa haberi
okuyanlar iyi niyetli olarak baktıklarında Genelkurmay’ın
tepkisinin sadece kendilerini suçlayanlara cevap teşkil ettiğini
görmüşlerdir. Bu art niyetle yazılmış değildir ama editoryal bir
hatadır.
HOLLANDA KRİZİ
Avrupa ülkelerinde hükümet üyelerimizin konuşmalarına izin
verilmemesi ve bunun için haksız engeller çıkarılması hepimizin
tepkisini çekmiştir. Özellikle Hollanda’da Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Fatma Betül hanımefendiye reva görülen muamele
asla kabul edilemez. Hollanda makamlarını bu tutumları dolayısıyla
kınıyorum. Bu davranışın diplomasının yerleşik kural ve teamülleri
ile demokratik hak ve özgürlüklerle bağdaştırmak mümkün değildir.
Avrupa’da yükselen yabancı düşmanlığı ve İslam korkusu ırkçılıkla
birleşerek ortak değerlerimizi tehdit eden çok rahatsız edici
atmosfer yaratmaktadır. Bu tehlikeye karşı demokrasi ve insan
haklarıyla herkesi ortak çalışmaya davet ediyorum.