'AYDIN DOĞAN'A İKTİDAR ÜZERİNDE GÜÇ KULLANMAYI ERTUĞRUL ÖZKÖK ÖĞRETTİ!..' FEHMİ KORU'DAN ÇOK İLGİNÇ BİR ANALİZ!..
Yalnızca Milliyet'in sahibiyken farklı bir patrondu Aydın Bey; mütevazı, hatta mahviyetkâr biriydi.
Patronlar akıllı olur
Başbakan Tayyip Erdoğan için bütün göstergeler aksine işaret etse de, kavganın kaynağı konusunda hâlâ farklı düşünüyorum: Aydın Doğan güç kullanmaya meyyal, ancak onu kavga noktasına yanındakiler getiriyor... Bu kavga bittiğinde, çanak-çömlek patladığı taktirde, olan her şey Aydın Doğan'a olacak, 'yanındakiler' dediklerim "Patron yanlış yaptı" deyip kenara çekilecekler...
Ben böyleyim işte, kendi kişisel gözlemlerimi başkalarının kanaatine yeğlerim; gözlemlerim ise Aydın Bey'in yanlış yönlendirildiğini söylüyor bana...
Yalnızca Milliyet'in sahibiyken farklı bir patrondu Aydın Bey; mütevazı, hatta mahviyetkâr biriydi. Hürriyet'i satın aldıktan sonra değişti. Hürriyet'in 40. yıldönümü vesilesiyle Ankara'da verilen büyük davette ben de bulunmuştum; özel hazırlanmış belgeselin sonunda 'İmparator' bağırtısı eşliğinde sahneye yürümüştü. Baktım, fazla rahatsız görünmedi Aydın Doğan...
Bana kalırsa Hürriyet değiştirmedi onu, Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olarak bulduğu kişi değiştirdi. Güç kullanmayı, iktidarlar üzerinde etkili olmayı, sürekli bir şeyler istemeyi kendisine o öğretti.
Pop sosyologun dünkü yazısını okuduğumda hayli şaşırdım. Grup gazetelerinden Radikal'de önceki gün Perihan Mağden'in iki taraflı kesen müthiş bir eleştirisi vardı. Kendi gazetesinin yönetiminin yanlış işler yapan askerlerle içli-dışlı olduğu halde ancak emeklilik sonrası yanlışlıkları sergilediğini söylediği gibi, grupta yer alan diğer gazetelerin de bazı haberleri görmezden geldiğine değiniyordu. Bütün bunları, Hürriyet yönetmeninin televizyon görüntülerine bakarak yazmıştı Perihan Mağden...
Aa, o da ne? Pop sosyologumuz Radikal yazarının konunun özüne dair yazdıklarını es geçmiş, dişlerine yönelik eleştirisine ("Bir ortodontiste görünmeye ihtiyacı var" diyordu yazar) değinmekle yetiniyor. Daha şaşırtıcı olanı ise, Perihan Mağden'den ismiyle söz etmek yerine "Radikal'in arka sayfası" diyor...
Kendisinden burada ismini vermeden 'pop sosyolog' olarak söz ediyorum ya, o da Perihan Mağden'i "Radikal'in arka sayfası" diye anıyor. Bilinçaltı 'arka sayfa güzeli' ile meşgul herhalde. Bilinçüstü ise Perihan Mağden'den nefret ediyor.
Nefret etsen de sana yönelik eleştirilere cevap versene be adam! Hayır, o, patronunu siyasî iktidarla çatışmayı koyulaştırmaya yönlendirip kaybının daha büyük olmasını sağlamakla meşgul. Patron kaybedince o ne kazanacak acaba? Yoksa patronu sağduyuyla hareket etmeye başarsa şahsen kaybetmekten mi korkuyor?
Grup gazetelerinden Milliyet'te Osman Ulagay'ın konuya ilişkin önemli bir tahlili yer alıyordu dün. Yazıda Başbakan Erdoğan ve Ak Parti'nin tavrına alışıldık biçimde yaklaşılıyordu, ama yazının grup gazetelerinden birinde çıkması o yönün fazla üzerinde durmamamızı gerektiriyor. Yazının ikinci yarısında yapılan "Bu kavga neden şimdi çıktı?" tahlili önemli.
Okuyalım isterseniz: "Aydın Bey