30 Oca 2007 10:44 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

AYDIN DOĞAN FOR PRESIDENT. BİLMEM ANLATABİLİYOR MUYUM?...ÜNLÜ GENEL YAYIN YÖNETMENİ NE DEMEK İSTEDİ?..

Amcacığım; son zamanlarda Doğan Ailesi´nin her bir ferdi önemli bir yerde görev üstleniyor. Siz eski bir uzman olarak bu konuda ne diyorsunuz? Cevap: Yesinler len senin İngilizceni yavrum frontal attack.

Amcaya mektuplar. Absolute absurd

Rumuz: Ya sev ya terk et
Soru: Serdar amca; benim hala oğlu geçenlerde iki kişiyi kıtır kıtır kesti. Beş-altı kişiyi iğfal etti, havaya ateş ederken kazayla üç kişiyi öldürdü. Orta yaşlı bir bayanın boğazını kestikten sonra dalağını çıkartıp çiğ çiğ yedi. Sevgili amcacığım acaba hala oğlum neden böyle davranıyor?

Cevap: Evladım `ya sev ya terk et´. Hala oğlun büyük ihtimalle bütün bu tuhaflıkları vatanını çok sevdiği için yapıyordur. Malum son zamanlarda moda böyle... Müthiş bir vatanseverlik yarışı var etrafta. Herkes en vatansever olmaya çalışıyor.

Rumuz: Babil
Soru: Serdar amcacığım; bilmem farkında mısınız, Ertuğrul Özkök son zamanlarda pazar günleri yazdığı her konuya uygun bir kitap bulup `bu benim başucu kitabımdır´ diyor. Acaba, Ertuğrul Özkök´ün başucu kitaplarının sayısı kaçtır, biliyor musunuz?
Cevap: Canım Babil. Ben de farkındayım bu olayın. Açıkça söyleyeyim; ben onun başucu kitaplarının sayısını saymayı çoktan bıraktım. Eğer o gecelerini milli kütüphanede geçirmiyorsa, bir insanın bu kadar fazla başucu kitabı olabilmesi de mantıken mümkün değildir.

Rumuz: Başyazar
Soru: Serdar amca; AKŞAM gazetesinin başyazarı neden yok?
Cevap: Sana ne bundan lan. İtoğlu it. Sen de, her bir şeye burnunu sokmasan olmaz değil mi? Tüm sinirliliğime rağmen yine de cevap vereceğim sana. Başyazarımız yok. Çünkü tüm aramalarıma rağmen uygun zekâ düzeyine sahip bir yazarı henüz bulamadım. Zekâ yaşı bu kadar düşük olup da yazı yazabilen fazla insan yok etrafta maalesef. Olanlar ise kapışılmış durumda. Bu nedenle bu tür yazıları da ben yazmak zorunda kalıyorum. Bu da uzun bir hazırlık süresi geçirmemi gerektiriyor. Meditasyon yapıyorum yazıya başlamadan önce ve zekâ düzeyimi zorla aşağıya çekiyorum. Sonra oturuyorum başyazıyı yazmaya. Böylece Türkiye şartlarında başyazarlık önşartını yerine getirmiş olarak işe başlıyorum.

Rumuz: Cansu
Soru: Sevgili amca; siz Cem Yılmaz´ı reddeden kadının kimliğini merak ediyor musunuz?
Cevap: Sevgili Cansu; hayır etmiyorum. Sadece şunu biliyorum ki; o kadın kimse, mizah anlayışının da sıfır olduğuna eminim. Cem Yılmaz´ı reddeden beni de okumuyordur. O nedenle o her kimse, kahrolsun...

Rumuz: Frontal attack
Soru: Amcacığım; son zamanlarda Doğan Ailesi´nin her bir ferdi önemli bir yerde görev üstleniyor. Siz eski bir uzman olarak bu konuda ne diyorsunuz?
Cevap: Yesinler len senin İngilizceni yavrum frontal attack. Sen eminim ki büzines mezunu bir eblehsindir. Madem İngilizce´ye bu kadar düşkünsün sana İngilizce cevap vereyim. `Aydın Doğan for president.´ Bilmem anlatabiliyor muyum? Gidişat öyle gibi gözüküyor.

Rumuz: Cansu
Soru: Bu işin peşini bırakmayacağım. Halk da bunu istiyor. Siz de Cem Yılmaz´ın problemini çözmeye uğraşın ve evet bu mesele bazı halk kesimleri için Türkiye´nin en önemli meselesidir. Sizden aydın sorumluluğu sergilemenizi bekliyoruz.
Cevap: Çözdüm çözdüm Cansu. Cem Yılmaz demeç vermiş; `bir kadının peşindeyim ama bir türlü yüz vermiyor´ demiş. Yüz isterse böyle olacağı zaten belliydi. Burada sadece menajeryel bir durum var bence. Olay basit, çözümü de öyle. Bence yüz istemesin, başka bir şey istesin, sorun kendiliğinden çözülür. Bu halkın törelerine de uygundur. Halkımız bu konularda geleneklerine, göreneklerine uygun davranışlar bekler insanlardan. Milli değerlere saygı bekleriz biz, anlaşıldı mı?..

Rumuz: