AYDIN DOĞAN ASSOCIATED PRESS'E KONUŞTU FEHMİ KORU BAŞARILAR DİLEDİ!.. PEKİ AMA NEDEN?..
Forbes 500 araştırmasına göre, bir yıl içerisinde 'ülkemizin en büyük patronu' olma iddiasını kaybetmiş Aydın Doğan...
Kayıp üstüne kayıp
Ülkemizin en büyük medya patronu Aydın Doğan şirketine kesilen büyük hacimli vergi kaçakçılığı cezasından sonra, görüşlerini yabancı ajans ve gazeteler aracılığıyla duyurma çabasında. ABD'nin ünlü Wall Street Journal gazetesinden sonra Associated Press (AP) ajansına da konuştu. Eğer yanlış anlamıyorsam, Aydın Doğan, başına geleni Başbakan Tayyip Erdoğan ile kendisinin 'lâiklik' konusunda farklı düşünmelerine bağlama eğiliminde.
"Benim yüzde 100 lâik duruşum Başbakan Erdoğan ile çevresindeki fanatik lâiklik karşıtlarını kızdırmış olabilir; biz yine de yolumuza devam edeceğiz" demiş AP ajansına...
Demek sonunda böyle bir savunma stratejisi geliştirmeye karar vermişler... İki yönlü keskin bir strateji bu: Bir yönüyle iktidarı 'lâiklik-karşıtı' olarak tanımlayan, diğer yönüyle de kendisini Türkiye'de 'son lâik duruşun sahibi' konumuna taşıyan...
Kendisine buradan başarılar dilerim.
Bu son cümle biraz 'alaycı' geldiyse öyle planlandığı içindir: Bu savunma tarzı Türkiye'yi fazla tanımayan yabancılar üzerinde etkili olabilse bile, ülkemizde olup-bitenlerden haberdar olanları ancak tebessüm ettirecektir. Son yıllarda çıkan ülkemizle ilgili bağımsız değerlendirmelerin hepsinde, yanlış uygulamaların kaynağına lâiklik anlayışı oturtuluyor. WINEP veya Soner Çağaptay gibi gönlü ve kafası başka yerlerde olan kurum ve kişilerin kullandığı malzemelere bir yenisini daha eklemenin ise 'stratejik' bir tarafı yok...
Son açıklamaların sonucu, bir süre sonra, Türkiye'de bazılarının lâiklik bahanesi arkasına gizlenerek ülkeyi kendi çıkarları istikametinde yoğurma niyetinin yurtdışında da bir kanaata dönüşmesi olabilir. Hazır kayıtlarda, Aydın Doğan'ın yine bir yabancı yayın organına daha önce demeç olarak verdiği "1997 yılında ordunun baskısı sonucu istifaya zorlanan İslâmcı koalisyon hükümetine karşı benim medya organlarım savaş verdi" övünmesi de varken...
Sıkça görüştükleri ve kim olduklarını birinci elden bildikleri bir iktidar kadrosunu tanımak için dünya liderlerinin tanıklığa ihtiyaçları olduğunu hiç sanmıyorum. Tersine, halktan her seçimde biraz daha artan geniş destek görmekte olan bir iktidarı 'lâiklik-karşıtı' olarak tanıtanlar hakkında farklı düşünmeye başlayabilir etkili global çevreler...
Yanlışı bir başka yanlışla yanlış olmaktan çıkartma yanlışlığına düşüyor Aydın Doğan...
İlk yanlış, Türkiye'de, iktidarların, siyaset-dışı güçlerle paylaşıldığı dönemlerin geride kaldığını anlayamamasıdır. İkinci yanlış ise, yeni dönemin iktidar-medya ilişkilerinin 'güçler-arası-paylaşma' zemini üzerine oturmadığı gerçeğidir. Bugünün temel çelişkisinin 'lâiklik' olduğu varsayımı eksenli savunma ise bir başka yanlıştır. Bu kadar yanlışla hiçbir yere varılamaz.
Artık bu türlü argümanlar 'lâiklik' denildiğinde derhal teyakkuza geçen dengeleri değiştirebilecek güçteki hassas odaklar için bile bir anlam taşımıyor. İki dehşetengiz manşet ve köpürtülmüş üç yorumla "Kalkın ey ehl-i vatan" borusu çaldırılabilen günler geride kaldı. Bu gidişle uluslararası arenadaki dostlarını da kaybedecek ülkemizin en büyük medya patronu...
Forbes 500 araştırmasına göre, bir yıl içerisinde 'ülkemizin en büyük patronu' olma iddiasını kaybetmiş Aydın Doğan; umarım, bu tür yanlış savunma stratejilerine rağmen, önümüzdeki yıllar içerisinde 'ülkemizin en büyük medya patronu' olma iddiasını kaybetmez..
İktidarı yabancılara şikayet eden yeni savunma stratejisi onu şimdiki durumundan kurtarabilir mi?
FEHMİ KORU-YENİ ŞAFAK