21 Mar 2012 14:37
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:27
AYAZ FİLMİ AYAZDA KALDI!
Medyaradar Sinema-TV yazarı Murat Tolga Şen soruyor; Ayaz filminin yapımcısı salonlardaki tekelleşmeyi bahane ederek filmini vizyondan çekti ama asıl sebep başka olabilir mi?
Bugünkü Sabah gazetesinin Günaydın ekinde tam sayfa Ayaz filmi ilanı var ve altında da kırmızı ve ünlemli bir uyarı ibaresinde "Sinemalarda Gösterilmeyecektir!" deniyor. Filmin basın gösterimi Pazartesi günü yapıldı ve her şey normal görünüyordu ama dün akşam düzenlenen galada tuhaf gelişmeler yaşandı.
Basın mensuplarının karşısına yazılı bir metine çıkan Lütfi Kara ” Son yıllarda sinema sektörünün yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri salon yetersizliği oluyor. Biz filmimizi 2 milyon dolar film bütçesi ve 720 bin dolarda reklam bütçesi olarak çektik ve ayarladık. Filmin çekimlerini tamamladıktan sonra 23 Mart günü vizyona girmesi için yetkililerle konuştuk. Fakat bize toplam 50 salon vererek emeğimize yazık etmeye çalıştılar. Diğer büyük yapımlara sınırsız salonlar tanınırken bağımsız filmlere bu kadar az yer verilmesi bizi çok üzdü. Sinemaya oldukça destek veren Kültür Bakanlığımıza bir çok sinema salonunun işletmesini alan büyük firmaların tekelleşmemeleri için dikkatlerini çekmek istiyoruz. Biz resmen 2 milyon 600 bin doları çöpe dökmüş olduk. Biz Mass medya olarak hiçbir zaman maddiyatın peşinde olmadık. Biz Ayaz filminin yaz aylarında Anadolu’daki festivallere bedava vererek sadece orada izlenmesini sağlayacağız. Bunun dışında DVD pazarında yer almayı düşünürken belki televizyon kanallarına veririz. Mass medya olarak biz hiç kimseye küs veya dargın değiliz sadece üzgünüz.” dedi.
Yaşanan bu ani gelişme ve 2.700.000 TL harcanarak yapılmış bir işin başına gelen durum üzücü fakat AYAZ’ın yapım kalitesinin yerlerde süründüğünü, filmin bu haliyle gösterime çıksa bile seyirci bulamayacağını düşünen de çok. Bırakın eleştirmenleri, galada filmi izleyenlerde mutlu ayrılmamışlar salondan. Geçen büyük umutlarla gösterime giren SüperTürk ve Patlak Sokaklar’ın da iş yapamaması, Fetih 1453’ün salonlarda devam eden etkisi salon işletmecilerini kara kara düşündürmeye başladı. Salonların çoğunun tek bir grubun eline geçerek tekelleştiği doğru fakat kötü bir malı da kimse almak, göstermek istemez.
Geçen haftaki yazımda "Gişe sinemacıları seyirciyi kobay sanıyor!" diyerek kehanetimi yapmıştım. Sadece sonucun bu kadar erken gelmesini tahmin etmiyordum. Adam başı 15-20 TL bilet parası ödeyerek film izlediğimiz şu zamanlarda film yapanların bu paraları iş bilmez, acemi ellere teslim etmemesi, özenli işlere yönelmesi gerekiyor. Yoksa daha neler yaşayacağız neler?
Türk sinema dünyasının en büyük sıkıntılarından biri, uzun metraj çekilen her işin sinemada gösterilme mecburiyeti olduğunun düşünülmesidir. Düzgün bir video dağıtım ağıyla kolayca çözülebilecek ve hem film yapanları hem de seyirciyi mutlu edecek gelişmeler yaşanabilir. AYAZ’ı da DVD’den seyredelim, ne olacak? Bunu herkes bir düşünsün isterim.
twitter.com/murattolga
Basın mensuplarının karşısına yazılı bir metine çıkan Lütfi Kara ” Son yıllarda sinema sektörünün yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri salon yetersizliği oluyor. Biz filmimizi 2 milyon dolar film bütçesi ve 720 bin dolarda reklam bütçesi olarak çektik ve ayarladık. Filmin çekimlerini tamamladıktan sonra 23 Mart günü vizyona girmesi için yetkililerle konuştuk. Fakat bize toplam 50 salon vererek emeğimize yazık etmeye çalıştılar. Diğer büyük yapımlara sınırsız salonlar tanınırken bağımsız filmlere bu kadar az yer verilmesi bizi çok üzdü. Sinemaya oldukça destek veren Kültür Bakanlığımıza bir çok sinema salonunun işletmesini alan büyük firmaların tekelleşmemeleri için dikkatlerini çekmek istiyoruz. Biz resmen 2 milyon 600 bin doları çöpe dökmüş olduk. Biz Mass medya olarak hiçbir zaman maddiyatın peşinde olmadık. Biz Ayaz filminin yaz aylarında Anadolu’daki festivallere bedava vererek sadece orada izlenmesini sağlayacağız. Bunun dışında DVD pazarında yer almayı düşünürken belki televizyon kanallarına veririz. Mass medya olarak biz hiç kimseye küs veya dargın değiliz sadece üzgünüz.” dedi.
Yaşanan bu ani gelişme ve 2.700.000 TL harcanarak yapılmış bir işin başına gelen durum üzücü fakat AYAZ’ın yapım kalitesinin yerlerde süründüğünü, filmin bu haliyle gösterime çıksa bile seyirci bulamayacağını düşünen de çok. Bırakın eleştirmenleri, galada filmi izleyenlerde mutlu ayrılmamışlar salondan. Geçen büyük umutlarla gösterime giren SüperTürk ve Patlak Sokaklar’ın da iş yapamaması, Fetih 1453’ün salonlarda devam eden etkisi salon işletmecilerini kara kara düşündürmeye başladı. Salonların çoğunun tek bir grubun eline geçerek tekelleştiği doğru fakat kötü bir malı da kimse almak, göstermek istemez.
Geçen haftaki yazımda "Gişe sinemacıları seyirciyi kobay sanıyor!" diyerek kehanetimi yapmıştım. Sadece sonucun bu kadar erken gelmesini tahmin etmiyordum. Adam başı 15-20 TL bilet parası ödeyerek film izlediğimiz şu zamanlarda film yapanların bu paraları iş bilmez, acemi ellere teslim etmemesi, özenli işlere yönelmesi gerekiyor. Yoksa daha neler yaşayacağız neler?
Türk sinema dünyasının en büyük sıkıntılarından biri, uzun metraj çekilen her işin sinemada gösterilme mecburiyeti olduğunun düşünülmesidir. Düzgün bir video dağıtım ağıyla kolayca çözülebilecek ve hem film yapanları hem de seyirciyi mutlu edecek gelişmeler yaşanabilir. AYAZ’ı da DVD’den seyredelim, ne olacak? Bunu herkes bir düşünsün isterim.
twitter.com/murattolga