AVŞAR'DAN BİR GARİP ORMAN MUHABBETİ! "YOKUŞTA GEÇME BENİ İNİŞTE ÖPERİM SENİ"
Hülya Avşar, yeni yazısında Belgrad Ormanı'nda hemcinsiyle yaşadığı ilginç olayı köşesine taşıdı..
Spora olan düşkünlüğüyle bilinen ve her hafta mutlaka Belgrad Ormanı'nda koşuya çıkan Avşar, yeni yazısında hemcinsiyle yaşadığı ilginç olayı köşesine taşıdı.
Avşar, koşuda kendisini hava atarak geçen kadına verdiğini dersi şöyle kaleme aldı:
"Yokuşta geçemeyeceğin kişiyi, inişte geçmeye kalkmıyorsan
zekanı tebrik ederim ama inişte birini geçmek sana keyif veriyor da
yokuşta inliyorsan direk salaksın! İşte bu dahiyane fikri ormanda
edindim. İnanın, benim hiç suçum yok. Düşünsenize; siz keyifle spor
yapmak için ormana gitmişsiniz, zırt diye yanından bir hemcinsin
ful parfüm ve kalıcı makyajıyla, hızla geçiyor. Ha bir de kulaklık
var, yani müzik dinliyor! Her neyse…
Zırt diye geçiyor ama arkadan vücut dili “Tek spor yapan
sen değilsin. Bak seni nasıl geçtim güzelim” der gibi,
gibi değil öyle halbuki.
Diyemiyorsun ki; “Bak yavrum, canım, şekerim, hayatta her şeyin
matematiği var. Sporun, işin, aşkın, nefes almanın bile. Ne
demişler “Yokuşta geçme beni, inişte öperim seni!”
Tabii bu durum bende tam tersi oluyor. ‘İnişte geçme beni, yokuşta
öperim seni’ gibi! Her neyse, konumuza dönersek; biz dişiler hep
bir yarış halindeyiz.
“Ormandayız işte, sakin ol yahu!” diye düşünürken
bir de ne göreyim; ben yokuşu çıkmışım, düzlüğe gelmişim, çayımı
içmeye başlamışım. Bir de ne görürüm; uzaktan, yeşilliklerin
arasından elinde telefon biri geliyor. Amaniiin! Bu yarım saat önce
beni geçen değil miydi? Eveeeet işte o! Tek fark vücut dili
değişmişti. Şimdi de, “Eğer bu önemli telefon gelmeseydi sen
görürdün” gibiydi! Gibi değil, öyleydi. Ben de “Baltalar
elimizde, uzun ip belimizde” şarkısını söyleyerek
uzaklaştım oradan. Bu sizi ilgilendirmeyen yazının sebebi! Bildiğim
bir şey var ki erkekler, kadınları tarafından kıskanıldıklarını
sanadursunlar, oysa kadınların tek kıskandıkları kadınlardır.
Nerede olursa olsun! Sevgilerimle..."