02 Şub 2022 19:50 Son Güncelleme: 02 Şub 2022 19:52

Avrupa Konseyi’nin kararının ardından Osman Kavala’dan açıklama

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Osman Kavala davasının AİHM’e havale edilmesine dair bir ara kararı oy çokluğuyla kabul etmesinin ardından, Osman Kavala yazılı açıklamada bulundu.

Avrupa Konseyi'nin icra organı Bakanlar Komitesi, Osman Kavala dosyasının AİHM'e intikaline ilişkin oylama yaptı. Ara karar oy çokluğuyla kabul edildi. Türkiye’ye karşı ihlal prosedürü resmen başlatılmış oldu.

Davanın AİHM'e havale edilmesine dair kararının oy çokluğuyla kabul etmesinin ardından, Osman Kavala yazılı açıklamada bulundu. Kavala’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı;

“AİHM’in derhal serbest bırakılmam gerektiğini belirten kararından ve Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından sonra tutukluluğumu devam ettirmek için gerçekleştirilen yargı uygulamalarının tarafsız bir gözle incelenmesini önemli buluyorum. AİHM’in yapacağı değerlendirmenin ülkemizde insan hakları ile ilgili hukuk normlarının korunmasına katkı sağlayacağını umuyorum.”

AVUKATLARI DA AÇIKLAMA YAPTI

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2 Şubat 2022 tarihli kararına ilişkin Kavala’nın avukatları ise, şu ifadeleri kullandı;

Osman Kavala’nın dört yılı aşkın tutukluluğu konusunda, kamuoyu ağırlıklı olarak AİHM kararının yerine getirilmemesi ve bu yüzden Avrupa Konseyi’nin yaptırım süreci başlatması sorunu ile ilgilendi.

Ancak, Gezi davasının beraatle sonuçlanmasından sonra gerçekleştirilmiş olan yargısal uygulamaların içeriği ve şekli, AİHM kararına uyulmamasının ötesinde, bu karar olmasa dahi kayıtsız kalınamayacak kadar vahim bir hukuka aykırılıklar silsilesi olma özelliğini taşıyor.

Kavala’nın son tutuklanması ile ilgili olarak AYM’ye yaptığı başvuruyla ilgili olarak, tutukluluğun hukuka aykırı olmadığı yönündeki çoğunluk kararına karşı oy kullanan AYM Başkanı ve Başkan Vekilleri dahil 7 üyenin muhalefet şerhinde çok güçlü gerekçeler ortaya konulmuştur.

Osman Kavala’nın dört yıl üç ay boyunca tutuklu olarak yargılandığı süreç, yargı adına utanç verici niteliktedir. Bunun ülkemizde bir daha tekrarlanmayacağını ümit ederiz.