21 Eyl 2013 16:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:39

ATV GENEL MÜDÜRÜ "REYTİNGLERİ BEKLERKEN ÖLECEK GİBİ OLUYORUM"

Atv Genel Müdürü Adem Gürses, televizyon kanalı yönetmenin stresli bir iş olduğunu belirtti.

Sabah gazetesi Günaydın eki yazarı Mevlüt Tezel, ATV Genel Müdürü Adem Gürses ile yeni reyting sisteminden dizi ihracatına, RTÜK'ten kanalların sorunlarına kadar televizyon sektörüne dair birçok konuyu konuştu. İşte, Tezel'in Gürses ile yaptığı röportaj:

TNS ve yeni reyting sisteminden memnun musunuz?

Denek ve veri emniyeti bakımdan soruyorsanız; memnunum. Geçmişte denek bilgileri dışarıya sızdırılmıştı. En kötüsü de; 1998'den 2012'ye kadar hiç değişmemiş deneklerin olduğu saptanmıştı. Halbuki deneklerin yüzde 20'sinin her yıl değişmesi gerekir. Eski denek tabanının değişmesi ve denek sayısının 3 bin 800'e çıkması da güzel bir gelişme.

Bir de şimdi sosyal medya ölçümleri başladı...

Sosyal medya, kamuoyunun nabzını tutma açısından önemli bir mecra ama "Sosyal medyaya dayalı bir planlama yapıyorum" demek bana göre mümkün değil. Sadece sosyal medyaya bakarak, reytingte istediğiniz neticeye ulaşamazsınız. Twitter'da ortalığı yıkan, "Herkes bu diziyi konuşuyor" denilen yapımların reytinglerine bakıyorsunuz; 1 bile alamamış, 0.80'lerde dolaşıyor.

TÜM DÜNYA SEYREDECEK

2012'de dizilerin yurtdışına satışından 100 milyon dolar gelir elde edildiğini söylemiştiniz. 2013 için bir rakam verebiliyor musunuz?

Şu an için net bir rakam veremiyorum ama gelirin 100 milyon doların üstünde olduğu kesin. Türk dizilerine büyük talep var ve her geçen gün yayınlanan ülke sayısı artıyor. Eskisi gibi sadece Ortadoğu'ya satış yapılmıyor. Yakında dünyanın her yerinde Türk dizileri izlenecek.

Yapımcılar da dizilerin yurt dışı satışlarından para kazanıyor mu?

Artık yapımcılar da kazanıyor. TV kanallarıyla yaptıkları yeni dizi sözleşmelerinde, yurt dışı satışlarından para talep ediyorlar. Oyuncular da, yapımcıdan yurt dışı satışından pay istemeye başladı. Artık dizi sektöründe kazanılan para daha çok paylaşılıyor. 100 bin kişilik bir sektörden bahsediyoruz. Diziler çok büyük bir istihdam kaynağı oldu, muazzam gelişti sektörümüz.

En çok kâr eden kurum RTÜK galiba. Astronomik para cezaları kesiyorlar...

RTÜK, her yerden kâr ediyor! Reklam gelirlerinin yüzde 3'ünü de alıyor. RTÜK'ün büyük bir kadrosu var; bu kadroyu denetim faaliyetlerinde kullanıyorlar. Artan para olursa da hazineye devredilir.

Peki, RTÜK'ün kestiği astronomik para cezaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Eskiden TV sektöründe bir başıbozukluk vardı. RTÜK de haklı olarak sektöre bir çekidüzen vermeye çalıştı. Program durdurma yerine artık para cezası veriliyor. Ama bu sistemde bir sıkıntı var. Eskiden önce uyarı, sonra para cezası verilirdi. Şimdi uyarı yok. Daha doğrusu kanunda uyarı var ama fiilen yok. Artık TV kanalı bir programdan uyarı ya da ceza almışsa, diğer programlar da uyarı almış sayılıyor. Bence tıpkı ehliyet cezalarında olduğu gibi; TV kanallarının cezaları da yıl sonunda sıfırlanmalı.

Peki, son dönemde artan otosansüre ne diyorsunuz?

TV kanalları, RTÜK kanununa göre belli bir yayın politikası izliyor ama bazen ceza almama korkusu, kanunlardan daha büyük sansüre neden oluyor. Bu noktada bir oturmamışlık var. Bir tarihte RTÜK 'Kurtlar Vadisi'ne silahlı bir sahne için ceza veriyordu. Ben eski TRT'ciyim; RTÜK'e TRT'nin pazar günleri yayınladığı kovboy filmlerini örnek gösterdim. Bu filmlerde silah var, rastgele adam asma var, öldürme var... Eğer bu sahneler şiddetse; şiddetin olmadığı film yok. Polisiye dizi çekiyoruz, silah nasıl olmaz! Önemli olan sahneden çıkardığınız sonuçtur. Eğer şiddeti yüceltme, övme varsa; cezayı kes. Fakat ortada dramatik bir anlatım varsa, sorun olmamalı. RTÜK'ün bazı cezalarının haksız ve dozunun yüksek olduğunu düşünüyorum.