21 Oca 2008 09:21 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:53

"ATLETİZMDEN ANLAMAZDIM!... HINCAL ULUÇ'UN "SALI GEYİKLERİ"NE HİÇ GİTMEDİM!.... BIRAK BABIALİ YOKUŞUNU İKİTELLİ'YE BİLE DAHA DÜN DAHİL OLDUM!... AMA ONU ÇOK SEVDİM!..." AHMET HAKAN, CÜNEYT KORYÜREK'LE NASIL TANIŞIP DOST OLDU?...

Ahmet Hakan, cumartesi günü bir trafik kazasında hayatını kaybeden Cüneyt Koryürek'le nasıl tanışıp dost olduklarını kaleme aldı...

Cüneyt Koryürek´e dair

"ATLETİZMDEN anlamazsın... Hıncal Uluç´un "Salı geyikleri"ne hiç girmedin... Bırak Babıali Yokuşu´nu İkitelli´ye bile daha dün dahil oldun...


Söyler misin birader, senin Cüneyt Koryürek ile ne ilgin olabilir ki, ölümünün ardından ağıt yakıyorsun?" diye sorabilirsiniz.


Anlatayım o zaman:


Neredeyse 10 yıl oluyor... "Dinci kanalın haber sunucusu" olarak safımın belli olduğu günlerdi...


Basın Konseyi, bir hoşluk yapıp, Atina´daki "Türk Yunan Gazetecileri Buluşması"na "dinci medya"dan beni de davet etmişti...


Böylece medyanın anlı şanlı temsilcileriyle ilk kez yakın temas içinde olacaktım. Acayip heyecanlıydım yani...


Ve fakat! Sonuç tam bir hüsrandı!


Üç günlük gezi boyunca... Medyanın anlı şanlı isimlerinin, "Seni aramıza almayacağız çekirge" diye somurtan edaları nedeniyle öyle bir dışlanmışlık duygusuyla baş başa kalmıştım ki, o kadar olur...


Sanki ben Mississippili zenci bir çiftçiydim ve Mississippi fena halde yanıyordu...


İşte tam o sırada... Bir "zenci dostu" ortaya çıkmasın mı?


Elinde piposuyla cin gibi bir "ihtiyar delikanlı", yani Cüneyt Koryürek, bendeki dışlanmışlık duygusunu öyle doğal, öyle medeni, öyle tatlı, öyle kibar girişimlerle bir anda "püf" diye söndürüvermişti ki sormayın gitsin...


Yıllar sonra, yani benim "saf"tan çıkıp "iki arada bir derede" kalmaya başladığım günlerde arkadaşım Hikmet aracılığıyla dost olduk kendisiyle...


Yemeklere çıktık, davetlere katıldık. Bin bir çeşit evrak-ı metruke ile dopdolu olan Harbiye´deki tozlu ofisinde eski kitaplar, eski fotoğraflar, eski belgeler arasında kahveler içtik...


Hıncal Uluç dedikoduları yaptık, unutulan adab-ı muaşeret kanunlarından söz ettik, Harf İnkılabı üzerine söyleştik.


Sonra bir kopukluk... Bir süredir görüşemiyorduk kendisiyle...


Geçen gün aradım, haftaya buluşmak üzere sözleştik.


Ertesi gün haber geldi: Cüneyt Koryürek bir trafik kazasında can verdi.


Benim açımdan durum şudur: En dışlandığım bir günde, hiç çaktırmadan bir yakınlık oluşturarak beni rahatlatmış çok medeni bir dostumu kaybettim...


Kritik zamanlardaki karakter sınavını geçebilecek kaç kişi kaldı ki şu yeryüzünde?


Allah rahmet etsin.


Ahmet Hakan/HÜRRİYET