19 Mayıs 2014 11:50
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:11
Atatürk'ün naaşını son kez gören askerden itiraf!
Atatürk'ün naaşını son gören asker olan emekli Tümgeneral Remzi Güven, 61 yıl önce Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e gerçekleştirilen naklin ayrıntılarını anlattı.
Hürriyet'ten Cengizhan Çatal'ın haberine göre Üsteğmen rütbesiyle 10 Kasım 1953'te Atatürk'ü ebedi istirahatgâhına taşıyan takımın komutanı olan Güven o günü Mehmetçik Vakfı Dergisi'ne verdiği röportajda gün yüzüne çıkardı. Bugün 86 yaşında olan Güven, şunları söyledi:
"YANDA TAŞIMA BİZİM ADETİMİZ DEĞİLDİ"
"Tören provaları için Ağustos'ta çalışmaya başladık. Dar tabutla da geniş tabutla da çalıştık. Kimi, 'Omuzlarda taşıyalım' dedi, kimisi de 'Yanda elle taşıyalım' dedi. Ancak yanda taşıma toplumumuzun âdetlerine uygun değildi. 60 santim yüksekliğinde gül ağacından tabut yapıldı.",
"ATATÜRK FOTOĞRAFTAKİ GİBİYDİ"
"Sabah erkenden Etnografya Müzesi'nde odaya girdiğimde tam Atatürk'ün başını bağlıyorlardı. Çekine çekine doktor olduklarını düşündüğüm sivil kıyafetli kişilerin yanına gittim. 'Affedersiniz, acaba mümkün mü, yüzünü açabilir misiniz?' dedim. Sağ olsunlar yüzünü açtılar, boynuna kadar olan kısmını gördüm. Hiç bozulma yoktu; Dolmabahçe Sarayı'nda çekilen fotoğraflarda gördüğümüz gibiydi. Kefeni tekrar bağladılar. Tabuta bizzat koymak için ricada bulundum, kabul ettiler. 15 sene geçmişti, hafiflemiştir diye düşündüm. Fakat kaldırdığımda normal bir insan ağırlığındaydı. Tabutun üzerine getirdiğimde kaskatı kesildim, kollarım yetişmedi. Herkes heyecandan kasılmış durumdaydı. Yardım istedim, o zaman onlar da toparlandı."
CELAL BAYAR: SON KEZ YÜZÜNÜ GÖRELİM
"Anıtkabir'de toprağa verildiğine dair mazbata geldi. Herkes tabutun başına toplandı. Son bir kere daha görebilmek için atıldım. Bayar, 'Sonradan dedikodu olmasın, başka kişiyi toprağa verdiler demesinler. Son bir kez yüzünü görelim' dedi. O heyecanla Adnan Menderes'in omuzuna bastırmışım, sonradan fark ettim. 'Affedin' dedim. Tabii o heyecanla neler olduğunun kimse farkında değil. Yüzü tekrar açıldı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan gördü. Türkiye'de tüm illerden getirilen topraklarla mezarı doldurduk. 61 yıl geçmesine rağmen hâlâ bugünmüş gibi hatırlıyorum. Hayatımda bir daha o günkü kadar heyecanlanmadım. Çocukken Kırıkkale'den trenle geçeceğini duymuştuk. 2 kez istasyona koştum ama sağlığında göremedim. Kısmet böyleymiş."
"YANDA TAŞIMA BİZİM ADETİMİZ DEĞİLDİ"
"Tören provaları için Ağustos'ta çalışmaya başladık. Dar tabutla da geniş tabutla da çalıştık. Kimi, 'Omuzlarda taşıyalım' dedi, kimisi de 'Yanda elle taşıyalım' dedi. Ancak yanda taşıma toplumumuzun âdetlerine uygun değildi. 60 santim yüksekliğinde gül ağacından tabut yapıldı.",
"ATATÜRK FOTOĞRAFTAKİ GİBİYDİ"
"Sabah erkenden Etnografya Müzesi'nde odaya girdiğimde tam Atatürk'ün başını bağlıyorlardı. Çekine çekine doktor olduklarını düşündüğüm sivil kıyafetli kişilerin yanına gittim. 'Affedersiniz, acaba mümkün mü, yüzünü açabilir misiniz?' dedim. Sağ olsunlar yüzünü açtılar, boynuna kadar olan kısmını gördüm. Hiç bozulma yoktu; Dolmabahçe Sarayı'nda çekilen fotoğraflarda gördüğümüz gibiydi. Kefeni tekrar bağladılar. Tabuta bizzat koymak için ricada bulundum, kabul ettiler. 15 sene geçmişti, hafiflemiştir diye düşündüm. Fakat kaldırdığımda normal bir insan ağırlığındaydı. Tabutun üzerine getirdiğimde kaskatı kesildim, kollarım yetişmedi. Herkes heyecandan kasılmış durumdaydı. Yardım istedim, o zaman onlar da toparlandı."
CELAL BAYAR: SON KEZ YÜZÜNÜ GÖRELİM
"Anıtkabir'de toprağa verildiğine dair mazbata geldi. Herkes tabutun başına toplandı. Son bir kere daha görebilmek için atıldım. Bayar, 'Sonradan dedikodu olmasın, başka kişiyi toprağa verdiler demesinler. Son bir kez yüzünü görelim' dedi. O heyecanla Adnan Menderes'in omuzuna bastırmışım, sonradan fark ettim. 'Affedin' dedim. Tabii o heyecanla neler olduğunun kimse farkında değil. Yüzü tekrar açıldı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan gördü. Türkiye'de tüm illerden getirilen topraklarla mezarı doldurduk. 61 yıl geçmesine rağmen hâlâ bugünmüş gibi hatırlıyorum. Hayatımda bir daha o günkü kadar heyecanlanmadım. Çocukken Kırıkkale'den trenle geçeceğini duymuştuk. 2 kez istasyona koştum ama sağlığında göremedim. Kısmet böyleymiş."