14 Kas 2012 21:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:22
ATATÜRK'E RAHMETLİ DİYEMİYORLAR ÇÜNKÜ...YENİ ŞAFAK YAZARI EZBER BOZDU!
"Rahmetli Atatürk" başlıklı yazısıyla tartışma yaratan Yenişafak Yazarı Murat Menteş, o yazısını anlattı.
Muhafazakar kesimden aldığı tepkileri değerlendiren Menteş, "Onlar
Atatürk’e rahmetli diyemiyorlar, çünkü deist olduğunu düşünüyorlar"
dedi. Aleyhinde yazılan yazılara da değinen Murat Menteş, "Sözün
bağlamına bakmadan bana kemalist diyorlar, içim acıyor." diye
konuştu. Atatürk’ü sevenlere de nefret edenlere de bir şey
demediğini belirten Menteş, "Burada bir hayatımız olacaksa,
allahaşkına bunu bir tatlıya bağlayalım." şeklinde konuştu.
İşte Yeni Şafak Yazarının o açıklamaları...
BEN ATATÜRKÇÜ DEĞİLİM
Herkes biliyor ki ben Atatürkçü ya da Kemalist değilim. Ama orada başka bir endişe var. Sanki ben kitleleri etkiyeceğim de Kemalist olacaklar. Atatürk’e tapanlar var, Atatürk’e şeytan diyenler var. Ne Atatürk’ü dövenlerin elinden Atatürk’ü alabilirsin, ne de tapanların elinden... Atatürk ölmez, ölmedi, o bir tanrıydı diyenler var. Onlar rahmetli demiyorlar çünkü, "saygıyla anıyoruz, unutmayacağız" gibi şeylerle ifade ediyorlar. Bir kısım insanlar da Atatürk’ün deist olduğunu ve İslama inanmadığını düşünüyorlar. O yüzden rahmetli diyemiyorlar. Ben şöyle düşünüyorum; İslam barış dinidir, ben de müslümanım...
"BAŞIMA BİR ŞEY GELMEYECEKSE..."
"Başıma bir iş gelmeyecekse sevmiyorum..." 2008’de Fatih Altaylı’nın programında ortaya çıkmış bir ifade. Bir hanımefendi söylemişti. Ben "Başıma bir şey gelmeyecekse seviyorum"u şakasına söyledim. Çünkü "Seviyor musun, sevmiyor musun?" doğru bir soru değil. Ben 40 yaşıma geldim hala çocuğumla birlikte Atatürk şiiri yazıyorum. Şimdi siz bana diyebilirsiniz ki; Ali Şükrü Bey cinayeti var, İstiklal Mahkemeleri var... Bana itiraz eden arkadaşlar bunları bilmiyorum zannediyorlar. Bana "enfantil" diyorlar, naif ve çocuksu diyorlar.
ATATÜRK İŞSİZ VE GENÇ BİR BEYEFENDİYDİ
Mustafa Kemal zaten 30 ila 35 arası gece oturuyor, gündüz uyuyor. Gecede onla birlikte 5-10 kişi sofrada içiyorlar. Ben romancıyım, tarihe baktığım zaman bir roman karakteri gibi algılıyorum. Mesleki bir şey bu. Mustafa Kemal’i ben size öyle bir anlatırım ki "Vay canına!" dersiniz. Mesela 1919’da Mustafa Kemal istifa ediyor askerlikten. İşsiz kalıyor. Hepimiz işsiz kalmışızdır. İşsizlik ne demek? Depresyon demek, korku demek. Askerlikten istifa etmiş genç ve işsiz bir beyefendi... Bir taraftan da memleket işgal altında ve bunu toparlamak istiyor. Kazım Karabekir yanına geliyor ve "Kardeşim Mustafa! Beraber yapacağız, sen bizim paşamızsın." diyor. Atatürk’te potansiyel, örgütleme, liderlik, ihtiras var, onu görüyor. "Tamam diyor, geçtim padişahtan, beraberiz." 6 yıl sonra İstiklal Mahkemelerinde Mustafa Kemal, Kazım Karabekir’i de yargılıyor. İzmir suikastinden 100 küsür kişi yargılanır, bunlardan 19-20si idam edilir.
İÇSELLEŞTİRİLMİŞ BİR İKİYÜZLÜLÜK VAR
Peki ben bunları niye geçelim diyorum? Çünkü kimlik siyaseti yaptığınız zaman, barışmadığınız zaman, kalbinizde bir şerh düştüğünüz zaman olmuyor. Bugün binlerce bürokrat, bakan, milletvekili çelenkler koyuyor, saygı duruşlarında bulunuyorlar. Ama kimse onlara bir şey demiyor. Çünkü orada tescillenmiş ve içselleştirilmiş bir iki yüzlülük var. Ama beni farklı buldular, "Bu çocuğu biz yeriz." dediler, saldırdılar.
KANUNİ ÖZ OĞLUNU ÖLDÜRMÜŞTÜR
Biz Atatürk’ün dindarlığını falan tartışırız ama mesela Kanuni, öz oğlunu öldürmüş bir insandır. Kendi öz oğlunu boğdurtmuştur. Tarih bazı şeyleri örter. Biz bunu başarmak zorundayız. Kendi hayatımıza bakacağız artık. Daha barışcı, daha özgür, daha insani bir hayat kuracağız. Osmanlı’da kardeş, kuzen, evlat katliamları Osman Gazi’den başlar. Bu iktidar çılgınlığı halk olarak bizi ilgilendirmez, sanatçıları ilgilendirmez. Biz bundan uzak durmalıyız.
"CENNETE BİR TEK KENDİLERİ GİRECEK SANIYORLAR"
Murat Menteş,Yeni Akit gazetesinde Kenan Alpay’ın hakkında yazdığı yazıya da bir fıkrayla cevap verdi: Fıkra bu ya; cennet çok büyük bir otelmiş. İnsanlar da kuyruktalar, kapıda da bir görevli var; bir melek. Çeşitli cemaatlerden insanlar küme küme geliyorlar. Kapıdaki görevli diyor ki; "Hoşgeldiniz, buyrun. Ama 27 numaralı odanın önünden geçerken biraz sessiz olun tamam mı?" "Tamam" diyorlar, giriyorlar cennete. Herkese bu uyarı yapılıyor. Sonra insanlar soruyor, "Ne var bu 27 numaralı odada?" diye, o da diyor ki; "Orada Yeni Akitçiler var, cennete bir tek kendileri girdi sanıyorlar."
BANA KEMALİST DİYORLAR, İÇİM ACIYOR
Bir sözün anlamı söylem ve bağlama göre belirir. Söylem sözlerimizin üzerinde durduğu anlamsal zemindir, bağlam da nerede ve neyin önünde söylediğindir. Şimdi sen buna bakma bana "kemalist" de. İçim acıyor... Biz kendimiz üretmeyeceğiz, eser vermeyeceğiz, güleç olmayacağız, kimseyle barışmayacağız. Ama bu kimliksel, ideolojik ayrımlarla bir ömür sığır gibi yaşayacağız. Böyle bir şey olur mu?
"CEHENNEME GİDECEKSİN" DEDİLER
Yusuf Kaplan çok sevdiğim bir yazardır. Yusuf Bey, o yazısını belki daha sert yazmıştır da sonradan silmiştir. Bana oportünist diyor. Benim çıkarım olabilir ki? Biraz fevri yazmış bence... Kendi durumumu dramatize etmiyorumi ben buna "eyvallah" derim. Twitter’da küfredenler, "Cehenneme gideceksin." diyenler oldu.
İşte Yeni Şafak Yazarının o açıklamaları...
BEN ATATÜRKÇÜ DEĞİLİM
Herkes biliyor ki ben Atatürkçü ya da Kemalist değilim. Ama orada başka bir endişe var. Sanki ben kitleleri etkiyeceğim de Kemalist olacaklar. Atatürk’e tapanlar var, Atatürk’e şeytan diyenler var. Ne Atatürk’ü dövenlerin elinden Atatürk’ü alabilirsin, ne de tapanların elinden... Atatürk ölmez, ölmedi, o bir tanrıydı diyenler var. Onlar rahmetli demiyorlar çünkü, "saygıyla anıyoruz, unutmayacağız" gibi şeylerle ifade ediyorlar. Bir kısım insanlar da Atatürk’ün deist olduğunu ve İslama inanmadığını düşünüyorlar. O yüzden rahmetli diyemiyorlar. Ben şöyle düşünüyorum; İslam barış dinidir, ben de müslümanım...
"BAŞIMA BİR ŞEY GELMEYECEKSE..."
"Başıma bir iş gelmeyecekse sevmiyorum..." 2008’de Fatih Altaylı’nın programında ortaya çıkmış bir ifade. Bir hanımefendi söylemişti. Ben "Başıma bir şey gelmeyecekse seviyorum"u şakasına söyledim. Çünkü "Seviyor musun, sevmiyor musun?" doğru bir soru değil. Ben 40 yaşıma geldim hala çocuğumla birlikte Atatürk şiiri yazıyorum. Şimdi siz bana diyebilirsiniz ki; Ali Şükrü Bey cinayeti var, İstiklal Mahkemeleri var... Bana itiraz eden arkadaşlar bunları bilmiyorum zannediyorlar. Bana "enfantil" diyorlar, naif ve çocuksu diyorlar.
ATATÜRK İŞSİZ VE GENÇ BİR BEYEFENDİYDİ
Mustafa Kemal zaten 30 ila 35 arası gece oturuyor, gündüz uyuyor. Gecede onla birlikte 5-10 kişi sofrada içiyorlar. Ben romancıyım, tarihe baktığım zaman bir roman karakteri gibi algılıyorum. Mesleki bir şey bu. Mustafa Kemal’i ben size öyle bir anlatırım ki "Vay canına!" dersiniz. Mesela 1919’da Mustafa Kemal istifa ediyor askerlikten. İşsiz kalıyor. Hepimiz işsiz kalmışızdır. İşsizlik ne demek? Depresyon demek, korku demek. Askerlikten istifa etmiş genç ve işsiz bir beyefendi... Bir taraftan da memleket işgal altında ve bunu toparlamak istiyor. Kazım Karabekir yanına geliyor ve "Kardeşim Mustafa! Beraber yapacağız, sen bizim paşamızsın." diyor. Atatürk’te potansiyel, örgütleme, liderlik, ihtiras var, onu görüyor. "Tamam diyor, geçtim padişahtan, beraberiz." 6 yıl sonra İstiklal Mahkemelerinde Mustafa Kemal, Kazım Karabekir’i de yargılıyor. İzmir suikastinden 100 küsür kişi yargılanır, bunlardan 19-20si idam edilir.
İÇSELLEŞTİRİLMİŞ BİR İKİYÜZLÜLÜK VAR
Peki ben bunları niye geçelim diyorum? Çünkü kimlik siyaseti yaptığınız zaman, barışmadığınız zaman, kalbinizde bir şerh düştüğünüz zaman olmuyor. Bugün binlerce bürokrat, bakan, milletvekili çelenkler koyuyor, saygı duruşlarında bulunuyorlar. Ama kimse onlara bir şey demiyor. Çünkü orada tescillenmiş ve içselleştirilmiş bir iki yüzlülük var. Ama beni farklı buldular, "Bu çocuğu biz yeriz." dediler, saldırdılar.
KANUNİ ÖZ OĞLUNU ÖLDÜRMÜŞTÜR
Biz Atatürk’ün dindarlığını falan tartışırız ama mesela Kanuni, öz oğlunu öldürmüş bir insandır. Kendi öz oğlunu boğdurtmuştur. Tarih bazı şeyleri örter. Biz bunu başarmak zorundayız. Kendi hayatımıza bakacağız artık. Daha barışcı, daha özgür, daha insani bir hayat kuracağız. Osmanlı’da kardeş, kuzen, evlat katliamları Osman Gazi’den başlar. Bu iktidar çılgınlığı halk olarak bizi ilgilendirmez, sanatçıları ilgilendirmez. Biz bundan uzak durmalıyız.
"CENNETE BİR TEK KENDİLERİ GİRECEK SANIYORLAR"
Murat Menteş,Yeni Akit gazetesinde Kenan Alpay’ın hakkında yazdığı yazıya da bir fıkrayla cevap verdi: Fıkra bu ya; cennet çok büyük bir otelmiş. İnsanlar da kuyruktalar, kapıda da bir görevli var; bir melek. Çeşitli cemaatlerden insanlar küme küme geliyorlar. Kapıdaki görevli diyor ki; "Hoşgeldiniz, buyrun. Ama 27 numaralı odanın önünden geçerken biraz sessiz olun tamam mı?" "Tamam" diyorlar, giriyorlar cennete. Herkese bu uyarı yapılıyor. Sonra insanlar soruyor, "Ne var bu 27 numaralı odada?" diye, o da diyor ki; "Orada Yeni Akitçiler var, cennete bir tek kendileri girdi sanıyorlar."
BANA KEMALİST DİYORLAR, İÇİM ACIYOR
Bir sözün anlamı söylem ve bağlama göre belirir. Söylem sözlerimizin üzerinde durduğu anlamsal zemindir, bağlam da nerede ve neyin önünde söylediğindir. Şimdi sen buna bakma bana "kemalist" de. İçim acıyor... Biz kendimiz üretmeyeceğiz, eser vermeyeceğiz, güleç olmayacağız, kimseyle barışmayacağız. Ama bu kimliksel, ideolojik ayrımlarla bir ömür sığır gibi yaşayacağız. Böyle bir şey olur mu?
"CEHENNEME GİDECEKSİN" DEDİLER
Yusuf Kaplan çok sevdiğim bir yazardır. Yusuf Bey, o yazısını belki daha sert yazmıştır da sonradan silmiştir. Bana oportünist diyor. Benim çıkarım olabilir ki? Biraz fevri yazmış bence... Kendi durumumu dramatize etmiyorumi ben buna "eyvallah" derim. Twitter’da küfredenler, "Cehenneme gideceksin." diyenler oldu.