'Atatürk seni genelevde doğurtmadığı için mi pişmansın?'
Yurt gazetesi yazarı İsmet Orhan, Sabah yazarı Engin Ardıç'ın 10 Kasım yazısına sert bir yanıt verdi.
Sabah yazarı Engin Ardıç, 10 Kasım günü kaleme aldığı köşe yazısında Atatürk'ün ölüm tarihi olan 10 Kasım'daki anılarını anlattı. Çocukluğunda 10 Kasım'da gülmenin bile yasak olduğunu iddia eden Ardıç, Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde her yerin kapalı olduğunu söyleyerek 'Genelevler de kapalı mıydı, bilmiyorum' dedi.
Engin Ardıç'ın Atatürk'le ilgili yazısı tepkilere neden olurken, gazeteci-yazar İsmet Orhan Yurt gazetesinden Engin Ardıç'a sert bir cevap geldi.
İşte "Engin Ardıç'ın pişmanlığı" başlıklı o yazı:
Matematik öğretmeni :
Ağaç dalında beş kuş var.
Taş atıp ikisini vurunca geriye kaç kuş kalır ?
Öğrenci:
Hiç kuş kalmaz !
Çünkü korkudan hepsi uçar.
Öğretmen:
Doğru cevap üç kuş kalır ama “ bakış açını” sevdim...
.
Öğrenci:
Öğretmenim bir soru da ben sorayım der.
Öğretmen: sor bakalım der.
Öğrenci:
Sokakta üç genelevi kadını dondurma yiyerek yürüyor.
Biri yalıyor,
Biri emiyor,
Biri ısırıyor.
.
Hangisi bu mahalleden gitmedir ?
Öğretmen kızarır utanır ama yine de cevap verir,
Isıran der
Öğrenci:
Hayır öğretmenim,
Yalayan bu mahalleden giden kadın!
Öğretmen: neden yalayan ?
Öğrenci:
Baksanıza bizim mahalle hep yalaka olmuşta ondan...
Ama olsun “ bakış açını “ sevdim öğretmenim...
.
Uşağum Engin ,
Öğrencinin cevap verdiği mahalleden misun yoksa ?
Koca bir lidere,
Koca bir tarihe küfredip iftira atmak için başka mahalleden olamazdın zaten...
.
Ula uşağum Engin ,
Ben söyliyeyim doğrusunu !
İlk genelevi Abdülhamit döneminde,
Beyoğlu’nda Langa Fatma işletmeciliğinde açılmıştı.
Senin neslin ve ceddin,
Langa Fatma’da kuyruğa girerken Atatürk daha doğmamıştı...
Dönemin saray dalkavukları senin gibi yazarları,
Langa Fatma öldüğünde şiirler yazıp yas tutmuşlardı...
.
Be yobaz,
Be utanmaz,
Be arlanmaz...
Lağım ağzınla Atatürk’ün genelev çocuğu olduğunu mu söylüyorsun...
Pis kalpten,
Pis ağıza.
Pis ağızdan,
Pis söze... “ bakış açısı” böyle olur bu tiplerin...
.
Atatürk seni,
Langa Fatma genelevinde doğurtturmayıp!
Baban Mustafa Şevki’den,
Annen Vesile hanıma doğurttuğu için mi pişmansın?