Atatürk Elvis Presley Değildir!.. Nereden Çıktı Bu “Çakma Atatürk”ler?..

Medyaradar analisti Atilla Akar, son dönemde artan “Atatürk benzerleri” olgusuna farklı bir açıdan yaklaşmaya çalıştı…

Efendim: günümüz pop kültüründe her şeyin bir “Taklidi” var. “Çakma”sı da denebilir. Bu durum somut ürünlerde olduğu gibi, kişilere hatta imajlara kadar bir “taklit”i olabiliyor. Bu gibi hareketler kimi kez kez düpedüz insan zaaflarını sömürme amaçlı, kimi kez de sadece ilgi çekmek, merak uyandırmak için yapılabiliyor. İnsanlar bunların gerçeği olmadığını bildikleri halde kimi kez meraktan, kimi kez özlemden, kimi kez de sadece ilginç bulduklarından ilgi gösterebiliyorlar. Ortaya enteresan durumlar çıkabiliyor.

Replika Atatürkler!..

Bir süredir bu olaya birde “Atatürk benzerleri” katılmış bulunuyor. Şu ana kadar tam dokuz adet “Atatürk benzeri” isimleriyle saptanmış bulunuyor. Nitekim en son bunlardan bir tanesi Muğla-Milas’taki bir düğüne katılarak, askeri kıyafetle ve gençlik marşı eşliğinde davetlileri selamlamış. Ondan öncede 100. Yıl Cumhuriyet kutlamaları ile 10 Kasım anması esnasında Serdal Görel isimli birinin Tik Tok üzerinden 29 Ekim canlı yayınında 1 Milyon TL, 10 Kasım’da ise 500 Bin TL topladığı iddia edilmişti. (Söz konusu kişi Milliyet’e verdiği demeçte rakamın abartılı olduğunu, toplamda 25 bin TL’yi geçmediğini söylüyordu. ) Artık işi bir şova döken bu gibi kişilerin katıldıkları düğün veya benzeri toplantılardan 10 Bin TL ile 25 Bin TL arası ücretler talep ettiği söyleniyordu.

Lakin bu gibi şahısların ortaya çıkışı aslında yeni değil. Epey bir süredir kendilerinden söz ettiriyorlar. Bunlardan bazıları kendilerine “Paşam” diye hitap ettirip, el bile öptürüyorlar. Hatta (Şayet bu da bir mizansen – kurgu değilse) yolda görünce boynuna “Atam” diye sarılıp, histerik diyebileceğimiz şekilde ağlayanlar bile çıkabiliyor. Türlü atraksiyonlar anlayacağınız. Gerçekten çok anormal bir durum!..

Bunlardan bazıları ayrıca okul etkinliklerine katılıyor, hatta oyunculuk eğitimi bile alıyormuş. İçlerinde aşçı, elektrikçi, emekli ormancı, milli eğitim müfettişi, konservatuar öğretim üyesi, tiyatro ve sinema oyuncusu, vb olup, filmlerde rol alanı bile var. Bunlar ayrıca giydikleri, askeri kıyafetleri, apoletleri, pelerinleri, dönemin aksesuarları ya da zeybek oynamaları ile dikkat çekmeyi başarıyorlar. Bazıları tam benzemese de makyajla açıklarını kapatıyorlar. (Bazıları hakikaten inanılmaz benzeyebiliyorlar. Birkaç sene önce eşimle birlikte Avşa Adası’ndan dönerken deniz otobüsünde hangisiydi bilmiyorum ama bunlardan birine denk geldik. Yol boyunca olay olmuştu. Herkes onu gösteriyordu) Aralarında ufak bir rekabet dahi olduğu söyleniyor. Her ne kadar bunlardan bazıları davranışlarını “Atatürk’ü sevdikleri için”, “Atatürk’ü gençlere anlatmak için” vb, gibi gerekçelerle izah etselerde bazılarınında bu işten bir şekilde nemalandıkları da aşikâr. (Tabii denilebilir ki bu ülkede kimler Atatürk isminden faydalanıp neler götürmediler ki. Bunlarınki ne ki? Haklıdırlar!..) Ayrıca durum zaten istismara çok açık…

Pop – Atatürkçülüğün Çakma Atatürkleri!..

Kaç yazıdır söylemeye çalışıyorum. Türkiye’de son dönemde yükseldiği sanılan “Atatürkçülük” değil, “Pop - Atatürkçülük”tür. Pop – Atatürkçülük “Atatürkçülük” değil Atatürkçülüğün şovu, içi boşaltılmış posasıdır. En avami şeklidir. Pop, Atatürkçülük Cumhuriyeti, bayrağı ve bu olayda da görüldüğü üzere Atatürk’ü bir şov figürüne dönüştürür. Bunların Atatürk algısı ilkokul müsamereleri şiirleri seviyesindedir. Maalesef bir kesimde seviyenin iyice düştüğünü göstergesidir.

“Çakma, replika Atatürkler olgusu” Atatürk’ü över, yüceltir gibi görünse de onu çadır tiyatroları seviyesine indirip aslında aşağılar. Bu Beyaz Türk tarzı, sığ Atatürk algısı “laylaylomcu” bir tarzdadır. Atatürk artık onlar için bir eğlence unsurudur. Özünde Atatürk’e hakarettir. Kimi bu hakareti “dinci” görünüm altında yaparken, kimide en berbatı “Atatürkçü”lük kisvesinde yapmaktadır. Ne yazık ki kendilerini “Çok Atatürkçü” zanneden kimi modernist-cahiller de bunları alkışlamaktadır!..

Atatürk’ün Reenkarnasyonları mı Kardeşim!..

Son dönemde belli bir kesimde marazi bir ruh hali oluşmuştur. Umutsuzluğa düşülmüştür. Umdukları “Zafer”i bir türlü elde edemeyen kimi kesimler doğal olarak simge olarak Atatürk’e sarılmaktadırlar. Bir tür “travmatik şok” durumu oluşmuştur. Bu psikolojik ihtiyaç anlaşılabilir bir durumdur. Ancak bunlardan bazılarının gözünde Atatürk ve Atatürkçülük adeta dinselleşmiş, bir tür göklerden gelip kurtarması beklenilen “Laik Mesih” figürüne dönüştürülmüştür. Bu noktada iş sağlıklı olmaktan çıkmaktadır. İşte “Çakma Atatürkler” olgusu bir nebze de olsa bu ihtiyaca, arayışa cevap vermektedir. Bir “sanrılı özlem” yaşanmaktadır. Kimilerinin gözünde bunları karşılarında görünce sanki bir tür “Atatürk’ün reenkarnasyonu” hadisesi gibi olmaktadır. Çok acınası!..

Atatürk Elvis Presley Değildir!..

Atatürk ortak değerimizdir. Ulusal kurtarıcımızdır. Kutsallaştırmaya gerek yok ama kesinlikle saygıyı hak ediyor. Bayraklarını bile kıçlarına don yapan batılılar için bazı şeyler normal olabilir ama bizim için değil. O yüzden herhangi bir “Pop – İdol” figürü gibi değildir. Örneğin ABD’de Las Vegas’ta yüzlerce Elvis Presley benzeri bulunabilir hatta yarışmaları bile tertiplenir. (Ya da Charlie Chaplin) Amerikan büyükleri kılığında kişilere örneğin Abraham Lincoln’e sokaklarda rastlayabilirsiniz.

Ancak bizim için öyle değildir. Hele bu gibi kişiler bizim için düğünlerin, sünnetlerin, hangi kafası çalışmaz sözüm ona “Atatürkçü” belediyenin belli günlerde şov unsuru yaptığı bir “maskot” değildir Atatürk. Hele de paraya, imaj rantına tahvil edilebilen bir şey olmasa gerekir. Bir takım kendini bilmezin karşısında “Paşam … Paşam…” diye sızlanacağı bir manken hiç değildir. Kendinize gelin!..

Asıl Sorun “Çakma Atatürkçülük” de!..

Sonuç olarak: hiç şüphesiz bu durum en hafifinden “Rahatsız edici” bir durumdur. Atatürk istismar edilmeye, maddi kazanç unsuruna çevrilmeye müsait hale getirilmektedir. (Yoksa bu insanların ya da başkalarının Atatürk’ün hayatını canlandıracak sinema eserlerinde, tiyatro oyunlarında, vb oynamalarına bir şey denemez.) Ayrıca insanların Atatürk sevgisi ve bağlılığı bu sayede bir şekilde kötüye kullanılmaktadır. Gerçi kendilerini çok “bilinçli” sayan ve diğerlerini küçümseyen bir kesimin bu duruma düşmesi ayrıca ironik ve trajiktir ama o konuya şimdilik hiç girmeyeyim en iyisi!..

Fakat bana göre “Çakma Atatürkler” bir yerde fazla sorun değil. Asıl sorun başka yerde. Onlara günümüz “Popüler kültürü”nün birer parçası olarak da bakılabilir. Hatta gülüp geçilebilir bile. Peki o halde asıl sorun nerede? Asıl sorun kendini hakiki imiş gibi gösteren “Çakma Atatürkçüler” ya da “Çakma Atatürkçülük”de. Onların taklitçiliği tam bir facia!..

13. 11. 2023.

NOT: Bu yazımı mümkünse “Pop – Atatürkçülüğü” eleştiri konusu yapan iki yazımla birlikte okumanızı öneririm.

- Bir “Cadılar Bayramı”mız Eksikti!.. Bu Nasıl Bir “Özenti”dir Böyle?..

- Pop - Atatürkçülüğün Son Saçmalaması!.. İstiklal Marşımız Köpeğin Ulumasına mı Muhtaç?..