"AT O YÜREĞİNDEKİ KİN VE NEFRET TOHUMLARINI! İLHAN SELÇUK'TAN ÖZÜR DİLE! "
Hikmet Çetinkaya hangi köşe yazarını "Kuyruk acısı var" diyerek İlhan Selçuk'tan özür dilemeye çağırdı?
İlhan Selçuk'tan özür dile Okay!..
Okay Gönensin, Ertuğrul Özkökün yazısından yola çıkıp 1989 yılının Ocak ayında, o dönemde Adana temsilcimiz olan Celal Başlangıçın Yeşilyurtta dışkı yedirme olayını haberleştirdiğine değinip her zaman olduğu gibi İlhan Selçuka vurmuş:
Cumhuriyette çalışan hiç kimse, İlhan Selçukun bu dışkı olayıyla ilgili yazı yazdığını hatırlamıyor!
Acaba İlhan Selçuk 21 yıl önceki dışkı yedirme olayına ilişkin gerçekten yazı yazmadı mı?
Okay kuyruk acısı 19 yıldır geçmediği için sık sık yapıyor bunu...
Okay, yazısında şöyle diyor:
Cizrenin Yeşilyurt köyünde jandarma tarafından köylülerin dövülmesi ve dışkı yedirilmesi 1989 yılında oldu, olayı duyan ve izleyen de muhabir Celal Başlangıçtır.
O sırada İlhan Selçuk Cumhuriyet gazetesini yönetmiyordu, hatta belki de o dönem, 30 yıl boyunca yönetim üzerinde en az etkisi olan dönemdi. Mustafa Balbay o sırada Cumhuriyet İzmir Bürosunda çalışıyordu. Sanırım henüz istihbarat şefi olmuştu...
Ayrıca hafızama güvenmeyip o dönemde orada olan bazı kişilere sordum, kimse İlhan Selçukun bu dışkı yedirme olayıyla ilgili bir yazı yazdığını hatırlamıyor.
Okay Gönensin kime sordu bilmiyorum... Gazeteciliğin ciddi bir iş olduğunun bilincinde olsaydı en azından Cumhuriyetin arşiv servisine ya da bana telefon edip doğrusunu öğrenebilirdi.
Bunu yapmadı, deyim yerindeyse salladı!
İlhan Selçukun 26 Ocak 1989da Pencere köşesinde yayımlanan yazısının başlığı şöyle:
Salgın Mikrop
***
Peki ne yazmış İlhan Selçuk?
Yazı şöyle başlıyordu:
Görgü ve incelik, insan ilişkilerini güzelleştirmek içindir; ancak kimi zaman tuhaflıklara yol açabilir. Sözgelimi çiş yerine idrar ya da bok yerine insan pisliği dersek kibarlık sayılıyor.
Mardinin Cizre ilçesinin Yeşilyurt köyüne baskın yapan güvenlik görevlileri köy halkının canına okuyorlar; erkekleri yere yüzükoyun yatırıp çiğniyorlar, dövüyorlar; başta muhtar olmak üzere köylülere bok yediriyorlar. Ne var ki köylüler yine incelik göstermişler, savcılığa yazdıkları şikâyet dilekçesinde görgüyü elden bırakmıyorlar.
Diyorlar ki:
- Çevreden insan pisliği toplatılarak yaşlı, genç demeden tek tek ağızlarına verilmiştir.
İlhan Selçukun yazısı uzun...
Önce son bölümünü aktarayım:
Yurtseverliğin çağdaş anlamı, insan haklarında çerçeveleniyor; eğer bu çerçeveyi kırıp dökerek şovenliği milliyetçilikle karıştırırsak sonunda hepimiz pişman oluruz.
***
İlhan Selçukun yazısından bazı bölümler aktarıyorum:
Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bir bütündür; ama bu ülkemizde her mezhepten, her dinden, her soydan insan yaşamıyor demek değildir. Hıristiyanı, Müslümanı, Alevisi, Sünnisi, Süryanisi bizdendir; Rumu, Ermenisi, Yahudisi, Çerkezi, Kürtü bizdendir; soyunu sopunu, dilini dinini özümsemek hakkına anayasayla sahiptir.
Adam diyor ki:
- Ben Kürtüm...
Böyle konuşanın üstüne vatan haini diye yürümek vatanseverlik değil, bölücülüktür. Birlikte yaşadığımız Kürtlerin insanlık haklarını savunanları düşman saymak, çok tehlikeli çelişkilerin çukurunu kazmakla eşanlamlıdır.
Emperyalizm, Anadolu halkının çelişkileri üzerine bir iç kavgayı sırası geldiğinde tezgâhlamak istiyor. Yoksul halklar üzerine oyun hep böyle oynanır; sonra insanların gözlerini kan bürüdü mü, önüne geçilmez bir kanlı senaryo sahnelenir.
İlhan Selçuk yazısında ayrıca, canavarlığın kimi zaman insanın damarlarında akan kana karıştığı, beyninde sarmallaşarak, gözleri kör ettiğini vurguluyor...
***
Başta söyledim Okay, gazetecilik ciddi bir iştir...
Cumhuriyetteki ayrışma (6 Kasım 1991) hepimizi bir yerlere savurdu...
Aradan 19 yıl geçmiş, kim haklı, kim haksız tartışması artık bitmiştir...
At o yüreğindeki kin ve nefret tohumlarını Okay!
Arın, kendinle hesaplaş, özeleştirini yap!
Karanlığın o kapkara tanelerinden kurtul...
İlhan Selçuk ve yanılttığın Vatan gazetesi okurlarından da özür dile!
***
25 gündür Koç Vakfı Hastanesi yoğun bakım bölümünde yatan İlhan Selçukun 26 Ocak 1989da yazdığı Salgın Mikrop başlıklı yazısının tümü Pencere köşesinde.
Hikmet Çetinkaya/CUMHURİYET