Mesela kendimi en çok sakatlıklarım ve marazlarımla da sevmeyi öğrendim mesela, o düz durmayan dizimi her sabah öpüp okşadım, o sabahları yataktan zor kalkmama sebep olan o belime her sabah şefkat gösterdim.
Durmayı öğrendim. Bir de durmanın da en zor eylem olduğunu, sabretmenin aslında benim de başarabileceğim bir şey olduğunu… Ve her gün ve her gün yeniden yeni baştan başlasam da bedenin inanılmaz bir güce sahip olduğunu öğrendim. Yogayı, pilatesi öğrendim. Her yerde her zaman bedenimi dinlemeyi de öğrendim tabi ki.
Mesela bana iyi gelmeyen bir ortamı, insanı, bir işi, bir şehri bırakmam gerektiğini, eğer bırakamıyorsam söylenmemeyi de öğrendim ki en zor öğrendiklerimden biri buydu. ‘Sağlık sahip olunması gereken en zaruri ihtiyaçtır ve kişinin bu ihtiyacını hiçbir iş, hiçbir insan ve kişisel hiçbir hata engelleyemez!’ demeyi de öğrendim.
Ben öğrendikçe işlerim kolaylaştı, şifa her yerime bulaştı ve bir sene önce oturamayan, çorabını bile giyemeyen o kız şimdi her gün pilatesini yogasını yapıyor. Evet, belki her hareketi olması gerektiği gibi ve kusursuz yapamıyor ama “olduğu kadar” deyip elinden geleni deniyor ve çok daha güçlü bir bedene sahip olduğu için her gün şükrediyor.