“Hayat, her an seçim yapmak zorunda kaldığımız ve yaptığımız seçimlerle şekillenen bir süreç. Hicran, bütün kadınlar arasında bir kadın. Doğup büyüdüğü yuvada söz dinleyen bir çocuk. Sonra, bir genç kız .
Seven, aşık olan, kırılan bir yürek sonra da.... Bütün anneler arasında bir anne. Bu hayat, günün birinde seçim yapmaya zorlar Hicran’ı. “Ben senin annen değilim”, der kızına.
‘Peki, sana ne diyeyim anne?’ sorusuna yanıtı, çaresizlik ve isyan dolu bir fısıltıdır: “Bana artık Hicran de...”