21 Oca 2010 09:51
Son Güncelleme: 10 Mayıs 2021 16:06
"ASKERLERLE GÖRÜŞTÜM BU İŞ TAMAM CEM BEY!.." CEM UZAN BAŞBAKAN OLACAĞINA İNANIP HANGİ GAZETECİYE GÜVENDİ?
Engin Ardıç, Cem Uzan´ı, "ben askerlerle görüştüm, bu iş tamam Cem Bey" diyerek yıllarca aldatan gazeteci kim?
Demek buna güvenmiş!
İki binli yılların başlarında, Cem Uzan'ı "ben askerlerle görüştüm, bu iş tamam Cem Bey" diye gaza getirenler vardı...
Pardon, Erman Toroğlu gibi konuştum, aman beni de kovmasınlar...
Sonra o arkadaşın genellikle işkembeden attığı, "şu anda paşamla beraberim, çay içiyoruz, size de selamı var" dediği anda Ankara'nın ünlü lokantasında rakı içtiği kanıtlandı ya... Cem Bey pirelenmiş, peşine adam takıp izletmişti.
Bendeniz de safra kesesi ameliyatı olmuş, hastaneden yeni çıkmış, hayır "memleketime gitmemiştim", evde yatıyordum...
Gazeteye geldim ki, ortalık kaynıyor!
Cem Uzan'ın neye güvendiğini hep merak ederdim, ayışıklarına, sarıkızlara, kafeslere güvenirmiş. Bir de balyoza tabii.
İhtirasları aklının çok önünde gitmeye başladığından, askerin darbe yapacağına, kendisini de "sivil başbakan" olarak iktidara getireceğine ciddi ciddi inanacak kadar gözünü karartmış meğer...
Ya da dolduruşa getirilmiş...
Sorsaydı, neyin niçin olamayacağını kendisine anlatırdım, sormadı. Parti kurduğunu bile sıradan vatandaş gibi ben de televizyondan öğrendim.
İşin "Cem Uzan ayağı" gülünç bir serüven olarak anılarımızda kaldı, ama "darbe ayağı" çok ciddi çıktı.
İşin içinde yalnız ada vapuruna bomba koymak falan değil, Fatih Camii'ni kana bulamak da varmış.
Bak sen, senaryoya bak: Müslüman köktendinciler gayrımüslimleri öldürüyorlar, galeyana gelen "Ermeniler" falan da camiye bomba koyuyorlar... Altmışlı yıllarda komünistler koyarlardı (!)...
Kargaları bile güldürür ama bu ülkede kargadan da aptal ya da namussuz birçok "medya mensubu" yaşıyor. Karga zeki ve onurlu bir kuştur.
Arkadan da bir Türk uçağının Yunan jetleri tarafından "düşürülmesi sağlanacak", olmazsa kendimiz düşürüp Yunanlılar'ın üstüne atacağız!
Dünya bunu yutmayacak ama "darbe yandaşı medya" tarafından Türk halkının yutması sağlanacak...
Sonra sıkıyönetim, sonra meclisin kapatılması, sonra yeni bir hükümet...
Gerekirse iç savaş, gerekirse dış savaş, yeter ki AKP gitsin.
Bu çok gizli, çok ciddi, çok vahim bilgileri kim bugün ortalığa döküyor?
CIA mı? Olabilir. En akla yakını bu...
Bu ne demek? Amerikan yönetimi, Bush döneminde bile Türkiye'de darbe istememiş demek... Obama döneminde hiç mi hiç istemiyor demek... Dünya değişmiş demek... Yirminci yüzyıl çok gerilerde kalmış demek...
Haa, bir de, Amerika kendisine kafa tutanı, "kendi kontosuna iş tutmaya" kalkanı, maraza çıkarmaya çalışanı affetmez demek.
Eh, bu durumda hadi yapın darbeyi de NATO'dan da çıkın, görelim bakalım.
"İşbirliği yapılacak gazetecilere" mi güveniyorsunuz?
Cem Uzan da öyle sanmıştı.
Engin Ardıç/Sabah
Pardon, Erman Toroğlu gibi konuştum, aman beni de kovmasınlar...
Sonra o arkadaşın genellikle işkembeden attığı, "şu anda paşamla beraberim, çay içiyoruz, size de selamı var" dediği anda Ankara'nın ünlü lokantasında rakı içtiği kanıtlandı ya... Cem Bey pirelenmiş, peşine adam takıp izletmişti.
Bendeniz de safra kesesi ameliyatı olmuş, hastaneden yeni çıkmış, hayır "memleketime gitmemiştim", evde yatıyordum...
Gazeteye geldim ki, ortalık kaynıyor!
Cem Uzan'ın neye güvendiğini hep merak ederdim, ayışıklarına, sarıkızlara, kafeslere güvenirmiş. Bir de balyoza tabii.
İhtirasları aklının çok önünde gitmeye başladığından, askerin darbe yapacağına, kendisini de "sivil başbakan" olarak iktidara getireceğine ciddi ciddi inanacak kadar gözünü karartmış meğer...
Ya da dolduruşa getirilmiş...
Sorsaydı, neyin niçin olamayacağını kendisine anlatırdım, sormadı. Parti kurduğunu bile sıradan vatandaş gibi ben de televizyondan öğrendim.
İşin "Cem Uzan ayağı" gülünç bir serüven olarak anılarımızda kaldı, ama "darbe ayağı" çok ciddi çıktı.
İşin içinde yalnız ada vapuruna bomba koymak falan değil, Fatih Camii'ni kana bulamak da varmış.
Bak sen, senaryoya bak: Müslüman köktendinciler gayrımüslimleri öldürüyorlar, galeyana gelen "Ermeniler" falan da camiye bomba koyuyorlar... Altmışlı yıllarda komünistler koyarlardı (!)...
Kargaları bile güldürür ama bu ülkede kargadan da aptal ya da namussuz birçok "medya mensubu" yaşıyor. Karga zeki ve onurlu bir kuştur.
Arkadan da bir Türk uçağının Yunan jetleri tarafından "düşürülmesi sağlanacak", olmazsa kendimiz düşürüp Yunanlılar'ın üstüne atacağız!
Dünya bunu yutmayacak ama "darbe yandaşı medya" tarafından Türk halkının yutması sağlanacak...
Sonra sıkıyönetim, sonra meclisin kapatılması, sonra yeni bir hükümet...
Gerekirse iç savaş, gerekirse dış savaş, yeter ki AKP gitsin.
Bu çok gizli, çok ciddi, çok vahim bilgileri kim bugün ortalığa döküyor?
CIA mı? Olabilir. En akla yakını bu...
Bu ne demek? Amerikan yönetimi, Bush döneminde bile Türkiye'de darbe istememiş demek... Obama döneminde hiç mi hiç istemiyor demek... Dünya değişmiş demek... Yirminci yüzyıl çok gerilerde kalmış demek...
Haa, bir de, Amerika kendisine kafa tutanı, "kendi kontosuna iş tutmaya" kalkanı, maraza çıkarmaya çalışanı affetmez demek.
Eh, bu durumda hadi yapın darbeyi de NATO'dan da çıkın, görelim bakalım.
"İşbirliği yapılacak gazetecilere" mi güveniyorsunuz?
Cem Uzan da öyle sanmıştı.
Engin Ardıç/Sabah