Asker, gazi, başöğretmen, ulu önder... Atamızı vefatının 86’ncı yıl dönümünde saygıyla anıyoruz
Yıl 1938, saat 09:05... Yarın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86’ncı yıl dönümü. Saatler yarın bir kez daha 09:05’te duracak; trafik akmayacak, insanlar yürümeyecek. O saat geldiğinde herkes olduğu yerde Atatürk’ü anacak.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 86. ölüm yıl dönümünde, tüm yurtta ve dünyada saygı ve minnetle anılıyor. Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi ve Cumhuriyet’in banisi Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde, İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09:05’te hayata gözlerini yumdu.
Atatürk, Türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilen Kurtuluş Savaşı’nı zaferle taçlandırdıktan sonra, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan ederek Türkiye'yi çağdaş bir devlete dönüştürme yolunda büyük adımlar attı. 86 yıl önce kaybettiğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca siyasi bir lider değil, aynı zamanda bilim, eğitim, kültür ve sanat alanlarındaki köklü reformlarıyla da Türk milletine aydınlık bir gelecek bırakmıştır.
MÜLKİYEDEN AYRILIP SELANİK ASKERİ RÜŞTİYESİ’NE GEÇTİ
1881’de dünyaya gelen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını değiştiren ilk adım belki de ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesi'nden kendi isteğiyle ayrılması oldu. Mülkiyeden ayrılan Atatürk eğitim hayatını Selanik Askeri Rüştiyesi’nde sürdürdü. Bu okulda matematik öğretmenliği yapan Yüzbaşı Mustafa Efendi, Atatürk'ü sınıftaki diğer "Mustafa"lardan ayırmak için üstün yetenekli öğrencisine ikinci ad olarak "Kemal" ismini koydu.
Selanik Askeri Rüştiyesi’ni bitiren Atatürk, sonrasında ise İstanbul’a gelerek 1899 yılında Harp Okulu’na girdi. Buradan 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun olan Atatürk, Harp Akademisi'nden de 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.
Atatürk’ün buradan sonraki durağı ise Şam oldu. 1905 yılında kurmaylık stajı için Şam’da 5’inci Ordu emrine atandı. Suriye bölgesindeki üstün hizmetleri nedeniyle Beşinci Rütbe'den Mecidi Nişanı verilen Atatürk, 1907'de merkezi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunan 3. Ordu Karargahı'na atandı. Atatürk, 3. Ordu Karargahı'nın Selanik'teki kurmay şubesinde görevlendirildi.
BİNBAŞI RÜTBESİ ALDI
Mustafa Kemal Atatürk, Manastır ve Selanik'te görevliyken 1909'da İstanbul'daki 31 Mart Vakası'nı bastıran Hareket Ordusu'nda görev yaptı. Atatürk bir yıl sonra ise Arnavutluk'taki isyanı bastırmak için düzenlenen harekatta da görev aldı. İtalya’nın 1911 yılında Trablusgarp’a asker çıkarmasının ardından Atatürk Tobruk’a gönderildi. Tobruk ve Derne’deki başarısı Atatürk’ü binbaşı rütbesine çıkartırken, Atatürk 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı'na katılan Atatürk, Edirne'yi Bulgaristan'dan geri alan kolorduda görev yaptı.
SAVAŞ ÇIKINCA CEPHEDE GÖREV ALMAK İSTEDİ
1913 yılında Sofya’da ateşeliğe atanan Atatürk’ün bu serüveni Birinci Dünya Savaşı’na kadar sürdü. Savaşın çıkmasıyla birlikte Başkomutanlık Vekaletine müracaat eden Atatürk cephede görev almak istedi.
ENVER PAŞA’YA MEKTUP YAZDI: VATANIN MÜDAFAASINA AİT FAAL VAZİFELERDEN DAHA MÜHİM VE YÜCE BİR VAZİFE OLAMAZ
Kendisine "Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz" cevabının verilmesi üzerine Büyük Önder, Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya şu mektubu yazdı:
"Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya'da ataşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen açık söyleyiniz”
“ANAFARTALAR KAHRAMANI” ATATÜRK
Bu yaşananların ardından Atatürk, 1915'te Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu'ya bağlı Tekirdağ'da oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığı'na atandı. Belki bu mektuplaşma ve Atatürk’ün cepheye gelişi de tarihin seyrini değiştirecek nitelikte oldu. Gelibolu Yarımadası'na asker çıkaran ve Conkbayırı'na ilerleyen düşman birlikleri Atatürk'ün komutasındaki 19. Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Atatürk, "Anafartalar Kahramanı" olarak ün kazandı.
CEBİNDEKİ SAAT HAYATINI KURTARDI
Taaruz sırasında ise tarihi bir olay daha yaşandı. Conkbayırı taarruzu sırasında Atatürk’ün göğsüne şarapnel parçası isabet etti. Bu şarapnel parçası Atatük’ün göğüs cebindeki saati parçalayarak dödnü ve Atatürk mutlak bir ölümden kurtuldu.