Eşinin ailesi evliliğinize tepki gösterdi mi? Göstermemesi komik olurdu ama tanıdıkça beni çok sevdiler. Önce gelinleriydim, şimdi evlerinin kızıyım. Sanki Hasan’dan sonra beni doğurmuşlar gibi. İlişkiniz ilk ortaya çıktığında Hasan’ın evli olduğu söylendi... Tanıştığımızda evini ayırmıştı zaten. “Biz evleniriz ama bir boşanma sürecim var. Burada uzun sürüyor. Beni bekler misin?” dedi. “Tabii, üç yıl da sürse beklerim” dedim. O dürüstlüğüne o kadar aşık oldum ki. Evli olup da başkalarıyla nikah yapanlar var. Öyle bir adam yansıtıldı ki, hem evli hem sevgilisi var, üstüne bir de Asena ile aşk yaşıyor gibi... Tam tersi. Onu tanıdığımda her şeyden sıyrılmış, sadece boşanmayı bekliyordu. Almanya’da ne yapmayı planlıyorsun? Mesleğimi dolu dolu yaptım. Doğru zamanda yuva kurdum. Şimdi de hayatıma iş kadını olarak devam edeceğim. Gelinlik ve abiye giyim mağazası açmayı planlıyorum. Üç katlı 600 metrekare bir yer tuttuk. Burada kendi markamı yaratacağım. Kostümlerimi hep kendim tasarlıyordum zaten. Tasarladığım modelleri diktireceğim.
Elindeki avucundaki her şeyi bu işe yatırıyorsun yani... Yoo, kocam sağolsun. Öyle bir şey yapmaya kalksam da izin vermez. Yıllardır çalıştığımı biliyor, “Sen emekçi kadınsın. Senin için hiçbir şey kolay olmamış. Hayal et ve yap. Ne istiyorsan yapmaya hazırım” dedi. Evlilik sözleşmesi yaptınız mı? Hayır. Yapan yapar, herkesin kendi bileceği iş. Bizim kalp sözleşmemiz var.
Eşinin sözünden de çıkmayan bir kadın görüyorum... Erkek her zaman iki üç adım önümde olmalı. Yaradılışım böyle. Buna ‘köylüce’ diyebilirler. Babaannem bana erkeği ‘ata’ olarak öğretti. Son sözü her zaman kocam söyler ama beni ezmez. “Dediğim dedik” demez. Dünyanın en otoriter kadınıydı babaannem ama dedemin yanında kuzuydu. Dedem geldiğinde ceketini alır, terliğini önüne koyardı. Sen de kocanın terliklerini önüne koyuyor musun? Koyuyorum tabii. Bunu yaparken keyif alıyorum. İşe giderken uğurlarım, gelince karşılarım. Kapıyı eşime ben açarım. Gömleklerini kendim ütülerim. Kadının kadınlığını, erkeğin erkekliğini bilmesi gerek. Feministleri çok kızdıracaksın... Ben eski kafalıyım. Bir ilişki bitti diyelim, kadın anlatır ama ben erkeği de dinlemek isterim. Herkes kendine göre haklıdır. Ama dört duvar arasında ne olup bittiği bilinmez.
Eşini kıskandığın oluyor mu? Gerektiği kadar. Telefonunu kurcalayayım, Facebook’una bakayım... Nefret ederim öyle şeylerden. Bunu bir insan yapıyorsa kendine güveni yoktur. Bunları yapacaksan niye evlendin? Şifresini aldın, girdin baktın ne oldu? Mutsuz olacaksın. Gitmek isteyen bir şekilde gider. Aynen öyle. İş yerinde de aldatır ruhun duymaz. Yanıma gelip “Eşinizle tanışabilir miyiz?” diyenler var. Şaka yapıyorsun... Bir kızcağız geldi, nasıl heyecanlı, “Bir şey söyleyeceğim ama ne olur deli olduğumu düşünmeyin. Sizin eşinizi çok seviyorum, bir kere sarılabilir miyim” dedi. Kızı eşimin yanına götürdüm, bir kere sarıldı, inanılmaz mutlu oldu. Mesela bir lokale gideriz. Dortmund’da Hasan’ı herkes tanır. 20 dakika sonra orası kadınlarla dolar.