08 Tem 2012 10:13
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:53
ASENA AYŞE ÖZYILMAZEL'İ NEDEN DÖVMEK İSTEDİ?
Cuma sabahı 'Ayşe ile Alişan'da canlı yayın konuğumuzdu. Asena programda sohbet ederken birden bana daldı
İmaj sıkıntısı
Biz kendimizi nasıl görüyoruz, karşıdakiler nasıl.
Annemizin, arkadaşlarımızın, sevgilimizin gözünde nasıl biriyiz de bizi tanımayanlar için nasıl.
Acayip bir şey bu imaj.
Tuhaf, insanın özüne yabancı, sahte, renkten renge giriyor bukalemun gibisine.
Yapacak bir şey yok; herkesin hayata bakışına ve algısına göre değişiveriyor imajın.
Kimi seni pek tatlı, evimizin cici kızı konumuna koyarken, kimi de cadının önde gideni, uyuz, gıcık, tokatlanası bir kadın olarak görebiliyor mesela.
Kimi samimiyetinden kuşku duymuyor da kimi her lafına kuruluyor, ayar oluyor.
Anladım ki dışarıdan bakıldığında tek bir imajı yok hiç kimsenin. Karşındakinin görmek istediği, algısının emrettiği kadarsın işte o kadar.
Mesela Asena. Evet, evet bizim oryantal Asena. Harika dans eden Asena.
Cuma sabahı ’Ayşe ile Alişan’da canlı yayın konuğumuzdu. Programda sohbet ederken birden bana daldı. O ana kadar benim şımarık, ukala, her istediği olmuş biri olduğumu düşündüğünü hatta televizyonda gördüğünde dövmek istediğini söyledi.
Şoke oldum.
Ben mi?
Şımarık mı? Yok canım.
Ukala mı? Keşke bir parça olsaydım.
Her istediğim olmuş mu? Aaah ah ne siz sorun ne ben anlatayım.
Reklam arasında "Kızdın mı?" diye sordu Asena. Yoo kızmadım, hem de hiç kızmadım. İmajın gözü kör olsun ne yapayım.
Bizi gerçeğimizden farklı değerlendirdi diye birine nasıl kızabiliriz ki. Sanırım artık Asena pek seviyor beni. Ne güzel.
Ama en güzeli insanın her türlü yanlış anlaşılmaya, eleştiriye karşı gülümseyebilmesi.
Kolay değil. Kalp kırılıyor ama ne yapalım kırılmadan olgunlaşılmıyor. Ne demişler; imaj hiçbir şeydir, kendini bilmek her şey.
Ayşe ÖZYILMAZEL / SABAH
Biz kendimizi nasıl görüyoruz, karşıdakiler nasıl.
Annemizin, arkadaşlarımızın, sevgilimizin gözünde nasıl biriyiz de bizi tanımayanlar için nasıl.
Acayip bir şey bu imaj.
Tuhaf, insanın özüne yabancı, sahte, renkten renge giriyor bukalemun gibisine.
Yapacak bir şey yok; herkesin hayata bakışına ve algısına göre değişiveriyor imajın.
Kimi seni pek tatlı, evimizin cici kızı konumuna koyarken, kimi de cadının önde gideni, uyuz, gıcık, tokatlanası bir kadın olarak görebiliyor mesela.
Kimi samimiyetinden kuşku duymuyor da kimi her lafına kuruluyor, ayar oluyor.
Anladım ki dışarıdan bakıldığında tek bir imajı yok hiç kimsenin. Karşındakinin görmek istediği, algısının emrettiği kadarsın işte o kadar.
Mesela Asena. Evet, evet bizim oryantal Asena. Harika dans eden Asena.
Cuma sabahı ’Ayşe ile Alişan’da canlı yayın konuğumuzdu. Programda sohbet ederken birden bana daldı. O ana kadar benim şımarık, ukala, her istediği olmuş biri olduğumu düşündüğünü hatta televizyonda gördüğünde dövmek istediğini söyledi.
Şoke oldum.
Ben mi?
Şımarık mı? Yok canım.
Ukala mı? Keşke bir parça olsaydım.
Her istediğim olmuş mu? Aaah ah ne siz sorun ne ben anlatayım.
Reklam arasında "Kızdın mı?" diye sordu Asena. Yoo kızmadım, hem de hiç kızmadım. İmajın gözü kör olsun ne yapayım.
Bizi gerçeğimizden farklı değerlendirdi diye birine nasıl kızabiliriz ki. Sanırım artık Asena pek seviyor beni. Ne güzel.
Ama en güzeli insanın her türlü yanlış anlaşılmaya, eleştiriye karşı gülümseyebilmesi.
Kolay değil. Kalp kırılıyor ama ne yapalım kırılmadan olgunlaşılmıyor. Ne demişler; imaj hiçbir şeydir, kendini bilmek her şey.
Ayşe ÖZYILMAZEL / SABAH