''ARKADAŞIMIN AŞKINA BAKACAK KADAR TERBİYESİZ DEĞİLİM!..''
2009 Türkiye Güzeli Ebru Şam için beş ay içinde iki aşk dedikodusu!Kıvanç Tatlıtuğ ile aşk yaşadı mı? Zeynep Özkardeşler ile Burak Özçivit arasına ise "karakedi" olarak girdi mi?
2009 Türkiye Güzeli Ebru Şam’ın adı beş ay içinde iki ünlüyle anıldı. Önce Kıvanç Tatlıtuğ ile aşk yaşadığı öne sürüldü, şimdi de Zeynep Dörtkardeşler ile Burak Özçivit ikilisinin arasına giren ‘kara kedi’ olarak gündemde.
Önce Kıvanç Tatlıtuğ ile aşk yaşadığın gündeme geldi, şimdi de Burak Özçivit’le birlikte olduğun konuşuluyor...
- İkisi de doğru değil. Kıvanç dedikodusunun doğru olmadığını herkes gördü. Kendisini tanımam bile. Bir kere bile görmüşlüğüm, selam vermişliğim yoktu, buna rağmen dedikodular çıktı. şimdi de Burak’la böyle şeyler yazılıyor. Çok üzülüyorum Sema Hanım.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ama...
- Tamam da ispat edilsin o zaman. Elde delil olmadan haber yapılmaz değil mi?
Peki, bu Burak olayı nasıl çıktı?
- Almanya’dan amcam geldi. Bir gece onunla Supper Club’a gittik. Burak da oradaydı, sadece uzaktan selamlaştık.
Burak’ı tanıyorsun yani...
- Evet, çünkü aynı ajansa bağlıyız. Ajansta sık sık karşılaşıyoruz. Podyuma birlikte çıkmışlığımız da var. Ayrıca Burak, benim arkadaşım Zeynep Dörtkardeşler’in de sevgilisi. Oradan da muhabbetimizi var... Neyse, o gece selamlaştık, o kadar. Ben amcamla birlikte kulüpten çıktım, bir süre sonra Burak da çıkmış. ıki gün sonra gazeteyi bir açtım, hakkımızda haber çıkmış! Birisiyle tesadüfen aynı mekanda bulunmak, sonra oradan ayrı ayrı çıkmak aşk yaŞamak anlamına mı geliyor? Çok saçma! Bu habere çok üzüldüm. Burak da, sevgilisi Zeynep de çok iyi arkadaşlarım. Ben arkadaşımın aşkına bakacak kadar terbiyesiz değilim...
YANIMDA BABAM BİLE OLSA BİR MEKÂNA GİTMEYECEĞİM
Burak’la Zeynep ayrıldılar...
- Evet, duydum ve üzüntüm daha da arttı. Neden ayrıldıklarını inanın bilmiyorum.
Neden ayrılacaklar, çıkan bu haberlerden dolayı Zeynep, Burak’ı terk etmiş...
- Zeynep, Burak’tan bu haberler yüzünden mi ayrıldı, bilmiyorum. Bu konu hakkında konuşmadık çünkü. Fakat o beni tanıyor, biliyor. Haberin doğru olmayacağına inanmıştır sanırım. Sormadım yani neden ayrıldıklarını...
Sana ve Burak’a inanmadığı için ilişkiyi bitirmiş olamaz mı?
- Zeynep beni tanır, nasıl birisi olduğumu da bilir. Eğer bana inanmasa, birlikte yer aldığımız çekimde yüzüme bile bakmazdı. Hatta çekimlerde sarmaş dolaştık. O bu haberler yüzünden değil, başka bir sebepten dolayı ayrılmış Burak’tan. Bu haberler niye hep benim başıma geliyor vallahi bilmiyorum. Yalnız şunu öğrendim, bir mekana asla gitmeyeceğim. Yanımda babam bile olsa gitmeyeceğim...
Niye amcanla yazmadılar da Burak’la yazdılar seni?
- Amcamı kimse tanımıyor ya, ondan sanırım. Kıvanç haberleri çıktıktan sonra dışarı çıkmadım. Beş ay sonra ilk defa amcam geldiği için çıktım, ondan da başıma bu geldi. Artık hiç çıkmayacağım. ışten eve, evden işe gideceğim, bu kadar. Sema Hanım, ben bir şey yaşıyor olsam, saklayamam ki... Burak’la da bir ilişkim olsa, çıkıp niye yalanlayayım? Ya kaçarım ya da açıklarım. Ben ailemle bunları çok açık konuşabilen bir kızım, sizlerle mi paylaŞamayacağım yani? Ama yok. Aslında bir sevgilim olmasını çok istiyorum, çünkü o zaman bu dedikodular biter.
KULLANILMAKTAN ÇOK KORKUYORUM
Peki Burak sevgilisinden ayrıldığına göre aranızda bir ilişki başlayabilir mi?
- Hayır, asla! Bu kadar da büyük konuşuyorum. Biz arkadaşız. O benim çok yakın arkadaşımla sevgili olmuş. Ben bunu yapamam, istemem. Ben ona arkadaş gözüyle bakıyorum. Zeynep arkadaşım olmasaydı da olmazdı. Bu bir elektrik meselesidir.
Anladım, “Burak tipim değil” diyorsun...
- Hayır, onu demiyorum ama Burak’la da bir şey olacağını sanmıyorum. Bunun Burak’la ilgisi yok, ben bu camiadan korkuyorum, ürküyorum. Ayrıca sevgili falan da düşünmüyorum. Beş aydır yalnızım. Ve beş aydır da bu endişelerimden dolayı erkeklere karşı mesafeli davranıyorum. Yalnızlığımla da çok mutluyum ayrıca.
Niye korkuyorsun erkeklerden?
- Kullanılmaktan korkuyorum. Karşımdakinin kötü alışkanlıkları olup olmadığından korkuyorum, başıma ne gelir diye korkuyorum. 19 yaşındayım ve bu kocaman şehirde tek başıma yaşıyorum. Korkmam çok normal. Ayrıca bu piyasayı biliyoruz. Allah korusun yani! O yüzden elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyorum. Bir bakıyorsunuz, herkes ondan ona dolaşıyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Çok çirkin. Ben böyle bir hayatı istemiyorum. Bir gün biriyle adım çıkacak, ertesi gün başka biriyle. Bu yaşta sağlıklı bir ilişi kurmam mümkün değil ki! Ben adımın sürekli birileriyle gündeme gelmesini istemiyorum. Yaşım küçük. En doğru insan bir gün beni bulacaktır. O insan da evleneceğim kişi olacak. Dolayısıyla temiz bir geçmişe sahip olmalıyım, adımı kirletmemeliyim. Tabii ki flörtlerim, heyecanlarım olabilir ama bunu şimdilik yaŞamaktan korkuyorum. ışim daha önemli.
HER KUŞUN ETİ YENMEZ
Rahat bırakılmıyorsundur...
- Tabii ki. Telefon numaramı bulup mesaj çekenler, arkadaşlık teklifi edenler var. Ama cevap vermiyorum, ilgilenmiyorum. Hemen telefon numaramı değiştiriyorum. Ben bu piyasanın erkeklerine gerçekten hiç güvenmiyorum. Onlar da benim bu durumuma şaşırıyor. Kadınları o kadar kolay elde etmeye alışmışlar ki, benim gibi birine rastladıklarında sinir yapıyorlar. Bu sinir bir süre sonra inada biniyor. Oysa her kuşun eti yenmez, bunu bilmeleri gerekir. Ben Ebru Şam’ım, başka kadınlara benzemem. Herkes haddini ve durduğu yeri bilecek. Sırnaşıklığa, terbiyesizliğe tahammül edemem. Erkek dediğin ağır olmalı.
Ağır erkekleri seviyorsun...
- Saygı duyulacak erkek demek daha doğru olur. Bir erkek duruşuyla, tavrıyla ağır olmalı. Benim için dış güzellik önemli değil. Bir insanın içinin güzelliği zaten yüzüne vurur. Kişilik, karakter güzelliğidir önemli olan. Ayrıca ben de çok ağır birisiyim. Mesafe, hayatımın birinci ilkesidir. Böyle olduğum için de inanın çok mutluyum, takdir de görüyorum. En azından erkeklerin bana saygı gösterdiğini görüyorum. Bu çok önemli bir şey.
“Gel reklam aşkı yaşayalım” diyenler var mı?
- Ben böyle bir teklifle karşılaşmadım ama olduğunu çok duydum. Zaten bana birisi gelip böyle bir şey söylese, hemen ağzının payını veririm. Bu kadar sakin durduğuma bakmayın, öfkemin önüne kimse geçemez.
SERENAY’IN VÜCUDU ÇOK GÜZEL
“Adanalı”da oynuyorsun. Nasıl set ortamı?
- Çok güzel. Bütün oyuncular çok şeker, hepsiyle de çok iyi anlaşıyorum. Hepsi bana çok yardımcı oluyor.
Sofia ile yani Serenay Sarıkaya ile aranız nasıl?
- Fazla samimiyetimiz yok. Ama ben onu çok beğeniyorum. Çok yetenekli bir kız. Yaşıtız ama o benden çok daha canlı, neşeli, bıcır bıcır.
Seksi pozlar veriyor Serenay, beğeniyor musun?
- Gazetede gördüm resimlerini. Serenay çok güzel biri. Vücudu da öyle. Nasıl mutluysa öyle davransın, yaşasın. Bizi ilgilendirmez.
Şu sıralar Oktay Kaynarca ile araları limoni. Sette kavga ediyorlar mı?
- (Gülüyor) Vallahi ben görmedim.
Sema Eren/Hürriyet Kelebek