25 Ağu 2010 15:51
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:34
ARKA SOKAKLAR'DAKİ ''ÇOK TUHAF HAREKETLER!''
Kanal D'nin ilgiyle izlenen dizisi Arka Sokaklar, yeni yayın dönemine bir dizi tuhaflıklarla başladı..
Çok tuhaf hareketler bunlar
Daha önce bu sütunlarda yazmıştık. "Arka Sokaklar" da kim hastanelik olsa, hemen Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırılıyor" diye... İster Anadolu yakasında olsun, ister şehrin Karadeniz kıyısında... Hiç fark etmiyor. Hoop, hemen Taksim İlkyardım’a... Vakalara da genellikle aynı doktor bakıyor. Bu kez de öyleydi. (Yanlış hatırlamıyorsam bu Doktor Yavuz doğuma da girmişti) Dikkatli seyircilerimiz de attıkları mesajlarla bu durumu hemen Yakından Kumanda’ya bildirdiler. Pazartesi gecesi dizide Taksim İlkyardım’ın acil servisi dolarken, aynı anda bizim de elektronik posta kutumuz doluyordu.
Malum, geçen sezonun finalinde bizim ekip, bir mafya babasının gazabına uğramış, hepsi de şehrin ayrı ayrı yerlerinde saldırıya uğramalarına rağmen nasıl olduysa yine Taksim İlkyardım’a getirilmişlerdi. Örneğin; Engin Başkomiser, Anadolu yakasında şarampole yuvarlanmıştı. Mesut Komiser de Haydarpaşa taraflarında bıçaklandı. Her ikisi de yine Taksim’e kaldırıldı. Belli ki yapımcılar çekim için sadece bu hastaneden izin kopartabilmişler.
Dizide ne zaman birinin sağlık problemi olsa, bu hastaneye getiriliyor. Yani askeriyenin nasıl G.A.T.A.’sı varsa bu dizide de polisin bir hastanesi var! Bir de mafyanın ikinci adamını gece teknede yakalıyorlar. "Bizi hemen patronuna götür" deyip, yola koyuluyorlar. Patronun mekanına geldiklerinde ise güneş tepede, gölgeler kısacık, yani öğle vakti. Demem o ki, "Arka Sokaklar"da bazı mesafeler çok kısa, bazıları ise pek uzun!.. Bitmedi... Rıza Baba, geçen sezonun son bölümünde çöp konteynırına atılıp, toprağın altına gömülüyor. Ama bu sezon bir de bakıyoruz ki konteynırın üzerindeki zincir yok! Kemikleri kırılan polislerin narkoz bile istemeden ameliyat olup, bir saat sonra göreve çıkmaları ise hem polis teşkilatı hem de Türk tıbbı adına iftihar vesilesi!.. Cam bardağı elinde kıran ama parmaklarında tek bir çizik dahi olmayan kişi ise mutlaka oyunculuğu bırakıp, illüzyonist olmalı!..
Yüksel Aytuğ/Günaydın
Daha önce bu sütunlarda yazmıştık. "Arka Sokaklar" da kim hastanelik olsa, hemen Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırılıyor" diye... İster Anadolu yakasında olsun, ister şehrin Karadeniz kıyısında... Hiç fark etmiyor. Hoop, hemen Taksim İlkyardım’a... Vakalara da genellikle aynı doktor bakıyor. Bu kez de öyleydi. (Yanlış hatırlamıyorsam bu Doktor Yavuz doğuma da girmişti) Dikkatli seyircilerimiz de attıkları mesajlarla bu durumu hemen Yakından Kumanda’ya bildirdiler. Pazartesi gecesi dizide Taksim İlkyardım’ın acil servisi dolarken, aynı anda bizim de elektronik posta kutumuz doluyordu.
Malum, geçen sezonun finalinde bizim ekip, bir mafya babasının gazabına uğramış, hepsi de şehrin ayrı ayrı yerlerinde saldırıya uğramalarına rağmen nasıl olduysa yine Taksim İlkyardım’a getirilmişlerdi. Örneğin; Engin Başkomiser, Anadolu yakasında şarampole yuvarlanmıştı. Mesut Komiser de Haydarpaşa taraflarında bıçaklandı. Her ikisi de yine Taksim’e kaldırıldı. Belli ki yapımcılar çekim için sadece bu hastaneden izin kopartabilmişler.
Dizide ne zaman birinin sağlık problemi olsa, bu hastaneye getiriliyor. Yani askeriyenin nasıl G.A.T.A.’sı varsa bu dizide de polisin bir hastanesi var! Bir de mafyanın ikinci adamını gece teknede yakalıyorlar. "Bizi hemen patronuna götür" deyip, yola koyuluyorlar. Patronun mekanına geldiklerinde ise güneş tepede, gölgeler kısacık, yani öğle vakti. Demem o ki, "Arka Sokaklar"da bazı mesafeler çok kısa, bazıları ise pek uzun!.. Bitmedi... Rıza Baba, geçen sezonun son bölümünde çöp konteynırına atılıp, toprağın altına gömülüyor. Ama bu sezon bir de bakıyoruz ki konteynırın üzerindeki zincir yok! Kemikleri kırılan polislerin narkoz bile istemeden ameliyat olup, bir saat sonra göreve çıkmaları ise hem polis teşkilatı hem de Türk tıbbı adına iftihar vesilesi!.. Cam bardağı elinde kıran ama parmaklarında tek bir çizik dahi olmayan kişi ise mutlaka oyunculuğu bırakıp, illüzyonist olmalı!..
Yüksel Aytuğ/Günaydın
