Arınç'tan Baransu'ya şok sözler; Madem gazetecisin ağlama işini yap!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Taraf'ın yayınladığı belgelerle ilgili konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Taraf'ın yayınladığı belgelerle
ilgili konuştu, geçmişe yönelik fişlemelerin doğru olmadığını
söyledi.
Arınç, yayınlanan MGK kararlarıyla ilgili hükümetin herhangi bir
adım atmadığını da ifade ederek, Anayasa Mahkemesi'ndeki Laikliğe
aykırı eylemlerin odağında olma iddiasıyla açılan davadan
paçalarını zor kurtardıklarını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, fişleme tartışmalarına yanıt
verirken, bugün her kurumun stratejik yerlere eleman alırken
geçmişe yönelik bilgi edinmek istediğini söyledi. “Uzman
yardımcıları, müşavirler, genel müdürler, müsteşarlar için bu
böyledir” diyen Arınç, Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında
şöyle konuştu:
SERVİS EDİLMESİ SUÇTUR
“Millî İstihbarat Teşkilatının,(MİT) devletin kendisine verdiği bir
görevi ifa ederken elbette bu verileri muhafaza etmesi, elbette
görevinin dışında herhangi bir şeyi tespit etmemesi, dinlememesi,
araştırmaması ve sormaması gerekiyor. Ama bakınız, sizler de
incelediğinizde göreceksiniz, her yıl binlerce insan, belli
görevlere atanma noktasında kanun gereği bu tür bir bilgi toplama
faaliyetinden geçirilmektedir. Bunda bir sıkıntı var diyorsanız,
bu, kanunlarla yapılacak bir şeydir. Ancak, herhangi bir kişi
hakkında özel hayatı, inancı, dili, dini, ırkı, vesaire. Yani
kendisini temsil ederken, ifade ederken yaşadığı, kimliğiyle ilgili
gelişi güzel bilgilerin veya kanaatlerin veya düşüncelerin
kalemlerle yazılıp oralara, buralara servis edilmesi kanun
nazarında da suçtur, bunları tasvip etmek de mümkün değildir. Yani
bir insan hakkında, resmî bir görev olmadan, kanunla kendisine
verilmiş veya yönetmeliklerle kendisini görevlendirmiş olanların
katkısı olmadan, insanların takip edilmesi, özel hayatlarına
girilmesi, kişilik haklarına karşı saygısızlık yapılması fevkalade
çirkindir, suçtur, ahlaki noktadan bakarsak ahlaksızlığın ta
kendisidir.”
SUÇ OLDUĞU BİLİNMELİ
Arınç, Taraf gazetesinin yayınladığı MGK belgelerine ilişkin de,
“Bir, gazete bunu yaptı, geçmişte de yapıyordu, o zaman size göre
iyiydi, bugün size göre kötü. Hayır, kategorik olarak öyle
bakmıyoruz” dedi ve şunları söyledi:
“Gazetecilik başarısı olarak bakarsanız, onu bir kenara koyun, ama
ortadaki kanunlara göre, gizli kalması gereken bir belgenin alenen
bir gazetenin 1’inci sayfasından yayınlanmasının Millî Güvenlik
Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu suç olduğunu söylüyor. Yani
gazetecilik başarısı suçu ortadan kaldırmaz. Bu Türkiye’de ilk defa
da olmuyor, ama bunun bir sonucu var. Bunu yapan, gazetecilik
başarısını gösteren bir insanın, bunu yapmanın suç olduğunu da
bilmesi gerekir diye düşünüyorum. Gazeteci sıfatı, kanunlarda
yazılı suçların işlenmesi bakımından bir imtiyaz ve ayrıcalık
doğurmuyor. Gazetecilik başarısıyla Pulitzer Ödülü’ne kendisini
aday gösteren bir insan bu maddeler karşısında da bir cezaya
muhatap olabileceğini düşünmeli ve bunu göre göre cesaretle bu işi
yapmalıdır. Dolayısıyla, kimsenin bundan şimdi şikâyet etmeye de
hakkı yok. Öyle somun pehlivanlığına gerek yok. ‘Ben bu işi bilerek
yaptım, sonucuna razıyım, bu bir gazeteciliktir’ dersiniz, kanun
ceza veriyorsa size, bunu da göğüslersiniz Mustafa Balbay kadar
olmasa bile herhâlde dört buçuk-beş yılı hiç kimse göze almıyor ama
kahramanlık budur. ‘Ben bunu ülkem için yaptım, bana yüklenecek
suçları da ben karşılayacağım’ diyebiliyorsanız bunları ancak o
zaman yapacaksınız.”
PAÇAMIZI ZOR KURTARDIK
Muhalefetin gazetecileri tehdit ettiği eleştirisine de, “tehdit
etmiyorum, kanunda yazılı olanı söylüyorum, benim tehdidimden
korkacak değiller” diyen Arınç, “Laikliğe aykırı eylemlerin odağı
olmak iddiasıyla 2008 yılında hakkında kapatma davası açılan ve
para cezasıyla paçamızı zor kurtardığımız davaya bakarsanız, biz
2004’te alınan kararların hiçbirini yerine getirmemişiz” diye
konuştu.