15 Mayıs 2020 17:49 Son Güncelleme: 15 Mayıs 2020 17:55

Arınç, 'istifa et' diyen AKP'lilere çok sert çıktı

Koronavirüs salgını nedeniyle camilerden her gün dua ve salavat okunmasını doğru bulmadığını ifade eden Bülent Arınç, kendisini eleştirenlere "İnandığım değerler, ilkeler ve onurumla doğruya doğru, yanlışa da yanlış demeyi sürdüreceğim" sözleriyle yanıt verdi.

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçtiğimiz gün Kemal Öztürk'ün Youtube kanalında yaptığı açıklamalar nedeniyle tartışma konusu olmuştu.

"DOĞRUYA DOĞRU, YANLIŞA YANLIŞ DEMEYİ SÜRDÜRECEĞİM"

Arınç, her gün okunan duaların, vatandaşları bıktırabileceğini belirtmişti. Kullandığı ifadeler hakkında bir açıklama metni yayınlayan Arınç, "Hiçbir kurum, hiçbir makam, hiçbir unvan baki değildir. Hepsi gelip geçicidir. Bunlar için insanın haysiyetini, onurunu, kişiliğini, ilkelerini çiğnemesi zavallılıktır. İnandığım değerler, ilkeler ve onurumla doğruya doğru, yanlışa da yanlış demeyi sürdüreceğim" ifadelerini kullandı.

İşte Arınç'ın açıklamasının tam metni;

"11 Mayıs 2020 tarihinde gazeteci Kemal Öztürk'ün YouTube kanalına yaptığım açıklamaların ardından, sosyal medyada ve baz medya organlarında aleyhime yoğun bir kampanya başlatıldı. Malum bir merkezden yönetilen bu kampanya nedeniyle kısa bir açıklama yapmam gerekti.

1 - FETÖ ya da bir başkası, tüm darbelere ve darbe sevenlere ilk karşı çıkacak insanlardan biriyim. Demokrasi mücadelesi ve darbe karşıtlığı ile geçen tüm siyasi hayatım bunun delilidir. Ancak darbe karşıtlığı ile geçen tüm siyasi hayatım bunun delilidi. Ancak darbe karşıtlığı yapacağım diye ölüm listeleri hazırlayan, insanların mahremiyetine dil uzatan, birilerini isim vererek tehdit eden, artık dengesi bozulmuş bir güruhu eleştiriyorum. Bu üslup, bu dil, bu tutum en başta demokrasiye, dini inançlarımıza, ülkemize ve nihayetinde partimize zarar verir. Buna "dur!" demek gerekir.

2 - Ömrünü dini bir hayat sürmeye adamış birisiyim. Koronavirüs nedeniyle camilerden ve minarelerden okunan salavatları, duaları daha güzel okumanın ve daha ayarında yapmanın faydalı olacağını dile getirdim. Bununla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığımızın bir kamuoyu araştırması yaparak durumu gözden geçirmesinin faydalı olacağı kaanatindeyim.

Bu iki konuda söylediğim sözlerin arkasındayım. Her yerde ve her platformda da savunurum. Bu sözlerimden yola çıkarak, beni FETÖ'cü, darbe yanlısı, ezandan-salavattan rahatsız olan biri gibi göstermeye çalışan, bu camia için utanç verici yalanlar, iftiralar, hakaretlerle dolu bu kampanyayı nefretle kınıyorum. Bu insanların beni anlamalarını da beklemiyorum. Zira bu kampanyayı yapanların ve sözcülük edenlerin; bir gün ülke, millet, din ya da dava diye bir dertleri olmadığı acı bir şekilde anlaşılacaktır. Hiçbir kurum, hiçbir makam, hiçbir unvan baki değildir. Hepsi gelip geçicidir. Bunlar için insanın haysiyetini, onurunu, kişiliğini, ilkelerini çiğnemesi zavallılıktır. İnandığım değerler, ilkeler ve onurumla doğruya doğru, yanlışa da yanlış demeyi sürdüreceğim."