TRT'de Hasan Kurtulmuş' un moderatörlüğünü yaptığı ve Yiğit Bulut'un daimi konuk olduğu Derin Analiz’ programında, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'a "çocuk tecavüzcüsü" imasında bulunuldu. Programda Martin Schulz'un Türkiye'deki basın özgürlüğü eleştirilerine değinen Yiğit Bulut, "Avrupa'da basın özgürlüğü mü var Martin Schulz. Çok mu özgür basın? O zaman sen bana herhangi bir Avrupa Birliği ülkesinde son 50 yılda Papaz okullarında taciz edilen erkek çocuklarla ilgili bir yazı dizisi yayınlat. Vatikan'a kadar uzanan o zinciri bana bir deşifre et bakalım." dedi. ONUN DA ADI GEÇEBİLİR Bunun üzerine moderatör Hasan kurtulmuş "Onun da adı geçebilir. O yüzden yaptıramaz" cevabını vererek Martin Schulz'u "çocuk tecavüzcüsü" ilan etti. İşte o anlar: <br /> <strong>Operasyonlara tepki göstermişti</strong><br /> <br /> Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Cumhuriyet’e operasyonlara tepki göstermişti. Schluz, “Murat Sabuncu ve diğer Cumhuriyet yönetici ve yazarlarının gözaltına alınması Türkiye’de ifade özgürlüğüne dair bir kırmızı çizginin daha aşılmasıdır. Cumhuriyet, diğer bağımsız gazeteler gibi değildir. Ülkedeki en eski gazete ve Cumhuriyetin en eski kurumlarındandır. AB’nin, darbe girişiminin ardından demokrasiyi savunan Türk vatandaşlarının cesaretini takdir ettiğini daha önce söylemiştim. Ama sürmekte olan tasfiye, hukuk ve güvenlik saiklerinden ziyade siyasi kaygılarla yapılıyor gibi görünüyor. İdam cezası tartışması, seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması, üniversite rektörlerinin atanması... Türk hükümeti birlik değil ayrıştırma peşinde." demişti. Operasyonlara tepki göstermişti Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Cumhuriyet’e operasyonlara tepki göstermişti. Schluz, “Murat Sabuncu ve diğer Cumhuriyet yönetici ve yazarlarının gözaltına alınması Türkiye’de ifade özgürlüğüne dair bir kırmızı çizginin daha aşılmasıdır. Cumhuriyet, diğer bağımsız gazeteler gibi değildir. Ülkedeki en eski gazete ve Cumhuriyetin en eski kurumlarındandır. AB’nin, darbe girişiminin ardından demokrasiyi savunan Türk vatandaşlarının cesaretini takdir ettiğini daha önce söylemiştim. Ama sürmekte olan tasfiye, hukuk ve güvenlik saiklerinden ziyade siyasi kaygılarla yapılıyor gibi görünüyor. İdam cezası tartışması, seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması, üniversite rektörlerinin atanması... Türk hükümeti birlik değil ayrıştırma peşinde." demişti.