12 Ağu 2014 11:32
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:33
Annesi açıkladı; işte Murat Göğebakan'ın son isteği!
Kansere yenik düşerek hayatını kaybeden ünlü müzisyen Murat Göğebakan’ın annesi Hatice Göğebakan konuştu.
Murat Göğebakan’ın annesi Hatice Göğebakan, ünlü müzisyenin hastalık sürecini gözyaşları içinde anlattı. Göğebakan, oğlunun rahatsızlığının 2009 yılında bir griple ortaya çıktığını belirterek şöyle konuştu:
"Murat hastalığını yenmişti, ancak eşinden ayrıldıktan sonra çok üzüldü. Eşi çok borç bıraktı. Çok borcu vardı. Kız kardeşleri yardım etti, bankaların borcu üst üste bindi. Ama borçlarının hepsini ödedi, hiçbir yere borcu kalmadı. Ama hastalığı ikinci kez tekrarladı. Bize ’Anne gribim geçer’ dedi. Fakat geçmedi."
"SABAH VAZGEÇTİ"
Oğlunun geçen yıl eylülün ortalarında burnunda kanama olduğu için ameliyat olduğuna dikkat çeken anne Göğebakan, "Silivri Anadolu Hastanesi’nde burnundaki kanamadan dolayı ameliyat oldu. Ancak burada kanama durdurulamayınca özel bir hastaneye götürmek zorunda kaldık. Burada doktor kanser hücresine rastladıklarını söyledi. Sadece 40 gün yatacak kemoterapi görsün, 41. gün evine gitsin dedi. Biz bunu Murat’a söyledik, ancak o önce bağırdı kabul etmedi sonra kabul etti. Sabah kararından vazgeçti. Ne yaptıysak Murat’ın gönlünü yapamadık ’ben iyiyim’ dedi. Aradan 6-7 ay geçti, tabi bu yavaş yavaş kilo vermeye başladı. Bir gecede 3 kez hastaneye gidiyorduk, ateşini düşürmek için. Bu daha sonra alternatif tıpa sarıldı. Bu kendini bayağı diri tuttu. Ancak, kanser hücresi tüm vücudunu sardı. Kilo vermeye başladı, rengi sararmaya başladı. Daha önce ayda bir kan, 6 ayda bir tronbosit alıyordu. Bu 6 aydaki tronbosit 1 güne düştü. Böbrekler iflas etti, diyalize girdi, ’iyi olacağım anne’ diyordu. Ancak biz biliyorduk" dedi.
"NASIL OLSA ÖLECEĞİM"
Göğebakan, oğlunun kemoterapi tedavisini ’nasıl olsa öleceğim, ha öyle ölmüşüm ha böyle ölmüşüm’ diyerek kabul etmediğini belirterek, "Alternatif tıpa çok güvendi. Faydası oldu ama yeterli olmadı. O zaten öleceğini biliyordu. Son anda dedi zaten ’anne sen de biliyorsun ki bu yolun sonu yok, ben buradan çıkamayacağım" diye konuştu.
Göğebakan, oğlunun hasta yatağında kendisine vasiyette bulunduğunun altını çizerek sözlerine şöyle devam etti:
"Anne ben buradan çıkamayacağım sadece sana vasiyetim beni Adana’ya dedemin ve babaannemin kucağına gömün. Ben onların en çok sevdiği torunlarıydım onlar beni büyüttü. İstanbul beni yedi bitirdi. Buraya sakın gömmeyin’ dedi. İstanbul’a geldiğine pişman oldu. ’Kurtulursam Adana’ya yerleşeceğim son günlerimi sizin yanınızda sakin ve sessiz bir şekilde sürdüreceğim’ diyordu ama olmadı."
"Murat hastalığını yenmişti, ancak eşinden ayrıldıktan sonra çok üzüldü. Eşi çok borç bıraktı. Çok borcu vardı. Kız kardeşleri yardım etti, bankaların borcu üst üste bindi. Ama borçlarının hepsini ödedi, hiçbir yere borcu kalmadı. Ama hastalığı ikinci kez tekrarladı. Bize ’Anne gribim geçer’ dedi. Fakat geçmedi."
"SABAH VAZGEÇTİ"
Oğlunun geçen yıl eylülün ortalarında burnunda kanama olduğu için ameliyat olduğuna dikkat çeken anne Göğebakan, "Silivri Anadolu Hastanesi’nde burnundaki kanamadan dolayı ameliyat oldu. Ancak burada kanama durdurulamayınca özel bir hastaneye götürmek zorunda kaldık. Burada doktor kanser hücresine rastladıklarını söyledi. Sadece 40 gün yatacak kemoterapi görsün, 41. gün evine gitsin dedi. Biz bunu Murat’a söyledik, ancak o önce bağırdı kabul etmedi sonra kabul etti. Sabah kararından vazgeçti. Ne yaptıysak Murat’ın gönlünü yapamadık ’ben iyiyim’ dedi. Aradan 6-7 ay geçti, tabi bu yavaş yavaş kilo vermeye başladı. Bir gecede 3 kez hastaneye gidiyorduk, ateşini düşürmek için. Bu daha sonra alternatif tıpa sarıldı. Bu kendini bayağı diri tuttu. Ancak, kanser hücresi tüm vücudunu sardı. Kilo vermeye başladı, rengi sararmaya başladı. Daha önce ayda bir kan, 6 ayda bir tronbosit alıyordu. Bu 6 aydaki tronbosit 1 güne düştü. Böbrekler iflas etti, diyalize girdi, ’iyi olacağım anne’ diyordu. Ancak biz biliyorduk" dedi.
"NASIL OLSA ÖLECEĞİM"
Göğebakan, oğlunun kemoterapi tedavisini ’nasıl olsa öleceğim, ha öyle ölmüşüm ha böyle ölmüşüm’ diyerek kabul etmediğini belirterek, "Alternatif tıpa çok güvendi. Faydası oldu ama yeterli olmadı. O zaten öleceğini biliyordu. Son anda dedi zaten ’anne sen de biliyorsun ki bu yolun sonu yok, ben buradan çıkamayacağım" diye konuştu.
Göğebakan, oğlunun hasta yatağında kendisine vasiyette bulunduğunun altını çizerek sözlerine şöyle devam etti:
"Anne ben buradan çıkamayacağım sadece sana vasiyetim beni Adana’ya dedemin ve babaannemin kucağına gömün. Ben onların en çok sevdiği torunlarıydım onlar beni büyüttü. İstanbul beni yedi bitirdi. Buraya sakın gömmeyin’ dedi. İstanbul’a geldiğine pişman oldu. ’Kurtulursam Adana’ya yerleşeceğim son günlerimi sizin yanınızda sakin ve sessiz bir şekilde sürdüreceğim’ diyordu ama olmadı."