Ankara ve İstanbul için iddialı konuştu! 'Yerel seçimlerde bir kaygımız yok'
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "Kazanan Türkiye'dir. Kazanan 85 milyondur" dedi. Seçim sürecinde anketleri gördüklerinde şaşırdıklarını söyleyen Yazıcı, 2024 yerel seçimlerini işaret ederek Ankara ve İstanbul için iddialı konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanmasının ardından gözler yeni dönemde izlenecek yol haritasına ve yapılacak yeni uygulamalara çevrildi. 28 Mayıs'ta yapılan ikinci tur seçimlerini değerlendiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, A Haber'e yaptığı açıklamada yeni dönemin şifrelerini verdi. Seçim kampanyası boyunca birçok ili gezdiklerini belirten AK Partili Yazıcı, "Orada gözlemlediklerimiz anketlerde görülenlerden çok farklıydı. Anketleri görünce de biz şaşkınlığa düşüyorduk" diye konuştu. "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2024'teki yerel seçimleri etkisi nasıl olur?" sorusuna yanıt veren Yazıcı, Ankara ve İstanbul için iddialı konuştu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
"Seçimler büyük bir suhuletle başarıyla sakin bir şekilde kampanya süreci hariç oy kullanma aşamasından söz etmek anlamında ifade ediyorum tamamlandı. İnşallah bu hafta da Meclis'te yeminler yapılacak Cumhurbaşkanımız yeminini yapacak mazbatasını alacak ve Kabine oluşturulacak.
"TÜRK MİLLETİ ÖLÇEREK TARTARAK İRADESİNİ SANDIĞA YANSITTI"
Türk siyasetiyle alakalı bugüne kadar yerleşik kanaatlere zemin teşhir eden algılar bu seçimle bertaraf edilmiştir. Bu seçimde bir kez daha da gösterdi ki Türk milleti kendisine ait çok kıymetli olan egemenlik hakkının yansıması anlamında oyunu kullanırken rastgele bir oy kullanımı yapmıyor. Kim iş yapacak kim üretecek kim eser üretecek kim hizmet üretecek kimin birikimi var bütün bu değerlendirmeleri yapmak suretiyle oyunun çok kıymetli olduğunu düşünerek tartarak ölçerek biçerek hedefindeki adayla ve adayların yanındaki safındaki kümeleri değerlendirmek suretiyle iradesini sandığa yansıtıyor.
"ANKETLERİ GÖRÜNCE ŞAŞKINLIĞA DÜŞÜYORDUK"
Bu seçim kampanyası döneminde biz birçok ili gezdik dolaştık. Orada gözlemlediklerimiz anketlerde görülenlerden çok farklıydı. Anketleri görünce de biz şaşkınlığa düşüyorduk. Dolaşıyoruz vatandaş elbette ki sorunlarını dile getiriyor özellikle hayat pahalılığından kaynaklanan satın alma gücüyle kıyaslandığı zaman da sorun teşkil edecek olguların altını çiziyor ama onları kim çözecek kim çare üretecek diye baktığında karşısında AK Parti'yi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı görüyor.
"KAZANAN TÜRKİYE'DİR"
Dolayısıyla iradesini bu yönde kullanmak suretiyle Türkiye'nin yüzüncü yılının, ilk yüzyılın son seçimi ikinci yüzyılın da ilk seçimini kendisine hizmet edecek referanslarıyla karşısına çıkmış yetki isteyen kadrolara teslim etti. O kıymetli oyunu riske etmiyor.
Kazanan Türkiye'dir. Kazanan 85 milyondur. Bu seçimin kaybedeni yok. Hep birlikte kazanmışız.
SONUCUN YEREL SEÇİME ETKİSİ NE OLACAK?
Bu konuda benim kanaatim yine durum farklılaşmıyor. Milletin seçimlerdeki tercihi üretimden ve hizmetten yanadır. Kimin işi ve kapasitesi varsa seçmen bunlara bakmak suretiyle değerlendirmesini yapacak. 2019 yılında bazı belediyelerin Meclis'lerinde çoğunluk Cumhur İttifakı'nda ancak belediye başkanlıklarını kaybetmiş olmamız dolayısıyla vatandaş bu 5 yıllık süreci değerlendirecek. Gelen siyasi kadroların neler ürettiğini nasıl iş gördüğünü ve hangi vaatlerini gerçekleştirdiğini vatandaş inceleyecek kararını verecektir.
Dolayısıyla biz iyi adaylar ile yola çıkacağız, burada eser siyasetini anlatmada halka anlatmada muktedir isim koymazsanız sorunlar olabilir. Adayları millet ile iyi diyalog kurabilecek yetkin kişilerle belirlemeyi başarabilirsek belediye seçimlerinde büyük başarı kazanacağımız düşüncesindeyim.
Millet doğrudan yanadır, kazanımdan yanadır. Millet eksiğe ve kaybetmeye oy vermez.
"İSTANBUL VE ANKARA İÇİN KAYGIMIZ YOK"
İnşallah bu konuda bir kaygımız yok. Milletimiz bu değerlendirmeyi yapacaktır. Yeter ki biz yanlış yapmayalım.
MUHALEFETİN DURUMU
Belli bir hedefi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş farklı unsurlardan oluşan siyasi yapıların hedeflerine ulaşmamaları halinde aynı kalmalarının mümkün olduğunu sanmıyorum. Millet İttifakı yapısı o şekilde kalmaz. Önemli bir deformasyona uğrayacaktır. Bunu göreceğiz ve gözleyeceğiz. Yerel seçime 7-8 aylık bir süre var bu süre içerisinde bu ayrışma söz konusu olabilir. Seçimde belki tekrar bir araya gelebilirler. Ayrıldıktan sonra bunların bir araya gelmeleri çok kolay olmayacaktır. Bunların söylemlerinde bir bütünlük yoktu. Proje üretme noktasında da büyük sıkıntıya düştüler. Söylem çerçevesinde siyaset üretmeye çalıştılar vatandaş bu söylemlerle yetinmedi. Somut olgulara ve somut olaylara somut hedeflere odaklandı.
İşte bu hedeflerden hiçbirini başaramamış ekibin niteliği ne olursa olsun aynen kalması siyasi rasyonaliteye uygun değil. Dolayısıyla aynı şekilde kalmayacaklarını düşünüyorum.
CHP'DE BAŞKANLIK YARIŞI
Gözlemlediğim kadarıyla Kemal Kılıçdaroğlu partisini kendi çerçevesinde kombine etmiş durumda. Kılıçdaroğlu'nun oluşturduğu bu yapının işlevsiz hale getirilmesini söz konusu olamayacağını düşünüyorum. Bugünkü 'değişim' söylemleri CHP'nin klasik davranış biçimidir. Bunlar bir süre söylenir ve bir süre sonra bu söylemler yok olur gider. Kemal Kılıçdaroğlu aynı tarzıyla yoluna devam edecektir.
İMAMOĞLU'NUN DEĞİŞİM SÖYLEMLERİ
Siyaset çok önemli bir alan… Burada söylemleriniz, hedef kitle ile diyalog kurarken kullandığınız sözcükler sizin siyasi kişiliğinize uygun düşmesi gerekir. Buradaki söylemler siyasi kişiliğe oturması gerekir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun çıkıp böyle afralı tafralı laflar söylemesi onun hedeflediği yere ulaştıracağını işareti asla olamaz. İlişkiler, samimiyetler insanın siyasi birikimleri hedef kitle ile çok samimi diyalog kurmak suretiyle kabul görebilir. Bir gün belediye başkanı öteki gün başka bir şey bir gün kayakta bir gün başka yerde işte kendinizi böyle "Süperman" şeklinde altı dolu olmaksızın görüntü vermek siyasi kişilik gerçeğine uygun değil. Bir süre sonra bu söylemler ortadan kalkar.
"KARİZMALARI ÇİZİLDİ"
Bu tarz yorumlar çok doğru çünkü 14 Mayıs gecesi seçime ilişkin değerlendirmeler yapmak üzere televizyonlarda verdikleri görüntü ve icra ettikleri söylemler buna sebep oldu. Veriler ekranda başka şekilde akıp giderken onlarla uyum sağlamayan veriler varmış gibi Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı ilan etmeleri gibi söylemlerinin ne kadar boş olduğunu dolayısıyla bu iki isimin hem kariyerlerinde hem kişilik inandırıcılığında büyük ölçüde zafiyete yol açmıştır. Karizmaları kendi yaptıkları eylemler çizildi. Ama bunu kendileri mi yaptı, yoksa onlara yaptırdılar mı? Bu da önemli tabi. Ki yaptırmış olsalar bile yine böyle bir yola başvurmamaları gerekirdi. Buradaki davranışlarıyla karizmaları çizildi.
İMAMOĞLU HAKKINDAKİ DAVA
Elbette ki mahkeme sonuçları önemli burada bir mahkumiyeti var. İtiraz süreci yaşanıyor ama burada bir mahkumiyet var ve seçilmeye engel bir durum söz konusu. Şu anda oradaki süreç devam ediyor. İstinaf süreci var sonrasında temyiz dönemi olabilir. Bu gelecek seçimlerde aday olup olamayacağı açısından son derece önem arz ediyor. Onlar bunun değerlendirmesini yapıyor ve ona göre davranacaklardır.
"TÜRK SİYASETİ ARTIK ARINMALI"
Bu önemli ölçüde bir kayba yol açtı. 14 Mayıs'tan sonra onların bakışında duruşunda bir değişme oldu. Milliyetçi kavramları kullanmaya başladılar. Siz doğrudan doğruya bir siyasi parti ile ittifak formatı içerisine girmemekle birlikte o partinin aday çıkarmaması ve onunla iltisaklı olduğunu söylediğimiz bu kanıtlanmış bir durum PKK terör örgütü ile irtibatını dikkate almadan o partiyle birlikte hareket ettiniz. Terör örgütünün dağdaki elebaşları Millet İttifakı'nı ve Kemal Kılıçdaroğlu destekledi bu da büyük bir çelişkidir. Bundan ötürü de zarar gördüler. Türk siyasetinin bu tür şeylerden arınması gerekir. Siyaset ülkenin birliği bütünlüğü için ülkenin güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı yek vücut olmak için vardır. İşte tu temel değerleri ve kriterleri bir yana bırakarak milletten güç ve destek istemek büyük bir çelişkidir.
YENİ KABİNE KİMLERDEN OLUŞACAK?
Seçimle ilgili değerlendirme yaptığımda kullandığım sözcükleri dikkate aldığımızda gerçekten milletin beklentisine tercüman olacak o hedefleri gerçekleştirecek uyumlu her konuda duyarlı hedef kitleyle diyalog kurabilecek kişilerden oluşacak. Elbette ki Türkiye'nin farklı kesimlerini de dikkatte almak suretiyle bir Kabine oluşturulacak.
Çok büyük tecrübeye birikime sahip Cumhurbaşkanımız Kabine'sini bu çerçevede oluşturacaktır. Kabine açıklandığında milletimizin işte diyeceği bir Kabine ile karşılaşacağız beklentim benim de ümidim bu.
BAZI BAKANLAR GÖREVE DEVAM EDECEK Mİ?
Bu Cumhurbaşkanımızın takdirinde benim herhangi bir şey söylemem nezaketen mümkün değil. Ama eminim ki Sayın Cumhurbaşkanımız bu değerlendirmeyi yaparken partimizin Meclis'teki sayısal çoğunluğu ve bu çoğunluğa dayalı komisyonlarda konuşlanma kriterlerini de dikkate almak suretiyle bir tercihte bulunacak diye düşünüyorum.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI NE ZAMAN BAŞLAR?
Anayasa yapma milletin hakkıdır ve tekel bir haktır millet anayasa yapma hakkını başkasına devretmez. Demokrasilerde bunu temsilcileri vasıtasıyla yapar bu temsil yeri Meclis'tir.
Millet maalesef cumhuriyetin kuruluşundan bu yana anayasa yapma hakkını kendisine ait tekel bir hak olarak nitelediğim hakkını hiçbir zaman doğrudan kullanabilmiş değildir.
Teknik bir anayasa için bu dönem çalışmalara başlanacak.
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ REVİZE EDİLECEK Mİ?
Anayasa çalışmasında sistemle ilgili düzenleme olabilir.
YENİ DÖNEMDE ÖNCELİKLİ HEDEFLER NELER?
Deprem bölgesi, ekonomi ve sığınmacılar gündemimizde.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
Sığınmacıların güvenli bir şekilde dönüşleri sağlanacak.
Sorunu ülke gündeminden çıkaracağız.