Ankara saldırısının arkasında kim var, amaç ne?
Medyaradar medya-siyaset analisti Atilla Akar, Türkiye’yi sarsan Ankara saldırısı hakkında aklına takılan soru ve düşüncelerini paylaştı…
Lanet bir terör eylemiyle gene sarsılmış bulunuyoruz. Ankara’da dün
akşam saatlerinde gerçekleştirilen eylemde resmi rakamlara göre şu
ana kadar 28 ölü 61 yaralı var. Manzara korkunç. Yanan servis
otobüsleri amaçlanan vahşetin bir kanıtı gibi. Maalesef
aşağılık planlayıcılar gene emellerine erdiler! ..
Ancak bu eylemin şu ana kadar olmuş eylemlerden oldukça önemli
farkları var görünüyor. Peki o halde bunlar nelerdir? Aklımıza
gelenleri paylaşalım…
1) Bu kez doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri
mensupları hedef alınmış ve azami zayiat verilmesi hesaplanmış
bulunuyor. Demek ki ana hedef TSK’dır.
2) Bu anlamda TSK'nın moralinin bozulması da
hedeflenmiş olsa gerek.
3) Saldırı “Türkiye’nin kalbi” ve başkenti
Ankara’da yapılmıştır. Ayrıca Türkiye’nin “Tüzel kişiliği”
hedeflenmiştir. Böylelikle tüm devlet bürokrasisi tedirgin ve
tehdit edilmiştir.
4) Zamanlama bakımından manidardır. Tam TSK’nın
Suriye’nin bir bölgesine bombardıman yapmasının ve “Koridor açma”
planlarının ertesine denk gelmiştir. Bu paralelde TSK’nın Suriye’de
belki de açık bir savaşa gireceği söylentileri esnasında
gerçekleşmiştir.
5) O halde amaç TSK’ya ve Türkiye’ye geri adım
attırmak ya da bazı şeylerden vazgeçirmektir. Bu yönüyle
“Gözdağı”dır.
6) Devletin istihbarat ve güvenlik
bürokrasisi hedeflenmiş ve “işe yaramazlar”, “beceriksizler” algısı
güçlendirilmiştir. MİT zorda bırakılmıştır.(İki gün önceki
haberlere bakılırsa aslında MİT "PYD/YPG bağlantılı" 14 kişilik bir
grubun Türkiye'ye sızdığı tespitini yapmış görünüyor.Sorun bunların
izlerinin sürülmesinde veya yakalanmasında çıkmış gibi duruyor)
7) Devlete “Sen Suriye’ye girip sözüm ona
Türkmenleri filan korumak istiyorsun ama daha kendini bile
koruyamıyorsun” denmek istenmiştir.
8) Yan bir amaç olarak ordu içinde Suriye ve
PKK/PYD politikaları konusunda “ikilik” çıkartmak istenmiş
olabilir. “Girelim, girmeyelim” diyenler ya da “yumuşak veya sert
davranalım” gibi. Ona paralel bu kritik zamanda belki de hükümetle
sürtüştürme sağlanmak istenmiş olabilir.
EYLEMDE İHTİMALLER NEDİR?
Peki o halde bu eylemi kim gerçekleştirmiş olabilir? PKK’mı, PYD’mi
(Ki ikisi aynı şey aslında sadece konumları farklı), IŞİD’mi, başka
bir terör örgütü mü? Hangisi? İlk anda insanın aklına PKK/PYD’yi
getirse ve “kuvvetle muhtemel” olsa dahi gene de bazı soruları
sormakta yarar var. Bu durumda saldırının amacı ne olabilir? Şimdi
ihtimallere bakmaya çalışalım;
1) Şayet PKK/PYD yapmış ise bu Türkiye’ye ve
ordusuna “operasyonlara son ver”, “Suriye sınırından girme”,
“PYD’yi sakın hedefleme” mesajıdır. Caydırma, geri adım attırma
amaçlıdır. Tehdittir; “Terörü senin tam kalbine taşırız” demektir.
Saldırı Türkiye’nin Suriye ve Rojava bölgesi konusundaki iradesini
kırmak yahut yalpalatmak amaçlı yapılmış olabilir.
2) Ancak eylem Türkiye’ye geri adım attırmak bir
yana daha da kararlı tutum almaya iter. Tam tersine şayet PKK/PYD
kaynaklı ise TSK’yı bölgeye kendi elleriyle davet etmek demektir.
Bu ise onların aleyhine sonuçlar doğurur.
3) O halde saldırı Türkiye’nin bölgeye “acil
müdahale” etmesini isteyen bir “güç” tarafından yapılmış veya
yaptırılmış olabilir. Türkiye’nin şu ana kadarki kontrollü ve
nispeten itidalli-sakin tavrını daha saldırgan bir pozisyona itmek
için yapılmış olabilir.
4) Bu ise olayda bir “bilinmeyen başka güç” olduğu
kanaatini güçlendirir. O halde olayda bir yabancı istihbarat
servisinin planlama ve yönlendirmesini aramak gerekecektir. Zaten
asıl önemli olan da bu güçtür.
5) “Olağan şüpheliler”den IŞİD’in ise şu an hangi
gerekçe ile buna teşebbüs edeceği meçhul görünüyor. Bu tarz bir
eylem sivilleri vurmaya benzemez!
6) Devlet içindeki kimi güçleri işaret edenlerde
var. (Ahmet Şık’ın MİT’le ilgili açıklamaları gibi) Ancak bu çapta
ve devletin bir başka birimini (Orduyu) bu kadar etkileyecek bir
eylem iddiası bana şu an hayli “saçma” ve oldukça “sübjektif” bir
yaklaşım gibi görünüyor. Bombanın cinsi ya da araç kullanılmasından
hareketle IŞİD’i işaret edenleri ise ciddiye bile almıyorum. Bunlar
“yanıltıcı” verilerdir.
PKK/PYD İHTİMALİ DAHA GÜÇLÜ
Bu şartlar altında PKK/PYD’nin eylemin arkasında olma ihtimali daha
güçlüye benziyor. Nitekim KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil
Bayık’ın adeta alay eder gibi "Ankara'da militarizmin merkezinde
yapılan eylem de halkımıza karşı yürütülen insanlık dışı vahşi
soykırımcı katliamlara karşı misilleme eylemi olabilir. Bu eylemi
kimler yapmıştır bilemiyoruz. Ama daha önce Kürdistan'daki
katliamlara misilleme olarak bu tür tepki eylemleri yapanların
olduğunu biliyoruz" demesi ve “Öfkeli Kürt gençleri”ni işaret
etmesi manidardır. Dilinin altında bir bakla var da sanki tam
çıkartamıyor. Ya da çıkartıyor ama biz anlamak istemiyoruz!
PYD’li Salih Müslim’in “olaylarla ilgimiz yok” deyip, topu “IŞİD”e
atması ise bir “şaşırtmaca” ve aralarında görev bölümü olabilir.
Yahut PKK ile PYD politikalarının (ABD etkisiyle) farklılaşmakta
olduğunu gösterir. Tabii bombacı saldırganın PYD’li çıkması ayrıca
düşündürücü. (Sultanahmet saldırısında “Bombacı IŞİD”li
açıklamasına hemen inananlar şimdi niye buna inanmıyorlar acaba?)
Halen kimi “sorular” olsa da bu eylem daha ziyade “PKK/PYD”
kaynaklı bir eyleme daha çok benziyor. Tabii kimin
yönlendirmesindeki bir “taşeronluk ”la diye sormak şartıyla…
Öyle veya böyle, kim yaparsa yapsın aslında “taksit taksit”
ölüyoruz. Bu tarz olaylar artık “terör”ün yanı sıra tüm millete
“manevi bir işkence” halini aldı. Dolayısıyla Türkiye bu tip
eylemleri kim organize ederse etsin onlara “peşin peşin” ödetecek
ve çanlarına ot tıkayacak somut bir “çıkış” bekliyor…
Haybeden “Kınıyoruz”, “lanetliyoruz” beyanları verenlere
duyurulur!..
18.02.2016.
[email protected]