25 Eyl 2018 13:26 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:52

Anayasa Mahkemesi’nden Cumhuriyet’i sevindirecek karar

Anayasa Mahkemesi engellenen haberle ilgili emsal oluşturacak dikkat çeken bir karara imza attı.

KİPTAŞ’ın Topkapı’da yaptığı Merkez Evler sitesindeki evlerin İBB ve AKP yöneticilerine uygun fiyatlarla verildiği gündeme gelmişti.

Merkez Evler’de konut alanlar arasında eski AKP İl Başkanı Aziz Babuşçu, KİPTAŞ yolsuzlukları hakkında olumlu rapor veren Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım’ın kızı, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Zeytinburnu Belediye Başkan Yardımcısı M. Zafer Alsaç, eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı şimdi Başkan Danışmanı Sabri Dereli, AKP Milletvekili İhsan Arslan’ın kızı Tuğba Arslan, eski AKP Milletvekili Bayram Ali Bayramoğlu, AKP Zeytinburnu Belediye Meclisi üyeleri Aydın Çığırıkçı ve Muzaffer Uçar, eski AKP Bakırköy İlçe Başkanı Rahmi Genç’in yakınları da bulunduğu belirtilmişti.

Bu haberi ilk kez Cumhuriyet gazetesinden Miyase İlknur duyurmuştu. Haberde adı Valiler kararnamesinde merkeze alınan 20 il valisi arasında Hüseyin Avni Coş, haberin gerçeği yansıtmadığı ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiasıyla internet içeriğine erişimin engellenmesi talebinde bulundu. Sulh Ceza Hâkimliği ise haber içeriğine erişimin engellemesine karar verdi.

Haberi yayından kaldırılmasının ardından dönemin Cumhuriyet gazetesi internet sitesi genel yayın yönetmeni Oğuz Güven ve haberi yazan muhabir Miyase İlknur engelleme kararına itirazlarının reddedilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

“BİLGİLENDİRME DEĞERİNİN YÜKSEK OLDUĞU TARTIŞMASIZDIR”

Anayasa Mahkemesi ise engellenen haberle ilgili emsal oluşturacak dikkat çeken bir karara imza attı.

Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, “Mahkemenin Değerlendirmesi” başlığı altında şu ifadeler yer aldı:

“İçeriğine erişimi engellenen haber, kentsel dönüşüm politikasının amacı dışında yapıldığı öne sürülen bir proje kapsamında satışa çıkarılan konutların bazı bürokratlar ile siyasetçilere maliyeti fiyatına satıldığı iddiası ile ilgilidir.

Haber içeriğinde bu konutlardan satın alan kişiler arasında o dönem bir ilin valisi olan müşteki de gösterilmiştir. Haberde; müştekinin mülkiye başmüfettişiyken ilgili şirket hakkında soruşturma yapılmasına gerek olmadığı yönünde rapor hazırlamasıyla bu şirketin yaptığı konutlardan satın alması arasında bir bağ kurulmaya çalışılmıştır.

Söz konusu haberin kamu kaynaklarının kullanımı ile ilgili olduğu ve bilgilendirme değerinin yüksek olduğu tartışmasızdır. Haberde bir ilin valisi olan müşteki ile ilgili bazı iddiaların yayımlanmasının kamusal yararı yüksek bir tartışmaya katkı sunduğundan kuşku bulunmamaktadır.

Müşteki; haberin gerçeği yansıtmadığını, haber nedeniyle şeref ve itibarının zedelendiğini ileri sürerek 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesine göre internet içeriğine erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur. Talebi kabul eden Sulh Ceza Hâkimliği gerekçe olarak haberin masumiyet karinesi ve kişinin lekelenmeme hakkına aykırı olarak verilmiş olmasını göstermiştir. Kararda, kamuoyunun bilgilendirilmesi sınırının aşıldığı, haberin kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici nitelikte olduğu belirtilmiştir.”

“BAŞVURUCULARA MANEVİ TAZMİNAT ÖDENMESİNE KARAR VERMİŞTİR”

“Çelişmesiz bir dava sonucunda yayın içeriğine erişimin engellenmesi kararı ancak hukuka aykırılığın ve kişilik haklarına müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin olduğu ve zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde mümkündür” denilen değerlendirmede, şunlara dikkat çekildi:

“Somut olayda ilk derece mahkemesi, şeref ve itibara yapıldığı ileri sürülen saldırının çelişmeli bir yargılama yapılmadan, gecikmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacını ortaya koyabilmiş değildir. Haber içeriklerinin incelenmesinden de ilgili kanuna göre içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını gerektirecek ağırlıkta bir durumun bulunmadığı görülmüştür.

Başvuruya konu benzer uyuşmazlıklar açısından, koşullara göre diğer ceza veya hukuk yollarının daha yüksek başarı şansı sunabilecek, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olduğu göz ardı edilmemelidir. Müşteki açacağı çelişmeli bir hukuk davasında içeriğe erişimin engellenmesi talebini ileri sürme imkânına her zaman sahiptir.

Sonuç olarak, başvurunun bütün koşulları göz önünde tutulduğunda 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca çelişmeli bir yargılama olmaksızın internete erişimin engellenmesi kararı verilmesi için gösterilen gerekçeler yeterli kabul edilemez.

Diğer taraftan somut olay bağlamında yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi ihlale yol açan yargılama sürecine muhatap olan başvurucuların bu sürede uğradığı bütün zararları gidermemektedir. Üstelik ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verilmekle birlikte başvurucuların muhatap olduğu yargısal süreç devam etmektedir. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için ifade özgürlüğünün ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle ve yeniden yargılama suretiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara tazminat ödenmesi gerekir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine, başvuruculara manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.”