Anayasa Mahkemesi’nden Cumhuriyet’i sevindirecek karar
Anayasa Mahkemesi engellenen haberle ilgili emsal oluşturacak dikkat çeken bir karara imza attı.
KİPTAŞ’ın Topkapı’da yaptığı Merkez Evler sitesindeki evlerin İBB
ve AKP yöneticilerine uygun fiyatlarla verildiği gündeme
gelmişti.
Merkez Evler’de konut alanlar arasında eski AKP İl Başkanı Aziz
Babuşçu, KİPTAŞ yolsuzlukları hakkında olumlu rapor veren Adana
Valisi Hüseyin Avni Coş, KİPTAŞ Genel Müdürü İsmet Yıldırım’ın
kızı, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Zeytinburnu
Belediye Başkan Yardımcısı M. Zafer Alsaç, eski İBB Genel Sekreter
Yardımcısı şimdi Başkan Danışmanı Sabri Dereli, AKP Milletvekili
İhsan Arslan’ın kızı Tuğba Arslan, eski AKP Milletvekili Bayram Ali
Bayramoğlu, AKP Zeytinburnu Belediye Meclisi üyeleri Aydın
Çığırıkçı ve Muzaffer Uçar, eski AKP Bakırköy İlçe Başkanı Rahmi
Genç’in yakınları da bulunduğu belirtilmişti.
Bu haberi ilk kez Cumhuriyet gazetesinden Miyase İlknur duyurmuştu.
Haberde adı Valiler kararnamesinde merkeze alınan 20 il valisi
arasında Hüseyin Avni Coş, haberin gerçeği yansıtmadığı ve kişilik
haklarına saldırı niteliğinde olduğu iddiasıyla internet içeriğine
erişimin engellenmesi talebinde bulundu. Sulh Ceza Hâkimliği ise
haber içeriğine erişimin engellemesine karar verdi.
Haberi yayından kaldırılmasının ardından dönemin Cumhuriyet
gazetesi internet sitesi genel yayın yönetmeni Oğuz Güven ve haberi
yazan muhabir Miyase İlknur engelleme kararına itirazlarının
reddedilmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda
bulundu.
“BİLGİLENDİRME DEĞERİNİN YÜKSEK OLDUĞU
TARTIŞMASIZDIR”
Anayasa Mahkemesi ise engellenen haberle ilgili emsal oluşturacak
dikkat çeken bir karara imza attı.
Anayasa Mahkemesi’nin internet sitesinden yapılan açıklamada,
“Mahkemenin Değerlendirmesi” başlığı altında şu ifadeler yer
aldı:
“İçeriğine erişimi engellenen haber, kentsel dönüşüm politikasının
amacı dışında yapıldığı öne sürülen bir proje kapsamında satışa
çıkarılan konutların bazı bürokratlar ile siyasetçilere maliyeti
fiyatına satıldığı iddiası ile ilgilidir.
Haber içeriğinde bu konutlardan satın alan kişiler arasında o dönem
bir ilin valisi olan müşteki de gösterilmiştir. Haberde; müştekinin
mülkiye başmüfettişiyken ilgili şirket hakkında soruşturma
yapılmasına gerek olmadığı yönünde rapor hazırlamasıyla bu şirketin
yaptığı konutlardan satın alması arasında bir bağ kurulmaya
çalışılmıştır.
Söz konusu haberin kamu kaynaklarının kullanımı ile ilgili olduğu
ve bilgilendirme değerinin yüksek olduğu tartışmasızdır. Haberde
bir ilin valisi olan müşteki ile ilgili bazı iddiaların
yayımlanmasının kamusal yararı yüksek bir tartışmaya katkı
sunduğundan kuşku bulunmamaktadır.
Müşteki; haberin gerçeği yansıtmadığını, haber nedeniyle şeref ve
itibarının zedelendiğini ileri sürerek 5651 sayılı Kanun'un 9.
maddesine göre internet içeriğine erişimin engellenmesi talebinde
bulunmuştur. Talebi kabul eden Sulh Ceza Hâkimliği gerekçe olarak
haberin masumiyet karinesi ve kişinin lekelenmeme hakkına aykırı
olarak verilmiş olmasını göstermiştir. Kararda, kamuoyunun
bilgilendirilmesi sınırının aşıldığı, haberin kişilerin şeref ve
haysiyetini ihlal edici nitelikte olduğu belirtilmiştir.”
“BAŞVURUCULARA MANEVİ TAZMİNAT ÖDENMESİNE KARAR
VERMİŞTİR”
“Çelişmesiz bir dava sonucunda yayın içeriğine erişimin
engellenmesi kararı ancak hukuka aykırılığın ve kişilik haklarına
müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin olduğu ve
zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde mümkündür”
denilen değerlendirmede, şunlara dikkat çekildi:
“Somut olayda ilk derece mahkemesi, şeref ve itibara yapıldığı
ileri sürülen saldırının çelişmeli bir yargılama yapılmadan,
gecikmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacını ortaya
koyabilmiş değildir. Haber içeriklerinin incelenmesinden de ilgili
kanuna göre içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını
gerektirecek ağırlıkta bir durumun bulunmadığı görülmüştür.
Başvuruya konu benzer uyuşmazlıklar açısından, koşullara göre diğer
ceza veya hukuk yollarının daha yüksek başarı şansı sunabilecek,
kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olduğu göz ardı
edilmemelidir. Müşteki açacağı çelişmeli bir hukuk davasında
içeriğe erişimin engellenmesi talebini ileri sürme imkânına her
zaman sahiptir.
Sonuç olarak, başvurunun bütün koşulları göz önünde tutulduğunda
5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca çelişmeli bir yargılama
olmaksızın internete erişimin engellenmesi kararı verilmesi için
gösterilen gerekçeler yeterli kabul edilemez.
Diğer taraftan somut olay bağlamında yeniden yargılama yapılmasına
karar verilmesi ihlale yol açan yargılama sürecine muhatap olan
başvurucuların bu sürede uğradığı bütün zararları gidermemektedir.
Üstelik ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden
yargılama yapılmasına karar verilmekle birlikte başvurucuların
muhatap olduğu yargısal süreç devam etmektedir. Eski hâle getirme
kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan
kaldırılabilmesi için ifade özgürlüğünün ihlali nedeniyle yalnızca
ihlal tespitiyle ve yeniden yargılama suretiyle giderilemeyecek
olan manevi zararları karşılığında başvuruculara tazminat ödenmesi
gerekir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. ve 28.
maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin
ihlal edildiğine, başvuruculara manevi tazminat ödenmesine karar
vermiştir.”