ANALİZ - "Tek yapabileceğim doğruluk ve dürüstlük için dövüşmek"
- Muhammed Ali, sporculuğu ve politik duruşuyla 'efsane' tanımlamasını sonuna kadar hak etmişti - "Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım" sözü tüm dünyada büyük yankı uyandırdı - "Vietnamlılar bana bir şey yapmadı ki, onlarla savaşayım" diyerek yaşadığı dönemin en radikal çıkışlarından birine imza..
İSTANBUL (AA) - ERSİN ŞİYHAN - Muhammed Ali... Efsane tanımlamasını
sonuna kadar hak etmiş, gerek sporculuğuyla gerek politik duruşuyla
dünyanın adından en çok söz ettiren kişiliklerinden biri.
Sanat, politika, spor ya da cemiyet hayatından tanınmış bir kişi vefat ettiğinde, "... dünyasından bir yıldız kaydı" başlığını Türk basınında sıkça görmüşüzdür. Belki de bu manşeti gerektiği şekilde hak eden ender insanlardan biriydi; Muhammed Ali. Sporcu kimliğinin, bokstaki büyük başarısının yanı sıra Müslüman kimliği, ABD gibi geçmişte farklı tenli insanlara karşı sicili pek parlak olmayan bir ülkede siyahi oluşu, politik duruşu ve daha birçok özelliği Muhammed Ali'yi "yıldız" yapmaya fazlasıyla yetiyordu.
"Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım" dediğinde sadece boks sporunda bir efsane olarak kalmayacak, "Vietnamlılar bana bir şey yapmadı ki, onlarla savaşayım" diyerek, belki de yaşadığı dönemin en radikal çıkışlarından birine imza atarak, ezilen halkların gönlünde kolay kolay yıkılmayacak bir tahtın sahibi olacaktı. Cassius Marcellus Clay Jr. olan adını Müslümanlığı seçtikten sonra Muhammed Ali olarak değiştirmesi ise hayatları boyunca boksa ilgi duymayan hatta bu spora soğuk bakan dünya Müslümanlarına sabahlara kadar boks maçı izletecekti.
Sporcu kimliğinden sıyrılarak popülaritesini bu kadar arttıran,
farklı birçok milletten ve ırktan kendine hayran kitlesi kazandıran
dünyada ender kişilerden biri olmuştu Muhammed Ali. İşte bu nedenle
gerçek bir "yıldız" olarak tanımlanmayı sonuna
kadar hak ediyordu.
Ama o diğer yıldızlardan da farklı olmalıydı... Hollywood
Bulvarındaki ünlü Şöhretler Kaldırımında toplam 2 bin 582 dünyaca
ünlü isme ait yıldız bulunur. Bu isimler arasında Muhammed Ali de
vardır. Ancak bir farkla; 2 bin 582 yıldız arasında sadece Muhammed
Ali'nin ismi kaldırımda değil, yerden yukarıda, duvarda asılıdır.
Ünlü Dolby Sinemasının duvarına yerleştirilmiş olarak 2002 yılından
beri sergilenen bu yıldızın duvarda asılı olmasının da bir hikayesi
ve Muhammed Ali'den kaynaklı bir özelliği vardır. Ali, Hollywood
Bulvarına yıldızı konulması için teklif gittiğinde, “Ben
peygamber ismi taşıyorum, insanların ismimin üzerine basarak
geçmesini kabul edemem. Peygamberimin ismini yere yazdıramam.”
şeklinde cevap vererek dünya Müslümanlarının kalbinde müstesna bir
yer edinmiştir.
Muhammed Ali'yi güzel bir insan ve büyük bir sporcu olarak
tanımlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, efsane boksörün
ölümünün ardından yayınladığı taziye mesajında, "Muhammed
Ali, milyonların kalbini fethetmiş büyük bir sporcu ve güzel bir
insandı. Muhammed Ali'nin yaşamı boyunca ırkçılığa ve ayrımcılığa
karşı verdiği özgürlük mücadelesi hiçbir zaman unutulmayacak. Azmi,
cesareti, duruşu ve kararlılığıyla tüm insanlığa ilham kaynağı olan
Muhammed Ali'ye Allah'tan rahmet diliyorum." ifadelerini
kullandı.
"Sadece boks değil dünya sporunun önemli bir ismini
kaybettik, kendisini rahmetle anıyorum." diyen duayen spor
spikeri ve boks maçlarının unutulmaz ismi Orhan Ayhan, ünlü
boksörün birçok maçını televizyon ekranlarında yorumlamıştı. Ayhan,
Muhammed Ali'nin, spor hayatı boyunca çok önemli başarılara imza
attığını belirterek, "3 şampiyonluk maçına çıktı, 3'ünü de
kazandı. Bunun yanında 25 unvan maçı aldı. Toplamda çıktığı 61
maçın 56'sından zaferle ayrıldı. Sadece 5 mağlubiyeti
oldu." diyerek efsane sporcuyu anlatıyor.
Muhammed Ali'nin 1960 Roma Olimpiyatları'nda, henüz 18
yaşındayken, 81 kiloda altın madalya kazandığını hatırlatan Ayhan,
şunları kaydediyor:
"Bu kadar genç yaşta olimpiyat şampiyonu olan nadir
sporculardandır. Daha sonra profesyonel boksa başladı ve bunların
içinde George Foreman ile Joe Frazier ile yaptıkları en öne çıkan
maçlarıdır. Bu maçların ikisini de ben anlattım. Muhammed Ali'yi
sadece bir maçında yerinde izledim. 1976'da Münih'teki maçında
ringin yanındaydım. Maçın organizatörü, Avrupa şampiyonumuz Cemal
Kamacı'nın menajeriydi ve bana Muhammed Ali'nin odasına
girebileceğim bir kart verdi. Tanıştık, fotoğraf çektirdik,
başarılar diledim."
- Erbakan'ın davetlisi olarak Türkiye'ye geldi
1976 yılında, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın davetlisi
olarak Türkiye'ye gelen Muhammed Ali ile kaldığı otelde röportaj
yapma fırsatı da bulduğunu dile getiren Orhan Ayhan, Erbakan ve
Muhammed Ali'nin cuma namazını birlikte kılıp daha sonra Topkapı
Sarayı'nı gezdiklerini anlatıyor.
Maçını anlattığı boksörler arasında en renklisi ve en teknik
dövüşenin Muhammed Ali olduğunu vurgulayan Orhan Ayhan,
"Muhammed Ali'nin maçlarını anlatırken çok keyif aldım. En
düşürücü boksör Mike Tyson, performansını en uzun süre devam
ettiren boksör ise George Foreman'dır. Foreman, 5 sene boksa ara
vererek papazlık yapmıştı. 1994'te yeniden dünya şampiyonu
olduğunda, 46 yaşına girmesine 1 ay 19 gün vardı."
ifadelerini kullanıyor.
- Altın madalyasını nehre fırlattı
"Ben Amerika'yım. Tanımadığınız yönüyüm onun. Alışın
bana. Siyah, öz güvenli, kendinden emin... Benim adım bu, sizin
değil. Benim dinim, sizin değil. Benim amaçlarım, sizin değil.
Alışın bana."
ABD'nin Kentucky eyaletinin Louisville kentinde 17 Ocak 1942'de
dünyaya gelen Muhammed Ali, orta sınıf Afro-Amerikan bir ailenin 6
çocuğu arasında yer alıyordu.
12 yaşındayken, bisikletinin çalınmasının ardından karakola
başvuran Muhammed Ali, sinirlerini kontrol altına almakta
zorlanınca karakoldakilerin boks yapması tavsiyelerini dinler.
Sonraki 4 yıl boyunca boks antrenörü Chuck Bodak tarafından
çalıştırılan Muhammed Ali, bu süre zarfında bölgesel birçok
turnuvada "Altın Eldiven" kazanır ve amatör olarak
çıktığı 100 maçın 95'ini alır.
Birçok otorite tarafından tüm zamanların en iyi ağır sıklet boks
şampiyonu olarak kabul edilen Muhammed Ali, asıl çıkışını 1960 Roma
Olimpiyatları'nda hafif ağır sıklette altın madalyaya ulaşarak
yapacaktı. Zaferinin ardından gittiği bir restorana ten rengi
nedeniyle alınmamasına kızan Ali, kazandığı altın madalyayı Ohio
Nehri'ne fırlatır. ABD'li boksör, emekliye ayrılmasından yıllar
sonra olimpiyat ateşini taşıdığı 1996'da Atlanta'da düzenlenen
oyunlarda aldığı ödülle, kaybettiği madalyaya yeniden
kavuşacaktı.
Duayen spor spikeri Orhan Ayhan bu anları şöyle anlatıyor:
"İsyankardı çünkü ırkçılık mağduruydu. Olimpiyat
şampiyonu olduktan sonra doğduğu kent Louisville'de, ırmağın
yanında bir restorana girerken kapıda durdurup, 'zenciler giremez'
dediler ve madalyasını fırlatıp suya attı. 1996 Atlanta
Olimpiyatları'nda ben açılış maçını anlatırken, ABD Başkanı Bill
Clinton ona hem olimpiyat meşalesini yaktırdı hem de madalyasını
yeniden boynuna taktı."
- 22 yaşında ilk altın kemer
"İki siyahi adamın dövüşünü birçok beyaz adamın
izlemesine boks denir."
İlk profesyonel maçında 29 Ekim 1960'da Tunney Hunsaker'ı yenen
Muhammed Ali, aralarında döneminin önemli boksörleri Tony Esperti,
Jim Robinson, Donnie Fleeman, Alonzo Johnson, George Logan, Willi
Besmanoff, Lamar Clark, Doug Jones ve Henry Cooper'ın da yer aldığı
rakiplerini de mağlup etti.
Profesyonel boks hayatının ilk üç yılı boyunca ringde çıktığı 19
maçın 15'ini nakavtla kazanan Ali, hızlı yükselişiyle boks
camiasının da dikkatini çekti.
Müsabakalarda alaycı ifadeler kullanarak psikolojik açıdan
rakiplerinin üzerinde baskı kurmasıyla ünlenen Muhammed Ali,
dönemin ağır sıklet boks şampiyonu Sonny Liston ile unvan maçına 25
Şubat 1964'te Miami'de çıktı. Karşılaşma öncesinde düzenlediği
basın toplantısında ünlü "Kelebek gibi uçarım, arı gibi
sokarım" ifadesini kullanan Ali'nin performansı, kesin
favori olarak gösterilen ABD'li Liston karşısında büyük heyecan
uyandırdı. Liston'un 7. rauntta aldığı darbelerin ardından maça
çıkamaması üzerine galip ilan edilen Muhammed Ali, böylece ilk
altın kemerine henüz 22 yaşında uzandı.
Liston ile 1965'in mayıs ayında rövanş maçına çıkan Muhammed
Ali, ilk rauntta yaklaşık 2 dakika içinde rakibini devirerek
unvanını korudu. Muhammed Ali'nin rakibinin devrilmesine yol açan
darbesi o kadar hızlıydı ki boks tarihine "hayalet
yumruk" olarak geçti.
Türkiye'nin profesyonel bokstaki ilk Avrupa şampiyonu sporcusu
ve aynı zamanda Muhammed Ali'yle aynı salonda antrenman ve maç
yapma şansı yakalayan Cemal Kamacı, Muhammed Ali gibi bir boksörün
bir daha dünyaya gelmediğini söylüyor.
Kamacı, ABD'li efsane boksörden övgü dolu sözlerle bahsederken,
"Allah'ın takdiri. Böyle insanların ölümü insanı üzüyor.
Allah rahmet eylesin. Muhammed Ali ve boks dendiğinde fazla
konuşmaya da gerek yok. Muhammed Ali gibi bir boksör daha dünyaya
gelmedi. İstediği anda nakavtla maçı bitirebilen bir boksördü. Ağır
sıklet olmasına rağmen hafif sıklet gibi seri hareket ediyordu. Bu
Allah'ın verdiği bir yetenek. Daha iyisi gelmedi."
ifadelerini kullanıyor.
- Müslümanlığı seçmesi
Muhammed Ali'nin İslam diniyle ilgisi, Wallace D. Fard Muhammad
tarafından ABD'de kurulan "İslam Milleti" adlı
siyahi harekete 1964'te katılmasıyla ortaya çıktı.
İlk olarak kendisine "Cassius X" adını veren ünlü
boksör, daha sonra ise Muhammed Ali adını seçerek Müslüman olduğunu
açıkladı. Ali, dönemin Afro-Amerikan Müslüman siyasi temsilci ve
insan hakları savunucusu Malcom X ile yakın ilişkiler kurarken,
İslamiyet'in doğru tanınması ve yaygınlaşması amacıyla çeşitli
çalışmalarda bulundu.
Muhammed Ali, 11 Eylül 2011'de Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan
terör saldırılarının ardından bir gazetecinin, "Bu dehşetin
meydana gelmesine sebep olan teröristlerle aynı dinin bir mensubu
olarak neler hissediyorsunuz?" şeklindeki sorusuna hiç
tereddüt etmeden, "Siz, Hitler ile aynı dini paylaşan bir
mensup olarak neler hissediyorsanız aynısını." cevabını
vererek İslam konusundaki hassasiyetini her platformda dile
getirmiştir.
Vietnam Savaşında "Vietnamlılar bana hiçbir kötülük
yapmadı ki onlarla savaşayım" diyerek askere gitmeyi
reddeden Ali hakkında 1967'de soruşturma açıldı. Suçlu bulunarak
elinden altın kemeri alınan ve spordan 3,5 yılı men cezası alan
ünlü boksör, pes etmeyerek uzun yıllar sürdürdüğü hukuk savaşından
galip ayrıldı.
Boks hayatına yeniden 1970'de dönebilen ünlü boksör, ilk maçında
Jerry Quarry'i nakavt etti. Henüz hazır olmamasına rağmen ikinci
maçında döneminin ağır sıklet boks şampiyonu Joe Frazier ile
karşılaşan Ali, puan farkıyla kariyerinin ilk mağlubiyetini bu
müsabakada aldı. ABD'li boksör, 1974'te yapılan rövanş
mücadelesinde ise bu kez sayı farkıyla rakibini mağlup etti.
Muhammed Ali, 1974 yılındaki ikinci büyük zaferini, iri fiziği
ve o güne kadar tüm maçlarını kazanmasıyla dönemin en güçlü boksörü
olarak gösterilen George Foreman karşısında aldı. Demokratik Kongo
Cumhuriyeti'nin başkenti Kinşasa'da düzenlenen ağır sıklet unvan
maçında rakibini 8. rauntta deviren Ali, yeniden dünya
şampiyonluğunu ilan etti.
İki boksör, bu kez 1975'te Filipinler'de karşı karşıya geldi.
Oldukça çetin geçen mücadeleyi 14. raundun sonunda bu kez teknik
nakavtla kazanan Muhammed Ali, böylece boks tarihine adını altın
harflerle yazdırdı.
Muhammed Ali'nin unvan maçında yendiği eski şampiyon
boksörlerden ABD'li George Foreman, tüm zamanların en iyisi olarak
nitelediği rakibinin ölümüne ilişkin, "Bir parçam kopup
gitti." ifadesini kullandı.
Sonraki yıllarda yaşının ilerlemesinin de etkisiyle kariyerinde
düşüşe geçen ünlü boksör, 1978'de Leon Spinks'e yenilmesinin
ardından rakibini tekrar mağlup ederek dünya şampiyonluğunu 3. kez
elde eden ilk boksör oldu. Ali, 1980'de Larry Holmes'a, 1981'de ise
Trevor Berbick'e yenilerek ağır sıklet şampiyonluk unvanını
kaybetmesinin ardından boks kariyerini noktaladı.
Muhammed Ali, kariyeri boyunca çıktığı 61 karşılaşmanın 56'sını
kazanırken, bunların 37'sini nakavtla tamamladı.
Efsane ABD'li basketbolculardan Kerim Abdülcabbar, Muhammed
Ali'nin ölümünün ardından arkadaşı ve akıl hocasını kaybettiğini
aktararak, "Bugün ABD için çok şey yapan bir insanın
ölümüyle başımızı eğiyoruz. Yarın cesareti, fedakarlığı ve açık
sözlülüğünü tekrar hatırlayarak başımızı kaldıracağız."
dedi.
- BM Barış Elçisi; Muhammed Ali
"Tek yapabileceğim doğruluk ve dürüstlük için dövüşmek.
Hiç kimseyi kurtaramam. Süpermen bir bilim kurgu karakteri ama ben
gerçeğim." diyen Muhammed Ali, henüz 39 yaşında
eldivenlerini asıp boks kariyerini noktalamasına karşın sosyal
kişiliğiyle her dönem popülerliğini korumuş ve özellikle birçok
hayır kurumuna yaptığı bağışlarla dikkati çekmişti.
Parkinson hastalığına 1984'te yakalanan ABD'li boksör,
Arizona'nın Phoenix kentinde kurduğu Muhammed Ali Parkinson
Merkezine maddi yönden sağladığı büyük katkılarla kendisiyle aynı
kaderi paylaşan hastalara da yardımcı oldu.
Hayatı boyunca Ali, ölümcül hastalıklara yakalanan çocukların
tedavisi gibi birçok sosyal duyarlılık gerektiren projede yer
alarak yardıma muhtaç kişilerin yanında bulundu. Engelli
sporcuların olimpiyatlarda yer alması için de mücadele veren Ali,
Fas ve Meksika gibi ülkelere giderek maddi yönden yardıma ihtiyaç
duyan insanlarla da bizzat ilgilendi.
Birleşmiş Milletler, sosyal sorumlulukları nedeniyle 1998'de Muhammed Ali'yi "Barış Elçisi" seçti.
Ünlü boksörün hayatı, Hollywood tarafından 2001 yılında beyaz
perdeye de uyarlandı. ABD'li ünlü aktör Will Smith'in başrolünde
oynadığı "Ali" adlı yapım, büyük ses
getirmişti.