"ZIRVALAMIŞIM" DİYEN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E "KÖŞE YAZARLIĞI BU KADAR MI UCUZ" DEDİRTEN OLAY NEYDİ?..

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök terörle ilgili bir yazısını çarpıtan bir köşe yazarından şikayet etti.Ancak o köşe yazarının ismini açıklamadı. Peki olayı tersinden anlayan yazar ne mi yazmıştı?

Köşe yazarlığı bu kadar mı ucuz


ÖNCEKİ hafta bir arkadaşım telefon etti.Uzun yıllardan beri tanıdığım, fikirlerine çok değer verdiğim bir arkadaşım.

Direkt söze girdi:

"Sen ne biçim insansın. Böyle bir şey yazılır mı?"

Şaşırdım.

"Ne yazmışım" diye sordum.

Önündeki gazeteden, güya yazdığım cümleyi okudu.

Bendeniz aynen şöyle yazmışım:

"Zamanında 1 Mart tezkeresine karşı çıkanlar Ankara´da gerçekleşen PKK saldırısını desteklemelidir."

Anlayacağınız ben, PKK´nın Ulus´ta patlattığı bomba eylemini desteklemeleri gerektiğini söylemişim.

Açıkçası, "Terörü destekleyin" diye yazmışım.

* * *

Ben hayatımda sarhoş olacak kadar hiç içmedim.

Fikirlerimi çok açık, çok direkt yazdım.

Ama böyle bir zırvayı kaleme alacak kadar dengesiz biri asla olmadım.

Arkadaşıma, "Ben böyle bir şey yazmadım" dedim.

"Ama yazmışsın, bak gazete önümde duruyor. Bir köşe yazarı tırnak içinde, senin yazından aktarmış" dedi.

Hemen o gazeteyi istettim.

Gözlerime inanamadım.

Tirajı hiç de fena olmayan bir gazetenin köşe yazarı.

Üstelik öyle sıradan biri değil.

Ciddi bir üniversitede ders veriyor.

Hakikaten köşe yazısında, benim ağzımdan aynen o cümleyi aktarmış.

Üstelik, bu cümleyi verdikten sonra, beni eleştirmek için, "Pes doğrusu" diye de tavrını pekiştirmiş.

* * *

"Acaba bu manaya gelecek bir şey mi yazdım" diye şüphelenerek, kendi yazımı istettim.

Ankara Ulus´taki bombalı katliamın ertesi günü yazdığım yazıydı söz konusu olan.

Bakın o gün ne yazmışım. Aynen aktarıyorum:

"1 Mart tezkeresine karşı çıkanların bir bölümü şimdi ´Ordu Kuzey Irak´a´ diye tempo tutuyor.

Peki oradan tabutlar içinde gelecek genç bedenlerin sorumlusu kim olacak?

Muhalefette olunca iş kolay.

Bugün git dersiniz, yarın ´Niye gittiniz´ diye hesap sorarsınız.

O yüzden diyorum ki, eğer siyaset dediğimiz şeyin asgari bir ahlakı varsa, 1 Mart günü tezkereye karşı çıkanların hepsinin, bugünkü terör politikalarına koşulsuz destek vermesi gerekir.

Çünkü o tezkereyi reddederken, işin bir gün bu noktaya geleceği açıkça belliydi."

Evet, söylediklerim aynen böyle.

Açık bir ifade ile, 1 Mart tezkeresine karşı çıkanların, bugün hükümetlerin terör politikalarına koşulsuz destek vermeleri gerektiğini söylüyorum.

Bu arkadaş sözlerimi, "Ulus bombacılarını desteklemek lazım" diye okuyor.

Aslında okumuyor.

Ya üstünkörü göz gezdirip, kafasına ve işine geldiği gibi tırnak içinde aktarıyor.

Veya kendisi okumamış, birisi söylemiş, o da yalapşap bir yazı ile önyargılarını benim düşüncem haline getirmiş.

* * *

Kendisine haber iletip durumu düzeltmesini istedim.

Güney Afrika´ya gitmiştim.

Dönüşte baktım, güya düzeltmiş.

Öyle bir düzeltme ki, şu sonuç çıkıyor:

Ben derdimi yanlış anlatmışım.

O da, ben bu konuya açıklık getirdiğim için sevinmiş.

Bir köşe yazarının böylesine vahim bir hata yapma hakkı olabilir mi?

Önyargılarımızın bizi bu kadar körleştirmesine nasıl izin veririz?

O arkadaşın adını vermiyorum. Çünkü akademik bir kimliği var. Ciddi bir üniversitede ders veriyor.

Ayrıca bazı düşüncelerini de beğenirim.

Bu kimliğine binaen kendisinden sadece bir özür bekliyorum.

Çünkü bütün hayatım boyunca önü