''ZEYNEP'İ ÖPÜNCE HEYECANLANDIM!..'' AMAN EZEL DUYMASIN!.

ATV'nin sevilen dizisi 'Aşk ve Ceza'da rol alan Oktay Gürsoy, önümüzdeki yıllarda Türk Sineması'nın aranılan isimleri arasında olmaya aday.

’Karayılan’, ’Hatırla Sevgili’, ’Canım Ailem’ dizilerinde 30’lu yaşlardaki karakterleri canlandıran ve 1984 doğumlu olduğuna kimseyi inandıramayan Gürsoy, oyunculuğuna güvendiğini ve öncelikli hedefinin sinema filmi olduğunu söyledi.

1984 doğumlu olduğunuzu duyanlar nasıl tepki veriyor?
Kimse inanmıyor. 30-32 yaşında olduğumu sanıyorlar. "25 yaşımdayım" dediğimde herkes şöyle bir kalıyor. Ben halimden çok memnunum. Bana göre çok büyük bir avantaj.

Oyunculuk maceranız nasıl başladı?
Lisede kendimi keşfettim. Taklit yeteneğim bayağı iyiydi. Arkadaşlarım da çok kanıma girdi oyuncu olamam için. Başka bir mesleği yapamazmışım gibi düşünüyorum. Konservatuvar ikinci sınıfta okurken, dördüncü sınıfların festivali vardı ve uluslararasıydı. Ben ikinci sınıfta olmama rağmen hoca beni de seçmişti. Doğru düzgün bir rolüm de yoktu ama o olayın içinde olmak beni motive etti. Konya Selçuk Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Akşehir Belediye Tiyatrosu’na girdim, yönetmenlik ve oyunculuk yaptım.

CEM’E BAHARAT KATTIM

’Aşk ve Ceza’yla yolunuz nasıl kesişti?
Diziyi TMC yapıyor. Ben ’Canım Ailem’deydim, onu yapan da TMC’ydi. Oradaki rolüm bitince, TMC beni bu projeye aldı. Aynı okulda sınıf değişikliği gibi oldu.

Rolü kabul etmenizdeki etken neydi?
Cem, bar sahibi bir tip. Açıkçası bar sahibi olması çok hoşuma gitti. Bar sahipleri, pek nereden geldiğini bilmediğimiz kişiler. Bar mesleğinde babadan oğula geçen bir sistem pek yok çünkü... Aslında sadece Cem karakteri değil, konunun tamamı beni cezbetti. Cem karakterine de ben biraz baharat kattım. Bu karakteri daha iyi yansıtayım diye barda çalıştım. Barmenleri, bar sahiplerini gözlemledim. Şişeleri, bardakları nasıl tuttuklarını, içki isimlerini, içki isteyen biriyle muhabbetlerini öğrenmek için orada bayağı vakit geçirdim. Yaşam stilleri hakkında bilgi edindim.

Cem nasıl bir karakter?
Gerçekten arkadaşlarına çok bağlı, işçilerine karşı abi gibi olan, ailesine ve geleneklerine bağlı ama aynı zamanda çapkın bir erkek. Cem, sevecen, sempatik ama sevgilisine, arkadaşına, ailesine bir yamuk yapıldığında onun başka yüzünü görebiliriz. Tipik bir Türk erkeği diyebiliriz.

POZİTİF ENERJİYE İNANIRIM

Karakterin sizinle özdeşleşen bir yanı var mı? Çapkınlık konusunda mesela..
(Gülüyor) Şuradan tecrübem var, ’Canım Ailem’de canlandırdığım Kenan karakteri de kendini yakışıklı, aranılan erkek sanıyor, kızlara caka satıyor falan. Burada tam tersi, oturaklı, kendinin farkında, kendini ağırdan satan espritüel bir tip var. Çapkınlıktan ziyade, bu yanımız özdeşleşebilir. Çünkü ben de espriliyimdir. Pozitif enerjiye inanırım.

Geçtiğimiz bölümlerde Nadya’yı canlandıran Zeynep Beşerler’le bir öpüşme sahneniz vardı. Zorlandınız mı bu sahneyi çekerken?
Şimdiye kadar hiç bu tür sahnelerle karşılaşmamıştım. İlk defa öpüşme sahnesi çektiğim için zorlanmadım desem yalan olur. Çok heyecanlandım. Ama kendi açımdan, o sahnenin güzel olduğuna inanıyorum. Kendimi izlediğim zaman da geriliyorum açıkçası. Aşk dizisi yapıyorsanız ve aşk sahnesi çekiyorsanız, bu tür sahnelerin olması çok doğal. Öpüşme ve sevişme sahnelerinin de bir dozu var. Bence ekranlarda "Yuh bunu da mı yapmışlar!" diyebileceğimiz bir durum yok aslında.

İlker Gezici /Sabah