"ZEVKTEN ÖLMEK DEMEK,BU OLSA GEREK!.." VATAN GAZETESİ'NDE BİR ANAL MUHABBET!..

Vatan gazetesinin dünkü sayısında; 61 yaşındaki bir adamın soda şişesine oturarak intihar etmeye kalkıştığı haberi yer almıştı. İki Vatan yazarı bu haberi köşelerine taşıdı.

Damacanadan sonra soda şişesi...


Damacana olayını ancak başka bir şişe bastırabilirdi...

Ve o da oldu.

Okudunuz mu?

Kesin okumuşsunuzdur...

Soda şişesi haberini...

* "61 yaşındaki K.Y. sebebi henüz belirlenemeyen nedenden dolayı evinde bulunan maden suyu şişesinin üzerine oturarak canına kıymak istedi. Bu şekilde dakikalarca bekleyen ve daha sonra evde acılar içinde kıvranırken bulunan K.Y, eşi tarafından getirildiği hastanede yapılan ilk müdahalenin ardından hemen ameliyata alındı.

Eşi N. Y'nin ifadesinde, 'Alışverişten döndüğümde eşimi evde acı içinde kıvranırken buldum. Ne olduğunu sorduğumda, Hakkını helal et. Ben intihara teşebbüs ettim. Sabah makatıma şişe soktum dedi. Bunun üzerine kendisini hastaneye götürdüm'dediği belirtildi."

Eveeet...

Ben her zamanki gibi, araştırmacı gazeteci olarak int'teki birçok siteye bu haberle ilgili gelen mail'lerin hemen hepsini sizin için okudum.

Genelden bir fikriniz olsun diye yazıyorum, gelen mail'lerin yüzde 80'i şu üç yorumdan oluşuyordu:

* "Şişenin kapağı açık mıydı?"

İkincisi:

* "Şişenin içi boş mu, dolu muydu acaba?"

Üçüncüsü de...

* "Yok canım bu intihar değildir."

Ahhh, ah!

Bunların dışındaki yaratıcı mail'leri de toparladım...

Buyrun...

"Daha da soda içmem.ıyyyyyyyy..öyykk."

"1 milyon baloncuk yutmuş :)))"

"Zevten ölmek demek; bu olsa gerek."

"Acaba bu da Behlül yüzünden mi oldu?"

"Keşke lütfen evde denemeyin yazsalardı haberin başına, malum burası Türkiye:)"

"Maden suyu açılımı:-)"

"Ben de bir keresinde şişme kadınla intihar ederken babama yakalanmıştım :))"

"Yerli tirbüşon'un intiharı sinemalarda. :)"

"Bir sonraki girişimi bira veya rakı şişesiyle olur sanırım."

"Bir dahakine damacanaya oturur :-)"

"Derya Baykal bu şişeyi mutlaka değerlendirip güzel dekoratif bir şey yapar."

"En kısa zamanda bu sodaların titreşimli olanları sürülmeli piyasaya."

"Bu haberi banka madurları falan görmesin kendilerini yakmak yerine şişeyi alan bankaya koşar ....Ödeyin yoksa oturrum ülennnnnnn...:))"

"Yaşamak istemiyorum uleeen, Şişemi getirin banaa..."

"Ölmeden mezara gireceksin dayı:)"

"Tesseliyi şişelerde aramış anlaşılan .. ama ne derler şişede durdugu gibi durmazzzzzzzzzzzz."

"Bi kendine baktı, bi şişeye baktı; bu olur dedi herhalde...puhahhaaaa:))))))))))))))))"

"Neymişş....Demek ki soda şişesi öldürmüyomuşş.."

"Bu haberin fotoğrafındaki limon da neyin nesi?"

"Önemli olan büyüklüğü değil, işlevi."

"Çok güzel, hareket diyenler :)))))))))"

Dilek Önder/Vatan


Anal intihar


Dünkü Vatan'da, "Böyle intihar görülmedi" üst başlığı ve "Makadında şişeyle kıvranır halde bulundu" alt başlığıyla, fıkralara taş çıkartan bir haber yer aldı. Manisa kaynaklı haberde, 61 yaşındaki bir erkeğin soda şişesinin üstüne oturarak canına kıymaya kalkıştığı iddiasına yer veriliyordu. İntihar aletinin üstünde dakikalarca ölmeyi bekleyen biçare, eşi tarafından acılar içinde kıvranırken bulunup hastaneye kaldırılmış ve makatına kaçan şişe çıkarılıp, taburcu edilmişti.

İntihar girişiminden "iddia" diye söz edilmesinin nedeni de çok açıktı: 61 yaşındaki K.Y'nin şişenin üstüne keyiften mi, kederden mi oturduğu aslında tartışmalıydı. Kendisini evde soda şişesinin üstünde kıvranır bulan eşine, herhalde "Zevkten..." diyecek değildi. Ancak ölmek istediğini öne sürebilirdi.

Ne var ki bendeniz, K. Y'nin samimiyetine ve gerçekten canına kıymak istediğine inanıyorum, sayın seyirciler! Makattan intihar girişimlerinin hiç de seyrek olduğunu sanmıyorum ve hatta, ölmeyi başaran birini de biliyorum...

Geçtiğimiz Ramazan, Suudi Arabistan İçişleri Bakanı'nın güvenlikten sorumlu yardımcısı ve oğlu Şeyh -nedense "prens" dedirtiyorlar, kendilerine- Muhammed Bin Nayef, Cidde'deki ofisinde bombalı saldırıya uğradı. Canlı bomba saldırgan havaya uçarken, saldırılan "prens" hafif yaralı olarak kurtuldu.

Ama koskoca Türk medyası, 28 - 29 Ağustos günlerinde El Kaide'nin marifeti olarak duyurduğu haberde, aslında en düşkün olduğu "magazin" ayrıntısını, ya ıskaladı, ya da gizledi:

El Asiri, adlı intihar komandosu, Şeyh Muhammed Bin Nayef'i cehenneme, kendisini de cennete götürecek bombayı... makatına gizlemişti!

Amerikalı terör uzmanı Mark Yardley, Suudi Şeyhi hedef alan "anal intihar saldırısı"nı dünya basınına şöyle açıkladı: "Vücudun içine gizlenen bombalar, elektronik arama aygıtları tarafından her zaman tespit edilemiyor. Ama patlaması halinde de vücut kütlesi, bombanın etkisini azaltıyor..."

Gerçekten de makatındaki bomba patlayan El Asiri, cennete gidebildi mi bilinmez, en azından intihar etmeyi başardı. Ama kendisiyle birlikte öldürmek istediği Muhammed Bin Nayef'e "istemeden" kalkan olan bedeni, Şeyh'in bu ölümcül makat... pardon suikasttan hafif yaralı kurtulmasını sağladı.

Avangard terörist El Asiri'nin açtığı yoldan başkaları da gider mi, önümüzdeki aylarda ve yıllarda başka teröristler de "öleceksek ölelim" modunda "anal intihar bombacılığı"na soyunurlar mı, bilinmez.

Ancak yaşadığımız dünyada artık "anal intihar" Cidde'den Manisa'ya örnekleriyle evrensel bir gerçek, bir... Şişeden çok bombanın etkili olduğu besbelli, iki... Bu tür intihar eylemlerinin daha çok "El" diye başlayan örgütlerde tutacağı ve kendileri gibi "El"li, "Bin"li hedeflere yakıştırılacağı kesin, üç...

Oysa "anal kültür" başlangıçta Roma'lıdır. Latin dillerinde "annales" yazılıp "anal" okunan sözcüğün Türkçe karşılığı "günce" demektir.

Gündelik yaşama dair tutulan notlardan oluşan "anal kültür", iki bin yıl önceki Roma İmparatorluğu'nda pek yaygın ve özellikle hamam duvarlarında zirve yapan yazı biçimidir. Roma tarihine değgin 80 ciltlik günce derlemesine de "Annales Maximi" denir ve düz yazılmıştır. Hamamlardaki anal kültür örnekleri kafiye düzerek yapılır ve ancak şiirselleşirse, "epigram" adını alır.

Böylesine köklü ve hamamlarda pek revaçta olsa bile yazılı tarihi ifade eden böyle bir deyimin, nasıl olup da tıp literatürüne hemen aynı dönemde girip, hâlâ daha "makata dair" anlamına geldiği, aydınlatılamayan bir muammadır!

Ya da değil.

Herşey apaçık, aslında.

Biraz düşünün, bulacağınıza eminim.

Bulamazsanız...

Basın özgürlüğünün boğulup, direnenlerin batırıldığı Türkiye'de, bir gün yeniden yazıp konuşabilirsek, ben anlatırım.

Mine Kırıkkanat/Vatan