''ZEKİ MÜREN'İ BİLMEM AMA BİZİ GÖREN GÖRÜYOR!..'' İKİNCİ AÇILIM TOPLANTISI BAŞLADI!..
Başbakan Erdoğan, demokratik açılım toplantılarının ikincisinde tiyatro ve sinema dünyasının ünlüleriyle kahvaltılı toplantıda buluştu.
Toplantı Başbakan Erdoğanın konuşmasıyla başladı. Konuşmasında Türk sinemasına damga vurmuş isimler ve filmlerin adlarını tek tek sayan Erdoğan, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmazın oynadığı Vizontele filminden de örnek verdi: Cem Yılmazın da Vizontele filminde Zeki Müren de bizi görecek mi dediği gibi, Zeki Müren bizi görecek mi bilmem ama bizi gören görüyor.
80ye yakın ismin davet edildiği bugünkü toplantıda Erdoğan, salona girişinde davete katılan isimlerle tek tek tokalaştı.
Başbakan Erdoğana İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de eşlik ediyor.
Toplantı Başbakan Erdoğanın konuşmasıyla başladı.
İşte Erdoğanın konuşmasından satırbaşları:
Sinemamızın, tiyatromuzun ünlü simalarıyla beraber olmak, sizleri ağırlamak bizim için heyecan verici bir durum.
Tarih boyunca bir kitap okuyup hayatı değişen çok sayıda insan vardır. Ama kitabın yanında, tiyatro oyunlarının, filmlerin ne kadar katkı sağladığını, neler kattığını biliyoruz.
Açık hava sinemalarını unutamıyoruz. Bu atmosferi yaşadık. Filmi sadece seyretmeyen filmin içinde adeta kaybolan nice insanlar gördüm. Sinema salonlarından gözü yaşlı çıkan, 1 hafta kendine gelemeyen insanlar gördüm.
Türk filmlerinin gösterildiği geceler sokaklarının nasıl bomboş olduğunu, ailece nefessiz olarak seyrettiğimizi hatırlıyoruz. Şimdi bile insanların televizyon başına kilitlenmesi bu alandaki başarının kanıtıdır.
Başarılı dizilerimiz, oyunlarımız, filmleri uluslararası ödüller kazanıyor, başarılar sağlanıyor.
Kameranın önündeki, arkasındaki herkesi kutluyorum. Tüm emektarlara şükranlarımı sunuyorum
Sanatçı başkalarının diyemediklerini, ifade edemediklerini ortaya koyabilen kişidir. Sanatçı başkalarının göremediğini, hissedemediğini hissedendir. Sanatçı başkalarının söyleyemediklerini söyleyendir.
Bu salonda bulunan ve bulunmayan onlarca yönetmenimizin, oyuncumuzun ortaya koydukları eserlerle hayatı nasıl değiştirdiğini biliyorum. Bazen tek bir kare, tek bir kare replikte uzun bir konuyu anlatabiliyor.
Kurtlarla Dans filmi Amerikada hatta tüm dünyada Kızılderililere bakışı değiştirdi.
İşte Başbakanın bahsettiği Kurtlarla Dans filminin konusu
YILMAZ GÜNEYİN FİLMLERİNE KULAK VERİLSEYDİ
2005 yılında bir terör saldırısında kaybettiğimiz Mustafa Akadın Çağrı filmi islam dünyasına bakışı değiştirmeye yetmiştir. Köyden kente göç meselesi üzerine bir sürü eserler verilmiştir ama Gurbet Kuşları filmi olayı en trajik şekilde ortaya koyan filmdir.
Şerif Gönen, Mustafa Altıokların, İlker İnanoğlu, Ömer Kavur, Halit Refiğin çalışmaları Türkiyenin gerçeklerini ortaya çıkarmıştır.
Zeki Alasya bugün aramızda yok ama onun eşi gibi sayılan Metin Akpınarın çalışmaları tartışılmaz.
Ortada bir sorun varsa görmezden gelmek sorunu çözmüyor. Zamanla kangren haline geliyor. Bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güneyin filmlerine kulak vermiş olsaydı bugün çok farklı olurdu inanın.
Yavuz Turgulun Eşkiya filmi de keza öyle. Mesut Uçakanın filmleri daha samimiyetle izlenseydi Türkiye çok daha farklı bir yerde olurdu.
ESERLERİNİZ SAĞIR DUVARLARI AŞIP GERÇEK YERİNE ULAŞMADI
Ama üzülerek ifade ediyorum. Sizlerin bu güzel eserlerle ortaya koyduğunuz eserler, sağır duvarları aşıp gerçek yerine ulaşmadı. Bizim amacımız sizin eserlerinizi ortaya çıkarmak, duyurmaktır.
Bizim bir gönül yaramız var. Vizontele, Güneşe Yolculuk, Masumiyet, İki Dil Bir Bavul, Güneşi Gördüm gibi eserlerin anlatmak istediklerini el ele verip anlatmak istiyoruz.
ZEKİ MÜRENİ BİLMEM AMA BİZİ GÖREN GÖRÜYOR
Cem Yılmazın da Vizontele filminde Zeki Müren de bizi görecek mi dediği gibi, Zeki Müren bizi görecek mi bilmem ama bizi gören görüyor.
Filler tepişirken, çimenler ezilmesin dedik.
Yaşanan sorunlar var. Yaşananlar ciddiyetle gündeme alınmadı. Hasır altı edildi. Tomris Giritoğluna da ayrıca şükranlarımı sunuyorum.
Devletin binlerce yıllık azınlıklara hoyratça davrandığını anlattı. Bu ülkede yaşayan her vatandaş dini, dili her ne olursa olsun bizim vatandaşımızdır. Herhangi bir farklı uygulamayı kabul edemeyiz.
Çanakkale Destanında her dinden, kültürden insan çarpıştı, savaştı. Şehit oldu.
Demokrasiyi, barışı savunan Türkiye aşırı hassasiyet içerisindedir.
ERMENİLERLE İLGİLİ AÇIKLAMAM YANLIŞ ANLAŞILDI
Benim geçen hafta Londrada yaptığım açıklama yanlış anlaşıldı. Kaçak çalışan Ermenistan çalışanlarımızın hakkında farklı, olumsuz bir ifade içinde olmam mümkün değildir.
Bütün dünyada hiç ilgili olan veya olmayan ülkelerin böyle bir kampanya başlatmaları kabul edilir değildir.
Bilmedikleri konularda uluorta kararlar almasınlar diyorum. Biz bugüne kadar meseleyi iyi niyetle ele aldık.
KENAN PARSIN HATIRASI İÇİN...
İnsani yaklaşımımızın yanlış noktalara çekilmemesi gerekiyor. Ermenistan başta olmak üzere ülkemizdeki bir kısım köşe yazarları diasporaya karşı gelmezken, bizi böyle davranılması anlaşılır değildir. Ermenistan sefalet içindedir. Ermenistan haklı çevre ülkelere göç etmektedir. Yaşam şartları tükenmiştir.
Ben bunu sayın Putinin ağzından dinledim. Kendisi bana anlattı. Bu açıklamalarımın tehcir gibi yanlış kavramlarla kullanılması talihsizliktir.
Nubar Terziyanın ve Kenan Parsın hatırasına bu konuyu açıklamak istedim.
ÇOCUKLUĞUM ROMANLARLA GEÇTİ
Geçen hafta Romanlarla bir buluşma gerçekleştirdik. Bir cümbüş vardı. Ben onlarla beraber yaşadım. Çocukluğum onlarla geçti. Abdi İpekçi de onun yansımasını gördük.
Ordaki manzara bil filmden değildi. Tamamen gerçekti. Biz Romanların hayatını hep filmlerden izledik. Ama o gün Abdi İpekçide her şey somut bir karşılık buldu. Romanların döktüğü yaş sevinç gözyaşıydı.
Biz artık Roman vatandaşlarımızın da çadırda yaşamasını istemiyoruz. Onlar için proje çalışmalarımızı bitirdik. Talebe göre geliştireceğiz.
Birçoklarının dertlerini dinledik. Tabii bizler sizin gördüklerinizi görmeyebiliriz. Ama sizin gösterdiklerinizi görüyoruz.
ELEŞTİRİLERİNİZ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Sizin eleştirileriniz bizim için hayati önem taşıyor.
Afganistan, Irak üzerine filmler, diziler yapılıyor. Bizde de yapılan filmlerin, dizilerin çok sevilerek izlendiğini biliyorum.
Hükümet olarak Güneydoğu Anadolu için yeni bir proje başlattık. Bu projeyle 400 bin çocuğumuzun sinemayla, tiyatroyla buluşmasını sağladık. Tek bir film, bir oyun bile o çocukları farklı bir istikamete götürecektir.
DEVLETİN TVSİ KÜRTÇE YAYIN YAPIYOR
Bakınız 50 metre arayla araçların durdurularak arandığı dönem yaşadık. Bunlar kalktı. Çelik kuvvet bu ülkeden gönderildi. Artık bunlar yok. TRT ŞEŞ yarım saat yayın yaparsa ortalık yıkılır denilirken, devletin televizyonu Kürtçe yayın yapıyor. Böyle bir değişim yaşıyoruz.
Yaklaşık 17 kattrilyon yatırım yaptık Doğuya. Eğitim sağlığa bu adımları atmamış olsak, o itilmişlik hale devam ediyor olabilirdi. Türkiye 7.5 yılda tarihi nitelikte adımlar attı. Türkiyedeki sorunlar elbette ki bu kadar basit değil ama değiştiriyoruz. Sorunlara baktığınızda olayın incir çekirdeğini doldurmadığınızı görüyorsunuz. Türkiye bölünmedi, kötüye gitmedi.
Türkiyede farklı dil ve lehçelerin önünü açtık, kıyamet kopmadı. Bu ülke değişiklere hep açık olmuştur. Türkiye her alanda daha da zenginleşecektir.
Milletimiz ilerlemenin her zaman arkasında olmuştur.
SİZ OLMAZSANIZ SÜREÇ EKSİK KALIR
Biz artık devlet olarak Türkiyenin sorunlarını geniş çekimle ele alıyoruz. Eğer sizler olmazsanız bu süreç eksik kalır. Türkiyenin yakıcı sorunlarına destek vereceğinize yürekten inanıyorum.
Sektörde sorunlar yaşadığınızı biliyorum. Bu konuda bakanlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Türkiyede birçok sorun sanatçılarımız tarafından fark edildi.
1988 -2003 arasında 108 adet uzun metrajlı film desteklendi. 2003-2009 arasında ise biz 120 filme 119 milyon dolar destek sağladık. Aradaki fark çok önemli. 14 yılda sektöre verilen destek 6 milyon dolar. Nereden nereye.
80ye yakın ismin davet edildiği bugünkü toplantıda Erdoğan, salona girişinde davete katılan isimlerle tek tek tokalaştı.
Başbakan Erdoğana İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de eşlik ediyor.
Toplantı Başbakan Erdoğanın konuşmasıyla başladı.
İşte Erdoğanın konuşmasından satırbaşları:
Sinemamızın, tiyatromuzun ünlü simalarıyla beraber olmak, sizleri ağırlamak bizim için heyecan verici bir durum.
Tarih boyunca bir kitap okuyup hayatı değişen çok sayıda insan vardır. Ama kitabın yanında, tiyatro oyunlarının, filmlerin ne kadar katkı sağladığını, neler kattığını biliyoruz.
Açık hava sinemalarını unutamıyoruz. Bu atmosferi yaşadık. Filmi sadece seyretmeyen filmin içinde adeta kaybolan nice insanlar gördüm. Sinema salonlarından gözü yaşlı çıkan, 1 hafta kendine gelemeyen insanlar gördüm.
Türk filmlerinin gösterildiği geceler sokaklarının nasıl bomboş olduğunu, ailece nefessiz olarak seyrettiğimizi hatırlıyoruz. Şimdi bile insanların televizyon başına kilitlenmesi bu alandaki başarının kanıtıdır.
Başarılı dizilerimiz, oyunlarımız, filmleri uluslararası ödüller kazanıyor, başarılar sağlanıyor.
Kameranın önündeki, arkasındaki herkesi kutluyorum. Tüm emektarlara şükranlarımı sunuyorum
Sanatçı başkalarının diyemediklerini, ifade edemediklerini ortaya koyabilen kişidir. Sanatçı başkalarının göremediğini, hissedemediğini hissedendir. Sanatçı başkalarının söyleyemediklerini söyleyendir.
Bu salonda bulunan ve bulunmayan onlarca yönetmenimizin, oyuncumuzun ortaya koydukları eserlerle hayatı nasıl değiştirdiğini biliyorum. Bazen tek bir kare, tek bir kare replikte uzun bir konuyu anlatabiliyor.
Kurtlarla Dans filmi Amerikada hatta tüm dünyada Kızılderililere bakışı değiştirdi.
İşte Başbakanın bahsettiği Kurtlarla Dans filminin konusu
YILMAZ GÜNEYİN FİLMLERİNE KULAK VERİLSEYDİ
2005 yılında bir terör saldırısında kaybettiğimiz Mustafa Akadın Çağrı filmi islam dünyasına bakışı değiştirmeye yetmiştir. Köyden kente göç meselesi üzerine bir sürü eserler verilmiştir ama Gurbet Kuşları filmi olayı en trajik şekilde ortaya koyan filmdir.
Şerif Gönen, Mustafa Altıokların, İlker İnanoğlu, Ömer Kavur, Halit Refiğin çalışmaları Türkiyenin gerçeklerini ortaya çıkarmıştır.
Zeki Alasya bugün aramızda yok ama onun eşi gibi sayılan Metin Akpınarın çalışmaları tartışılmaz.
Ortada bir sorun varsa görmezden gelmek sorunu çözmüyor. Zamanla kangren haline geliyor. Bu ülkenin otoriteleri Yılmaz Güneyin filmlerine kulak vermiş olsaydı bugün çok farklı olurdu inanın.
Yavuz Turgulun Eşkiya filmi de keza öyle. Mesut Uçakanın filmleri daha samimiyetle izlenseydi Türkiye çok daha farklı bir yerde olurdu.
ESERLERİNİZ SAĞIR DUVARLARI AŞIP GERÇEK YERİNE ULAŞMADI
Ama üzülerek ifade ediyorum. Sizlerin bu güzel eserlerle ortaya koyduğunuz eserler, sağır duvarları aşıp gerçek yerine ulaşmadı. Bizim amacımız sizin eserlerinizi ortaya çıkarmak, duyurmaktır.
Bizim bir gönül yaramız var. Vizontele, Güneşe Yolculuk, Masumiyet, İki Dil Bir Bavul, Güneşi Gördüm gibi eserlerin anlatmak istediklerini el ele verip anlatmak istiyoruz.
ZEKİ MÜRENİ BİLMEM AMA BİZİ GÖREN GÖRÜYOR
Cem Yılmazın da Vizontele filminde Zeki Müren de bizi görecek mi dediği gibi, Zeki Müren bizi görecek mi bilmem ama bizi gören görüyor.
Filler tepişirken, çimenler ezilmesin dedik.
Yaşanan sorunlar var. Yaşananlar ciddiyetle gündeme alınmadı. Hasır altı edildi. Tomris Giritoğluna da ayrıca şükranlarımı sunuyorum.
Devletin binlerce yıllık azınlıklara hoyratça davrandığını anlattı. Bu ülkede yaşayan her vatandaş dini, dili her ne olursa olsun bizim vatandaşımızdır. Herhangi bir farklı uygulamayı kabul edemeyiz.
Çanakkale Destanında her dinden, kültürden insan çarpıştı, savaştı. Şehit oldu.
Demokrasiyi, barışı savunan Türkiye aşırı hassasiyet içerisindedir.
ERMENİLERLE İLGİLİ AÇIKLAMAM YANLIŞ ANLAŞILDI
Benim geçen hafta Londrada yaptığım açıklama yanlış anlaşıldı. Kaçak çalışan Ermenistan çalışanlarımızın hakkında farklı, olumsuz bir ifade içinde olmam mümkün değildir.
Bütün dünyada hiç ilgili olan veya olmayan ülkelerin böyle bir kampanya başlatmaları kabul edilir değildir.
Bilmedikleri konularda uluorta kararlar almasınlar diyorum. Biz bugüne kadar meseleyi iyi niyetle ele aldık.
KENAN PARSIN HATIRASI İÇİN...
İnsani yaklaşımımızın yanlış noktalara çekilmemesi gerekiyor. Ermenistan başta olmak üzere ülkemizdeki bir kısım köşe yazarları diasporaya karşı gelmezken, bizi böyle davranılması anlaşılır değildir. Ermenistan sefalet içindedir. Ermenistan haklı çevre ülkelere göç etmektedir. Yaşam şartları tükenmiştir.
Ben bunu sayın Putinin ağzından dinledim. Kendisi bana anlattı. Bu açıklamalarımın tehcir gibi yanlış kavramlarla kullanılması talihsizliktir.
Nubar Terziyanın ve Kenan Parsın hatırasına bu konuyu açıklamak istedim.
ÇOCUKLUĞUM ROMANLARLA GEÇTİ
Geçen hafta Romanlarla bir buluşma gerçekleştirdik. Bir cümbüş vardı. Ben onlarla beraber yaşadım. Çocukluğum onlarla geçti. Abdi İpekçi de onun yansımasını gördük.
Ordaki manzara bil filmden değildi. Tamamen gerçekti. Biz Romanların hayatını hep filmlerden izledik. Ama o gün Abdi İpekçide her şey somut bir karşılık buldu. Romanların döktüğü yaş sevinç gözyaşıydı.
Biz artık Roman vatandaşlarımızın da çadırda yaşamasını istemiyoruz. Onlar için proje çalışmalarımızı bitirdik. Talebe göre geliştireceğiz.
Birçoklarının dertlerini dinledik. Tabii bizler sizin gördüklerinizi görmeyebiliriz. Ama sizin gösterdiklerinizi görüyoruz.
ELEŞTİRİLERİNİZ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Sizin eleştirileriniz bizim için hayati önem taşıyor.
Afganistan, Irak üzerine filmler, diziler yapılıyor. Bizde de yapılan filmlerin, dizilerin çok sevilerek izlendiğini biliyorum.
Hükümet olarak Güneydoğu Anadolu için yeni bir proje başlattık. Bu projeyle 400 bin çocuğumuzun sinemayla, tiyatroyla buluşmasını sağladık. Tek bir film, bir oyun bile o çocukları farklı bir istikamete götürecektir.
DEVLETİN TVSİ KÜRTÇE YAYIN YAPIYOR
Bakınız 50 metre arayla araçların durdurularak arandığı dönem yaşadık. Bunlar kalktı. Çelik kuvvet bu ülkeden gönderildi. Artık bunlar yok. TRT ŞEŞ yarım saat yayın yaparsa ortalık yıkılır denilirken, devletin televizyonu Kürtçe yayın yapıyor. Böyle bir değişim yaşıyoruz.
Yaklaşık 17 kattrilyon yatırım yaptık Doğuya. Eğitim sağlığa bu adımları atmamış olsak, o itilmişlik hale devam ediyor olabilirdi. Türkiye 7.5 yılda tarihi nitelikte adımlar attı. Türkiyedeki sorunlar elbette ki bu kadar basit değil ama değiştiriyoruz. Sorunlara baktığınızda olayın incir çekirdeğini doldurmadığınızı görüyorsunuz. Türkiye bölünmedi, kötüye gitmedi.
Türkiyede farklı dil ve lehçelerin önünü açtık, kıyamet kopmadı. Bu ülke değişiklere hep açık olmuştur. Türkiye her alanda daha da zenginleşecektir.
Milletimiz ilerlemenin her zaman arkasında olmuştur.
SİZ OLMAZSANIZ SÜREÇ EKSİK KALIR
Biz artık devlet olarak Türkiyenin sorunlarını geniş çekimle ele alıyoruz. Eğer sizler olmazsanız bu süreç eksik kalır. Türkiyenin yakıcı sorunlarına destek vereceğinize yürekten inanıyorum.
Sektörde sorunlar yaşadığınızı biliyorum. Bu konuda bakanlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Türkiyede birçok sorun sanatçılarımız tarafından fark edildi.
1988 -2003 arasında 108 adet uzun metrajlı film desteklendi. 2003-2009 arasında ise biz 120 filme 119 milyon dolar destek sağladık. Aradaki fark çok önemli. 14 yılda sektöre verilen destek 6 milyon dolar. Nereden nereye.