ZARARLI EDEBİYAT BUNLAR! AHMET HAKAN BAŞBAKAN'A SİNİRLENDİ!
'Boğaz'da viski içenler' edebiyatına Ahmet Hakan da katıldı ve Erdoğan'a geçmişten örneklerle tavrını gösterdi.
‘Boğaz’da viski çekenler’ edebiyatının kısa tarihi
BAŞBAKAN Erdoğan geçtiğimiz günlerde şöyle demişti:
“Bu beyefendiler Boğaz’a karşı keyif çatarken, televizyonlarının karşısında çerezlerini, alkollü içkilerini yudumlarken...”
* * *
Türk sağının tarihi “Bunlar Boğaz’a karşı çekerler viskiyi, sonra da memleket hakkında keserler ahkâmı” edebiyatıyla doludur.
* * *
Bu temayı 80’li yıllarda en veciz şekilde ifade eden sağcı politikacı Mehmet Keçeciler olmuştu.
Şöyle diyordu Keçeciler o günlerde:
- Bizdeki sol sahtekârdır.
- Bebek’ten Boğaz’ı seyredip Hakkâri’deki Zap Suyu’na ağıt yakar.
- Köy olarak Kadıköy, Erenköy, Bakırköy ve Yeşilköy’ü tanır.
- Hilton’un terasında Kız Kulesi’ne romantik nazarlarla bakar, viskisini yudumlar.
- Dragos’ta yaşar, Patnos’u yazar.
Keçeciler’in bu aforizmaları vaktiyle epey tartışılmıştı.
* * *
“Boğaz’da viski çekip ahkâm kesenler” edebiyatını gelmiş geçmiş bütün sağ iktidarlar, “sorunların üstünü örtme” aracı olarak kullanmışlardır.
Yaklaşım şudur:
- Sorunları dile mi getiriyorsun...
- Sorgulamaya mı kalkıyorsun...
- Muhalefet mi yapıyorsun...
- Soru mu soruyorsun...
- İtirazda mı bulunuyorsun...
- Rahatsızlık mı çıkarıyorsun...
O zaman sen “Boğaz’da viskisini çekip ahkâm kesenler” cemaatinin üyesisin...
Milletten değilsin.
Milletin yabancısısın.
Söylenmek istenen budur.
* * *
Türkiye’de bu edebiyatın her zaman bir alıcı kitlesi olmuştur.
Hem de yüzde 50’yi bulan bir alıcı kitle...
Talep varsa arz da olur.
Vaktiyle Keçeciler’in piyasaya sürdüğü cümlelerin aynısını bugün Başbakan Erdoğan’ın piyasaya sürmesinin anlamı budur.
Zararlı edebiyat: Viski edebiyatı
TÜRK sağında yıllardır geçerli olan anlayış şudur:
- İktidar bir avuç topluma yabancılaşmış seçkinin tekelindedir.
- Bu böyle gitmez.
- İktidar milletin asıl çocuklarının eline geçmelidir.
- İktidar milletin öz evlatlarının eline geçerse sorunlar biter.
* * *
AK Parti, işte yakınmaları zafere dönüştüren bir parti olarak görüyor kendisini...
- “Topluma yabancılaşmış bir avuç seçkinin elinden iktidarı aldık” diyorlar.
- “Milletin öz evlatları artık işbaşına geçti” diyorlar.
- AK Parti’ye yönelik her türlü muhalefeti de “milletin öz evlatlarını iktidardan uzaklaştırmak isteyen bir avuç seçkincinin kumpası” olarak yorumluyorlar.
“Boğaz’da viski çekip ahkâm kesenler” edebiyatının temelinde işte bu yaklaşım var.
Açık konuşacağım:
Bu çok tehlikeli, çok zararlı, toplumsal barışı dinamitleyen, demokrasiyi ağır biçimde zedeleyen bir yaklaşımdır.
* * *
Çünkü bu yaklaşım:
- Demokrasiyle pek ilgisi olmayan “Çoğunluk ne derse o olur” anlayışına yol açıyor.
- Bu yaklaşımla her türlü muhalefet, “Boğaz’da viski çekenler” torbasına doldurulup yaftalanmış oluyor.
- “Boğaz’da viskisini çekenler” de milletin bir parçasıdır. Bu yaklaşım onların milletten sayılmadığını ortaya koyuyor.
- Bu yaklaşım her türlü muhalefetin “muzır faaliyet” olarak görülmesine neden oluyor.
- Bu yaklaşım “Milletin öz evlatlarının her türlü hatasının üstünün örtülmesi caizdir” anlayışına yol açıyor.
- Bu yaklaşım “Milletin öz evlatları iktidara geldi, sorunlar çözülüyor, ortada eleştirilecek bir şey kalmadı” anlayışına yol açıyor.
Ahmet Hakan/Hürriyet