Zaman yazarından Aziz Torun'a ağır yazı: Dindarlığınızın zerre değeri yok!
Bugünkü yazısında 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faicasının yaşandığı şantiyenin sahibi olan Aziz Torun'la ilgili çarpıcı bilgiler veren Zaman yazarı Ali Bulaç muhafazakar iş adamlarını hedef aldı...
İstanbul Mecidiyeköy'de 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasının yankıları sürüyor. Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, inşaatın sahibi olan Torunlar firmasının patronu Aziz Torun'a seslendiği yazısında muhafazakar dindar iş adamlarına ve gökdelenlerin damga vurduğu şehirleşme anlayışına çarpıcı eleştiriler yöneltti.
İSLAMCI GELENEKTEN GELME BİR ENTELEKTÜTEL
Mecidiyeköy’de 10 kişinin hayatına mal olan kazanın olduğu Torunlar İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Aziz Torun’u 1970'li yıllardan bu yana tanıdığını kaydeden Ali Bulaç ünlü iş adamı için "bilinci açık, İslamcı gelenekten gelme, kültürel ve entelektüel birikimi yüksek, insaf ve vicdan sahibi bir insan. Eğer fikri sahada yürümeyi seçseydi bugün Türkiye’nin sayılı entelektüelleri arasında yer alırdı. Ancak o ticaret yapma, ekonomik faaliyete katılma yolunu seçti." dedi.
İşte Bulaç'ın yazısındaki ilgili bölüm:
BİR MUHAFAZAKARIN İYİ NİYETİNE RAĞMEN SİSTEM İÇİNDE DÖNÜŞÜMÜ
Aziz Torun, bir muhafazakârın bütün iyi niyetine rağmen nasıl sistem içinde müthiş bir dönüşüme uğrayabileceğinin tipik örneği. Her pazartesi derse gidip gelirken TEM yolu üzerinde inşa ettirdiği o müthiş Mall of İstanbul’u görünce şehrin güzel yüzüne gaddar birinin attığı yumruk aklıma gelir.
ALLAH'IN GÖKKUBBESİNİ DELMEYİ HEDEFLEMİŞ SAVAŞ FÜZELERİ!
A.Sami Stadyumu’nun yerine dikilen gökdelenlerin her biri, yüce Allah’ın gökkubbesini delmeyi hedeflemiş savaş füzeleri. Gökdelenler, yerde temerküz etmiş kudretin göklere meydan okumasıdır ve bu meydan okumayı dindar muktedirler yapıyor. Niyetlerden ve düşüncelerden bağımsız bir sistemle karşı karşıya bulunuyoruz. TOKİ müteahhitliğinin bütün ülkeyi ve ekonomisini domine ettiği vahşi bir piyasanın güdümündeyiz. Namaz kılanı/kılmayanı büyüme ve daha çok cesamet histerisine yakalanmış durumda.
BU VAHŞİ PİYASADA DİNDARLIĞINIZIN ZERRE DEĞERİ YOK!
İş kazaları kesinlikle “bu işin fıtratında ve elbette sektörel vakıa”. Sorun zaten işin fıtratında ve sektörün doğasında çünkü. Soma’da göz göre göre ölüme gönderilen 301 madenci için “kimsesizler yine kimsesiz kaldı” demiş, soruşturmanın “usulüne uygun kapatılacağı”nı yazmıştım. Öyle oldu. Bu vahşi piyasada sizin İslamcılığınızın, dindarlığınızın, iyi niyetinizin zerre miktarı değeri yok.
AZİZ DOSTUMA UÇUK KAÇIK BİR ÖNERİM VAR
Aziz dostuma “uçuk kaçık bir önerim” var: Önce 10 işçinin her birinin ailesine bir ev al, sosyal güvencelerini sağla. Sonra Mall of İstanbul’u ve Stadyum’daki inşaatı yık, ilk önce İnsan Yayınları oradan çıksın. Mecidiyeköy’ün ortasına yüzlerce ağaç dik, ailelerin gelip nefes alacağı çay bahçeleri yap. Sermayeni Anadolu’ya kaydır; şehirleri şenlendir; Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı modellerle orta sınıfı canlandır. Bütün gökdelen sahipleri de öyle yapsın, yoksa Ad ve Semud kavmini yerle bir eden İlahi azab gökdelenleri ve AVM’leri yerle bir edecek!
İSLAMCI GELENEKTEN GELME BİR ENTELEKTÜTEL
Mecidiyeköy’de 10 kişinin hayatına mal olan kazanın olduğu Torunlar İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Aziz Torun’u 1970'li yıllardan bu yana tanıdığını kaydeden Ali Bulaç ünlü iş adamı için "bilinci açık, İslamcı gelenekten gelme, kültürel ve entelektüel birikimi yüksek, insaf ve vicdan sahibi bir insan. Eğer fikri sahada yürümeyi seçseydi bugün Türkiye’nin sayılı entelektüelleri arasında yer alırdı. Ancak o ticaret yapma, ekonomik faaliyete katılma yolunu seçti." dedi.
İşte Bulaç'ın yazısındaki ilgili bölüm:
BİR MUHAFAZAKARIN İYİ NİYETİNE RAĞMEN SİSTEM İÇİNDE DÖNÜŞÜMÜ
Aziz Torun, bir muhafazakârın bütün iyi niyetine rağmen nasıl sistem içinde müthiş bir dönüşüme uğrayabileceğinin tipik örneği. Her pazartesi derse gidip gelirken TEM yolu üzerinde inşa ettirdiği o müthiş Mall of İstanbul’u görünce şehrin güzel yüzüne gaddar birinin attığı yumruk aklıma gelir.
ALLAH'IN GÖKKUBBESİNİ DELMEYİ HEDEFLEMİŞ SAVAŞ FÜZELERİ!
A.Sami Stadyumu’nun yerine dikilen gökdelenlerin her biri, yüce Allah’ın gökkubbesini delmeyi hedeflemiş savaş füzeleri. Gökdelenler, yerde temerküz etmiş kudretin göklere meydan okumasıdır ve bu meydan okumayı dindar muktedirler yapıyor. Niyetlerden ve düşüncelerden bağımsız bir sistemle karşı karşıya bulunuyoruz. TOKİ müteahhitliğinin bütün ülkeyi ve ekonomisini domine ettiği vahşi bir piyasanın güdümündeyiz. Namaz kılanı/kılmayanı büyüme ve daha çok cesamet histerisine yakalanmış durumda.
BU VAHŞİ PİYASADA DİNDARLIĞINIZIN ZERRE DEĞERİ YOK!
İş kazaları kesinlikle “bu işin fıtratında ve elbette sektörel vakıa”. Sorun zaten işin fıtratında ve sektörün doğasında çünkü. Soma’da göz göre göre ölüme gönderilen 301 madenci için “kimsesizler yine kimsesiz kaldı” demiş, soruşturmanın “usulüne uygun kapatılacağı”nı yazmıştım. Öyle oldu. Bu vahşi piyasada sizin İslamcılığınızın, dindarlığınızın, iyi niyetinizin zerre miktarı değeri yok.
AZİZ DOSTUMA UÇUK KAÇIK BİR ÖNERİM VAR
Aziz dostuma “uçuk kaçık bir önerim” var: Önce 10 işçinin her birinin ailesine bir ev al, sosyal güvencelerini sağla. Sonra Mall of İstanbul’u ve Stadyum’daki inşaatı yık, ilk önce İnsan Yayınları oradan çıksın. Mecidiyeköy’ün ortasına yüzlerce ağaç dik, ailelerin gelip nefes alacağı çay bahçeleri yap. Sermayeni Anadolu’ya kaydır; şehirleri şenlendir; Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı modellerle orta sınıfı canlandır. Bütün gökdelen sahipleri de öyle yapsın, yoksa Ad ve Semud kavmini yerle bir eden İlahi azab gökdelenleri ve AVM’leri yerle bir edecek!