Zaman yazarından Ahmet Şık ve Nedim Şener itirafı
Zaman gazetesi yazarı Kerim Balcı, bugünkü yazısında Gülen cemaatini eleştirdi. Balcı, cemaatin siyasetle arasına mesafe koyamadığını vurguladı
Zaman gazetesi yazarı Kerim Balcı, bugünkü yazısında özeleştiri yaptı ve cemaatin yaptığı hataları bir bir sıraladı. Balcı, cemaatin, AK Parti’ye olan vefasının faturasını ödediğini de öne sürdü.
Cemaatin siyasetle arasına mesafe koyamadığının altını çizen Kerim Balcı, Ergenekon davası ve gazetecilerin yargılandığı davalarda hata yaptıklarını itiraf etti.
ÖNCE ADALET GİTTİ, SONRA KALKINMA
2010 yılında açılan Balyoz davaları ve 12 Eylül referandumuyla birlikte AK Parti'nin yargı direnci büyük oranda kırdığını, asker içindeki darbeci kanat kıpırdayamaz hale geldiğini vurgulayan Kerim Balcı, "Parti kendisini iyiden iyiye devlet olarak görmeye başladı. Daha önce terk edilen adalet gibi kalkınma vurgusu da terk edildi. Geriye sadece parti kaldı. Çılgın projelerin, İslam âleminin liderliğinin ana gündem olduğu, AB’yle köprülerin atıldığı bir dönemdi bu" diye yazdı.
CEMAAT SİYASETE OLAN MESAFESİNİ KAYBETTİ
12 Eylül referandumu ve 2011'deki genel seçimlerde vefa gereği olarak AK Parti'ye desteklerini sürdürdüklerini dile getiren Balcı, "Bize çok pahalıya mal olan bir destekti bu" deyip özeleştiri yaptı: "Siyasetle olan mesafemizi kaybettik. Bu sebeple Ergenekon davaları sürecinde yapılan hataları göremedik. Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanma kararlarına karşı çıkmalıydık, çıkamadık."
Kerim Balcı'nın yazısının ilgili kısmı şöyle:
AK PARTİ GİTTİ AKP GELDİ
2011 seçimlerinde parti, seçmenlerin hemen yarısının oyunu alınca, yok oldu. Ne adalet, ne kalkınma ne de parti vardı artık. Sadece Erdoğan vardı. AK Parti gitmiş, yerine AKP gelmişti. Bu türedi AKP’de bir de “dar oligarşik yapı” türedi. Üçüncü istasyonda trene binen ve ilk zorlu yokuşta trenden atlayacağına hepimizin emin olduğu bu adamlar, Başbakan’ın kulağına korkunç masallar fısıldadılar. Havuzlar dolmaya, havuzlardan akan paralarla medya kurumları el değiştirmeye, köşe yazarları satın alınmaya başlandı. AKP, AK Parti’nin yaptığı her şeyi yıkıyor, AK Parti döneminde elde edilen bütün kazanımlar kaybediliyordu.
DÖVÜLEREK, SÖVÜLEREK UZAKLAŞTIRILDIK
AKP’li bakanlar ve oğulları hakkındaki soruşturma dosyaları Başbakan’ın bilgisine sunulduğunda da olan oldu. Bütün yozlaşmasına rağmen biz hâlâ AKP’den kopmayı başaramamış, maruf ve muttaki bir mürşidin haylaz ve mürai oğluna hürmet gösteren müritlerin hali gibi, bu türedi AKP’den ümidimizi kesememiştik. Nihayetinde de ayrılma iradesini biz göstermedik; dövülerek, sövülerek, terörist ilan edilerek uzaklaştırıldık AKP’den…
VEFANIN FATURASINI ÖDÜYORUZ
Bizce ortadaki kutuplaşma hain evlat AKP ile muhtereme validesi AK Parti arasındadır. Ve biz, hâlâ AK Parti’ye, AK Parti’yi ak kılan prensiplere vefa gösteriyor olmanın faturasını ödüyoruz. Diyebilirsiniz ki ortada sizin bahsettiğiniz AK Parti yok! Manayı maddenin önüne koyanlar için AK Parti ruhu, şimdilerde biraz titrek ve korkak olsa da, yine büyük oranda AKP’nin içinde yaşıyor. Biz, o ruhun yakın zamanda kendisine yeni bir beden bulacağını ümit ediyoruz.
Cemaatin siyasetle arasına mesafe koyamadığının altını çizen Kerim Balcı, Ergenekon davası ve gazetecilerin yargılandığı davalarda hata yaptıklarını itiraf etti.
ÖNCE ADALET GİTTİ, SONRA KALKINMA
2010 yılında açılan Balyoz davaları ve 12 Eylül referandumuyla birlikte AK Parti'nin yargı direnci büyük oranda kırdığını, asker içindeki darbeci kanat kıpırdayamaz hale geldiğini vurgulayan Kerim Balcı, "Parti kendisini iyiden iyiye devlet olarak görmeye başladı. Daha önce terk edilen adalet gibi kalkınma vurgusu da terk edildi. Geriye sadece parti kaldı. Çılgın projelerin, İslam âleminin liderliğinin ana gündem olduğu, AB’yle köprülerin atıldığı bir dönemdi bu" diye yazdı.
CEMAAT SİYASETE OLAN MESAFESİNİ KAYBETTİ
12 Eylül referandumu ve 2011'deki genel seçimlerde vefa gereği olarak AK Parti'ye desteklerini sürdürdüklerini dile getiren Balcı, "Bize çok pahalıya mal olan bir destekti bu" deyip özeleştiri yaptı: "Siyasetle olan mesafemizi kaybettik. Bu sebeple Ergenekon davaları sürecinde yapılan hataları göremedik. Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanma kararlarına karşı çıkmalıydık, çıkamadık."
Kerim Balcı'nın yazısının ilgili kısmı şöyle:
AK PARTİ GİTTİ AKP GELDİ
2011 seçimlerinde parti, seçmenlerin hemen yarısının oyunu alınca, yok oldu. Ne adalet, ne kalkınma ne de parti vardı artık. Sadece Erdoğan vardı. AK Parti gitmiş, yerine AKP gelmişti. Bu türedi AKP’de bir de “dar oligarşik yapı” türedi. Üçüncü istasyonda trene binen ve ilk zorlu yokuşta trenden atlayacağına hepimizin emin olduğu bu adamlar, Başbakan’ın kulağına korkunç masallar fısıldadılar. Havuzlar dolmaya, havuzlardan akan paralarla medya kurumları el değiştirmeye, köşe yazarları satın alınmaya başlandı. AKP, AK Parti’nin yaptığı her şeyi yıkıyor, AK Parti döneminde elde edilen bütün kazanımlar kaybediliyordu.
DÖVÜLEREK, SÖVÜLEREK UZAKLAŞTIRILDIK
AKP’li bakanlar ve oğulları hakkındaki soruşturma dosyaları Başbakan’ın bilgisine sunulduğunda da olan oldu. Bütün yozlaşmasına rağmen biz hâlâ AKP’den kopmayı başaramamış, maruf ve muttaki bir mürşidin haylaz ve mürai oğluna hürmet gösteren müritlerin hali gibi, bu türedi AKP’den ümidimizi kesememiştik. Nihayetinde de ayrılma iradesini biz göstermedik; dövülerek, sövülerek, terörist ilan edilerek uzaklaştırıldık AKP’den…
VEFANIN FATURASINI ÖDÜYORUZ
Bizce ortadaki kutuplaşma hain evlat AKP ile muhtereme validesi AK Parti arasındadır. Ve biz, hâlâ AK Parti’ye, AK Parti’yi ak kılan prensiplere vefa gösteriyor olmanın faturasını ödüyoruz. Diyebilirsiniz ki ortada sizin bahsettiğiniz AK Parti yok! Manayı maddenin önüne koyanlar için AK Parti ruhu, şimdilerde biraz titrek ve korkak olsa da, yine büyük oranda AKP’nin içinde yaşıyor. Biz, o ruhun yakın zamanda kendisine yeni bir beden bulacağını ümit ediyoruz.