Zaman yazarı Spiegel'in o başlığını çok beğendi!
Ahmet Turan Alkan, Gezi eylemlerinde Türkçe "boyun eğme" başlığıyla çıkan Alman Der Spiegel'in yeni başlığını çok beğendi.
Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan, Türkçe ve Almanca olarak 'Der Staat Erdoğan – Erdoğan devleti' başlığını kullanan Der Spiegel'in eleştirilerini köşesine taşıdı.
İşte Ahmet Turan Alkan'ın yazısından çarpıcı bölümler:
TÜRKİYE HÜR BİR ÜLKE OLARAK KALACAK MI?
Paralel yapıya yönelik operasyonlara ve Der Spiegel'in Erdoğan yorumuna değinen yazar, yazısını böyle tamamladı:
"Devlet, Erdoğan’a kendini teslim etmez, zira inisiyatif zaten aslında derin devlette. Erdoğan, devlete karşı cürm-i meşhut vaziyetinden ötürü mahcup; muhaliflerine karşı ise ceberrutluğu ve merhametsizliği, yakalanmış olmanın ezikliğinden kaynaklanıyor.
“Paralel yapı” operasyonunu tasarlayan kafa iyi bir ikramiyeyi hak etmiş olabilir. Çok zahmet çektiler fakat Hizmet hareketini, en azından insanların nazarında, “Bunlar da çok oluyorlardı zaten, kibirliydiler vs.” tarzında mahkûm ettirmeyi kısmen başardılar. Bu noktada önemli olan birilerini yakalayıp nezarethanede itip kakarak intikam almaktan ibaret değil. Bütün radikal inkılapçılar gibi antidemokratik icraatlarını mazur gösterek bahanelere ihtiyaçları var ve Hizmet hareketini şeytanlaştırmakla bir taşla iki kuş vurmuş gibi gurur duymaktalar.
Der Spiegel de onu söylüyor: Bu gidişin sonu Özbekistan vs. gibi bir ülke olmak! Bunu görmek için Alman zekâsına ihtiyaç yok belki fakat standart Türk mantığı ile çıplak gerçeği fark etmek de kolay değil. Spiegel’in sorusu neredeyse ayıp derecesinde çırılçıplak: “Türkiye hür bir ülke olarak kalacak mı?”
Bu soruya ben ve benim gibilerin verdiği karşılıkların -doğru da olsa- itibarı yok; aylardan beri bu tehliyeye dikkat çekmeye çalışıyoruz fakat insanların çoğu, “Aa, bunlar Hizmet hareketini savunuyor” diye anlıyorlar.
Canınız sağolsun ama şu kadarcığını da bilin en azından; biz izahı imkânsız şahsi servet artışlarını, artık vazgeçemeyeceğimiz yüksek hayat tarzını, iktidar kışkırtıcı nimetleri değil, aklımızın erdiği kadarıyla Hakk’ı ve “ileri demokrasi”nin gereklerini savunuyoruz çok şükür. Bu mücadeleden galip çıkınca, “âdil, hür ve demokratik bir ülke”den başka bölüşeceğimiz ganimet de bulunmuyor.
Nokta-i nazarımdan durum bu kadar net; ilgili bütün cenahlara duyururum."
GURBETÇİLERE PROPAGANDA
Der Spiegel, Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkma durumunda Türkiye'nin "Erdoğan devleti"ne dönüşeceğini savunarak gurbetçi Türklere propaganda yaptı. Der Spiegel haberinde şu ifadelere yer verdi: "Yeni padişah: Başbakan Erdoğan demokratik reformlarla çıktı yola, ancak eski dönemin seçkinleriyle ve Gezi Parkı direnişçileriyle mücadelesinde hükümdara dönüştü. Şimdi kendisini cumhurbaşkanı seçtirmek niyetinde. Despot mu olacak bu sefer de?"
İşte Ahmet Turan Alkan'ın yazısından çarpıcı bölümler:
TÜRKİYE HÜR BİR ÜLKE OLARAK KALACAK MI?
Paralel yapıya yönelik operasyonlara ve Der Spiegel'in Erdoğan yorumuna değinen yazar, yazısını böyle tamamladı:
"Devlet, Erdoğan’a kendini teslim etmez, zira inisiyatif zaten aslında derin devlette. Erdoğan, devlete karşı cürm-i meşhut vaziyetinden ötürü mahcup; muhaliflerine karşı ise ceberrutluğu ve merhametsizliği, yakalanmış olmanın ezikliğinden kaynaklanıyor.
“Paralel yapı” operasyonunu tasarlayan kafa iyi bir ikramiyeyi hak etmiş olabilir. Çok zahmet çektiler fakat Hizmet hareketini, en azından insanların nazarında, “Bunlar da çok oluyorlardı zaten, kibirliydiler vs.” tarzında mahkûm ettirmeyi kısmen başardılar. Bu noktada önemli olan birilerini yakalayıp nezarethanede itip kakarak intikam almaktan ibaret değil. Bütün radikal inkılapçılar gibi antidemokratik icraatlarını mazur gösterek bahanelere ihtiyaçları var ve Hizmet hareketini şeytanlaştırmakla bir taşla iki kuş vurmuş gibi gurur duymaktalar.
Der Spiegel de onu söylüyor: Bu gidişin sonu Özbekistan vs. gibi bir ülke olmak! Bunu görmek için Alman zekâsına ihtiyaç yok belki fakat standart Türk mantığı ile çıplak gerçeği fark etmek de kolay değil. Spiegel’in sorusu neredeyse ayıp derecesinde çırılçıplak: “Türkiye hür bir ülke olarak kalacak mı?”
Bu soruya ben ve benim gibilerin verdiği karşılıkların -doğru da olsa- itibarı yok; aylardan beri bu tehliyeye dikkat çekmeye çalışıyoruz fakat insanların çoğu, “Aa, bunlar Hizmet hareketini savunuyor” diye anlıyorlar.
Canınız sağolsun ama şu kadarcığını da bilin en azından; biz izahı imkânsız şahsi servet artışlarını, artık vazgeçemeyeceğimiz yüksek hayat tarzını, iktidar kışkırtıcı nimetleri değil, aklımızın erdiği kadarıyla Hakk’ı ve “ileri demokrasi”nin gereklerini savunuyoruz çok şükür. Bu mücadeleden galip çıkınca, “âdil, hür ve demokratik bir ülke”den başka bölüşeceğimiz ganimet de bulunmuyor.
Nokta-i nazarımdan durum bu kadar net; ilgili bütün cenahlara duyururum."
GURBETÇİLERE PROPAGANDA
Der Spiegel, Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkma durumunda Türkiye'nin "Erdoğan devleti"ne dönüşeceğini savunarak gurbetçi Türklere propaganda yaptı. Der Spiegel haberinde şu ifadelere yer verdi: "Yeni padişah: Başbakan Erdoğan demokratik reformlarla çıktı yola, ancak eski dönemin seçkinleriyle ve Gezi Parkı direnişçileriyle mücadelesinde hükümdara dönüştü. Şimdi kendisini cumhurbaşkanı seçtirmek niyetinde. Despot mu olacak bu sefer de?"