"ZAFER Mİ? YOOO, KAYA ZATEN BENİMDİ!" HÜLYA AVŞAR ÇILDIRACAK!..

Hürriyet yazarı Ayşe Arman, Kaya Çilingiroğlu ile gizlice evlenen Feraye Tanyolaç'la yaptığı röportaja köşesinde yer verdi.

NİKAHTAN SONRA İLK RÖPORTAJ
Feraye ile röportaja gittiğimde -ki saat 6'yı galiba- küt diye eve Kaya Çilingiroğlu geldi. Ben "Nasıl yani?" dedim. "Bu saatlerde eve geliyor" dedi.İtiraf edeyim şeker ve evcimen bir çift. Adam eve erken geliyor, pür neşe içinde, ıslık çalıyor, üstünü değiştiriyor, "Oğlum uyandı mı?" diyor, kendisine bir viski koyuyor, birazdan oğlan uyanıyor, birlikte oynuyorlar, kadın mutfakta yemek yapıyor...


ZAFER Mİ? KAYA ZATEN BENİMDİ


Tebrikler! Evlendiniz. Biz şaşırdık, ya siz...
-Yaa evet, ben de şaşırdım.

Bekliyor muydunuz? "Kaya, bana günün birinde böyle bir güzellik yapar" diyor muydunuz?
-Herhangi bir beklentim yoktu. Sürpriz oldu. Karşılıklı güzellik yaptığımızı düşünüyorum. En büyük güzellik de oğlumuz Kaya'ya...

Sorar mıydınız ona, "Ne olacak bizim halimiz?" diye?
-Yok hayır, biz zaten hep beraberdik. Bir ilişkinin tek amacı evlilik değildir ya da benim için öyle değil...

Ters teper diye hiç sesini çıkarmamış, onun kafasını ütülememiş olabilir misiniz?
-Öyle numaralar yok bizde. Herkes karşılıklı duygularını ortaya koydu, kimse kimseyi zorlamadı. Güzel olan da bu...

Stratejilerin kadını mısınız?
-Hayır, duygularımı mantığımın önüne koyan bir kadınım. Temiz kalpli olduğum ve plansız davrandığım için yukarıdan da yardım ediyorlar!

Bir tarafıyla da müthiş bir "zafer" değil mi bu? Adam, sonunda sizin oldu...
-Kaya zaten benimdi... Belediyeye imza verdiğim için mi zafer?

O kadar normal bir şeymiş gibi söylüyorsunuz ki... Bir sürü badire atlattınız... Bu hikayenin böyle sonuçlanacağı aklınıza gelir miydi?
-Niye gelmesin ki, sevgi her şeyin üstesinden gelir...

Kaya'nın gece hayatı neredeyse sıfır artık. Nasıl oldu bu? Yaşlandı mı? Sıkıldı mı? Yoksa Feraye faktörü mü?
-En büyük nedeni yılların getirdiği doygunluk ve mutlu bir aile ortamını yakalamış olması. Ne diyeyim başka?

Büyü mü yaptınız gerçeği söyleyin!
-(Gülüyor) Hayır yapılanları bozdurdum!

İlişkinizi nasıl tarif edersiniz?
-Sağlam. Bizim kodlarımız uyuştu, şifremiz de aşk...

Hálá çok aşık mısınız bu adama?
-Evet, gün geçtikçe de artıyor. Özellikle de küçük Kaya doğduktan ve onun ne kadar iyi bir baba olduğunu gördükten sonra.

En çok ona mı güvenirsiniz?
-Yapı olarak, kolay kolay kimseye güvenemem. Ama Kaya, bu önyargımı yıktı...

İSVİÇRE ÇAKISI GİBİ BİR KADIN
Onun hayatındaki ana motiflerden biri annesi ve babası. Aşk, hep en önemli şey olmuş. Çünkü anne baba feci aşıkmış, Feraye de onların aşk çocuğu. Ama erkek gibi. Kendini etekten ziyade jean içinde rahat hissediyor. Güzel Sanatlar'da sinema ve televizyon okuyor. 13 sene prodüktörlük yapıyor. Fatih Aksoy'un Med Yapım'ında da çalışıyor. Film
Gibi, Hülya Avşar Show, Teke Tek, Dadı gibi pek çok programın ve dizinin yapımcılığını yapıyor. Şimdi tatlı bir anne. Oğlan da çok tatlı. Unutmadan hayatının en büyük travması annesini kaybetmiş olması. O dönem Kaya, ona acayip destek oluyor, Feraye de bunu hiç unutmuyor. Kısacası, İsviçre çakısı gibi bir kadın. Hem iyi arkadaş, hem domestik bir ev
kadını, çocuğa da bakıyor, sesini de çıkarmıyor, güzel de. Daha ne ister bir erkek! Belasını değil herhalde. Hülya Avşar'la 7 ay birlikte çalışmış. "Arkadaş değiliz. Ama iki kardeşin anneleriyiz. Problemsiz bir ilişkimiz var" diyor.