YÜZÜNÜZ KIZARMIYOR MU, UTANMIYOR MUSUNUZ? ÇGD'DEN TEPKİSİZLİĞE TEPKİ!

Çağdaş Gazeteciler Derneği, gazeteci operasyonuna duyarsızlığı sert dille eleştirdi.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Yönetim Kurulu, gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada "Terörle mücadele" polisinin operasyonuyla, özel yetkili savcının sevkiyle ve özel yetkili hakimin kararıyla 36 gazetecinin "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklandığı hatırlatılarak şöyle dendi:

"Herhangi bir demokratik ülkede böyle bir cümlenin ardından sanıkların işledikleri bombalama, öldürme, sabotaj gibi eylemlerin sıralanmasını beklersiniz. Hayır, 36 kişi muhalif gazeteci oldukları için, mesleklerini yaptıkları için tutuklandılar. Gazetecilere terörist muamelesi yapanların sadece polis olmadığını, kamu adına, yani tüm toplum adına, hepimiz adına suçlama yönelten, 'Bu haberi niye yaptın? Bu kişiyle niye görüştün' diye soran savcının, 'millet' adına karar veren hakimin de aynı muameleyi yapmasından utanıyoruz!"

TUTUKLAMALARA SESİZ KALAN MEYDAYA SERT ELEŞTİRİ
"Tutuklu gazeteciler konusu sorulduğunda hükümet yetkililerinin 'onlar gazeteci, değil terörist' deme cüretini gösterdiği bir ülkede yaşamaktan utanıyoruz" denilen açıklamanın devamında şunlar belirtildi:

Meslektaşlarının işlerinden, ailelerinden, çocuklarından, hayattan koparılıp hapishanelere doldurulmasını şevkle izleyen, her şey bir yana daha soruşturmanın başında hükmü "terör-press" başlıkları atarak verenlerin gazeteci, içeriye atılanların ise 'terörist' sayılmasından utanıyoruz. Tutuklanan gazeteci kendisine yakınsa "özgürlük" yazısı döktürenlerin, iş başkalarına geldiğinde suskun kaldıklarını görünce, insanlığımızdan utanıyoruz. Cezaevlerinde bulunan gazeteci sayısının 99' a ulaşmasından utanıyoruz. Gazetelerin, televizyonların, ajansların baskı karşısında sindiğini gördükçe, iktidar karşısında süt dökmüş kediye döndüklerini gördükçe mesleğimizden utanıyoruz.

TEPKİSİZLİĞE TEPKİ
Peki ya siz, gazeteci yöneticileri, anchormanlar, editörler, yazarlar arkadaşlarınız bir bir alınıp götürülürken yüzünüz kızarmıyor mu? Bu suskunluğun, tepkisizliğin bir gün gelip sizi de vuracağını hala görmüyor musunuz? Utanmıyor musunuz?

Peki ya siz, iletişim fakültelerinin hocaları, gerçeği topluma ulaştırmak için yetiştirdiğiniz öğrencilerin bir bir demir parmaklıklar ardına gönderildiğini görmüyor musunuz? Utanmıyor musunuz?