YÜZÜKLERİN EFENDİSİ'NİN BÜYÜCÜSÜNÜ RÜYAYA GİREN "AK SAKALLI" YAPTILAR!..İŞTE TELEVİZYONLARDA GÜLDÜREN ANLAR!..

Gandalf'ı şifacının rüyasına giren 'ak sakallı' diye tanıtanlar,89'uncu dakikada 5-0 önde giden takımın teknik direktörünün gülüşünü 'teknik direktör rahatladı' diye yorumlayan spiker...Bekir Hazar'ın kaleminden keyifli bir yazı:

Gandalf'la konuşan Türk!


Esra Ceyhan'ın programında tanıtım yapılıyor... "Güüüm... Şifacı adam az sonra canlı yayında... Güüüüm şifacının rüyasında gördüğü ak sakallı adam ne derse çıkıyor" diye... O anda ekrana şifacı Türk ve rüyasında gördüğü ak sakallı adam geliyor...


Ak sakallı adam olarak Yüzüklerin Efendisi'nde başbüyücülük yapan Gandalf gösteriliyor...


Çok güldüm...


Chelsea'nin lig maçını veriyor televizyon kanalımız... 89. dakika Chelsea 5-0 galip. O anda altıncı gol geliyor.


Kamera Chelsea'nnin teknik direktörünü gösteriyor, adam seviniyor.


O anda bizim spiker görüntüyü yorumluyor; "Chelsea teknik direktörü bu golden sonra rahat bir nefes aldı"... Adamın takımı zaten 5-0 galip, maçın bitimine bir dakika kalmış. Altıncı golle rahat bir nefes almışmış... O ana kadar 5 gol farkla önde olmasına rağmen takımı, nefes darlığı çekip alamıyormuş mu yani?... Çok güldüm... National Geographic'de önceki akşam izledim. ABD mafya tarihini anlatıyor... Babalar ülkenin ücra bir köşesinde bir çiftlikte barbekü partisinde bir araya geliyor... En az otuz-kırk mafya mensubu var. Kasabanın polisi hareketliliği görüp, ne var diye bakıyor çiftliğin bahçesine... Mafya babalarından biri görüyor polisi. İşte o anda bir panik başlıyor. Amerika'yı yöneten kırka yakın mafya babası, bir kasaba polisinden korkup başlıyor koşmaya...


Tarlalara, ormanın içine kaçıyorlar düşe kalka, çamurlara bata bata...


Çok komik bir manzaraydı. Çok güldüm...


Meğer mafya babalarının en büyük sendromu polis görmekmiş... liderlerinden biri öyle diyordu programda... Ne yapacaklarını bilemezlermiş... Ve bu babalardan biri itirafçı olmaya karar veriyor. Hangi baba ne haltlar karıştırıyor anlatacak mahkemede... FBI "Gaza getirmek lazım ama nasıl" diye düşünüyor...


Mahkemeye onlarca tv kanalanın kameralarını getirmeye karar veriyorlar...


Mahkemede bir yığın kamerayı gören mafya babası gaza ve aşka gelip başlıyor konuşmaya... Çünkü o zamanlar televizyonlar yeni... Tv'de görünmek önemli... Ne var ne yok döküyor ortaya... Ve son sözleri ilginç oluyor;


"Herşeyi anlattım, bu benim idam fermanım oldu"... Kameranın gücünü ve psikolojisini anlatan çok ilginç bir belgeseldi... "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" diye atasözü vardır bizde...


Herhalde Amerika'da da "On tane kamera mafya babasını bile bülbül gibi öttürür" diye bir deyim vardır sanırım...


Bekir Hazar/Yeni Şafak

http://www.usaadw.com/ngg