YOKSA YİĞİT BULUT BUNUN İÇİN Mİ KOVULDU?

Yiğit Bulut için "Kovuldu" denilmesinden rahatsız olan Barlas köşesinde geçmişten örnek vererek ilginç bir ayrıntının altını çizdi...

"Siyasi rejim"in antidemokratik olması veya "Yasal kısıtlamalar", basın özgürlüğünün varlığını tartışılır kılmaz." diyen Mehmet Barlas, "yazı işlerinin sermaye karşısındaki özgürlüğü ve bağımsızlığı"nın da basın özgürlüğünün bir parçası olduğunu hatırlattı ve ardından şöyle devam etti:

"Türkiye’deki basın özgürlüğü tartışmalarında ise, bunlara ek olarak, tartışanların kan davalı oldukları meslektaşlarının özgürlükleri gündeme geldiğinde dut yemiş bülbüle dönmeleri gerçeği bulunur.

YİĞİT BULUT VAKASI

Barlas, köşesinde Yiğit Bulut’un görevden uzaklaştırmasını özellikle internet medyasının hiç tereddütsüz biçimde "Kovulma" olarak nitelemesinden rahatsız olmuş olacak ki şöyle devam etti:

"Buna paralel biçimde aralarında medya mensuplarının da bulunduğu bir kalabalık hem Yiğit Bulut’a kin kustular, hem de olayı adeta bayram yaparak kutladılar.

(...) Ama tam yetki ile bir medya kurumunu yönetmekle görevlendirilen bir gazetecinin bir gün bir anda "Kovulabilmesi" de, basın özgürlüğüne düşkün görünenleri düşündürmeli değil midir?

NEZİH DEMİRKENT NEDEN KOVULMUŞTU?

1960’lı yılları sarsıntılarla geçiren Hürriyet’i yeniden istikrarlı bir gazeteye dönüştüren Genel Yayın Yönetmeni Nezih Demirkent, bir gün bir anda "kovulmuştu."

O gün Divan’daki bir öğle yemeğinde gazetenin sahibi Erol Simavi’ye rastlayınca "Nezih başarılıydı, neden onun işine son verdiniz" diye sordum.
- Nezih kendisini Hürriyet’in sahibi sanmaya başlamıştı, diye cevap verdi bana.