Yılmaz Özdil'den AK Parti'ye kongre tepkisi! "Sen önce Karadeniz'e sağ salim git..."

Yılmaz Özdil, koronavirüs aşısı pasaportu tartışmalarını köşesine taşıdı. Özdil, Türkiye'deki salgın gündemine dikkat çekti.

Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, koronavirüs gündemine yer verdiği köşesinde AKP'nin il kongrelerine tepki gösterdi.

Yılmaz Özdil, "Sen önce Akp kongreleri yüzünden salgının merkez üssü haline gelen Karadeniz'e sağ salim git, koronadan ölmeden kendi ülkende seyahat etmeyi başar, Avrupa'yı sonra düşünürüz!" ifadelerini kullandı.

Yılmaz Özdil'in yazısı şöyle oldu:

Türkiye koronayla mücadeleyi büyük bir titizlikle yürütürken, İngiltere'de iktidar partisi spor salonlarını “lebaleb” doldurarak il kongreleri yapıyor… Maske-mesafe kuralının hiçe sayıldığı salonlarda konuşan Boris Johnson “tıklım tıklım dolduranlara” teşekkür ediyor, bu salgın ortamında böyle davrandıkları için hepsini tebrik ediyor.

Türkiye koronayla mücadeleyi bilimsel ciddiyetle sürdürürken, Almanya'da da Hıristiyan demokrat parti'nin il kongreleri tam gaz sürüyor, iktidar partisinin mensupları, birbirlerinin omuzlarına çıkarak, davul zurnalarla halay çekiyor, normalde suratlarında olması gereken maskeyi halay mendili olarak sallıyorlar, bu görüntüleri büyük bir keyifle seyreden Angela Merkel, Bavyera şivesiyle şakalar yapıyor, “maskeni çıkar, sesini duyamayrum” filan diyor.

İtalya'da iktidar partisinin il kongrelerinin yapıldığı Napoli, Genova, Bologna ve Floransa şehirlerinde vaka patlaması yaşanıyor.

Türkiye'de cenaze törenleri bilim kurulu'nun yasakları kapsamındayken, Fransa cumhurbaşkanı bilimsel kural falan dinlemiyor, hiç umursamıyor, avlusu “lebaleb” doldurulan Notre Dame Katedrali'nde cenaze törenine katılıyor.

Üstelik…

Habire tweet atarak “duygularımızı rahatça paylaşabileceğimiz günler için cenazede 30 kişiyi geçmiyoruz” diyen Fransa sağlık bakanı da “tıklım tıklım” cenaze törenine bizzat katılıyor, bu tür örnek davranışları nedeniyle Fransız basını tarafından “örnek devlet adamı” ilan ediliyor, Nobel'e aday gösteriliyor.

Türkiye'de aşılama süreci gayet şeffaf şekilde yürütülürken, Türk halkının zihninde aşı konusunda en ufak soru işareti bile kalmamışken, kendi halkına Çin'de bile resmi onay almamış Çin aşısını layık gören, üstelik bugüne kadar verdiği bilgilerin tamamı palavra çıkan Hollanda sağlık bakanı “bundan böyle satın aldığımız aşı miktarını açıklamayacağım” diyor, böylece, Hollanda vatandaşlarının “kaç doz aşı satın alındı, kaç paraya alındı, aracı kuruma ne kadar ödendi, kaç kişi aşı oldu, geriye kalanlar ne kadar zamanda aşı olacak, aşı olanların yüzde kaçında antikor oluştu, kaç kişide etkisiz oldu” gibi soruları soramayacağı anlaşılıyor.

Turizm sezonuna üç gün kala, Avrupa Birliği'nde yaşanan ve televizyonlardan bangır bangır naklen yayınlanan bu feci manzaralar, bütün dünyanın gözünün önünde oluyor.

E hal böyleyken, herkes soruyor…

Avrupa Birliği'nde “aşı pasaportu”na hazırlık yapıldığı söyleniyor, sadece Avrupa Birliği tarafından onaylanan aşılara “vize” verileceği konuşuluyor, Türk vatandaşlarına zaten şu anda bile Avrupa Birliği vizesi verilmiyor, vize randevusu bile verilmiyor, vizeler açılsa bile Çin aşısı olanlara Avrupa kapıları açılmayacak deniyor, doğru mu?

Güzel kardeşim…

Sen önce Akp kongreleri yüzünden salgının merkez üssü haline gelen Karadeniz'e sağ salim git, koronadan ölmeden kendi ülkende seyahat etmeyi başar, Avrupa'yı sonra düşünürüz!